Sanatçı, "kişiliğiyle ve yaşamıyla" topluma örnek olmak zorunda mıdır?

sevenlersevmeyenler9
Sanatçının düzene muhalif yönünden bahsetmiyorum, o zaten olmalı. Daha çok kişilik, yaşam tarzı ve alışkanlıklardan giderek soruyorum.

Bu kadar güzel eserler yaratan insanların özel'ine de anlam/erdem yükler, onları hayallerimizde "örnek vatandaş" suretinde idealize ederiz. Daha da ötesi, kendimizce misyonlar yükleriz. Ama işin aslı hiç öyle değil. Sanatçıların büyük kısmı, düşünselin yanı sıra, yaşayışlarıyla da toplumun değer yargılarından (normlarından) sapma gösteren insanlardır. Ayrıksı. Toplumun kurallarıyla (ahlak başta) örtüşme göstermeyen.. Baudelaire'deki madde bağımlılığı, Dostoyevski'nin kumarbazlığı, Woody Allen ve Polanski'deki pedofili, Rimbaud'daki eşcinsellik, karısını öldüren Althusser... gerçekten sayısız örnek var.
Hatta siyasi görüşünü uçlara taşıyanları da katabiliriz. Ezra Pound ve Hamsun'u faşist diye bir kenara mı itmeli? Bu -eserlerini gölgelemediği sürece- sanatlarının önüne mi geçmeli? Ama geçiyor.

Şöyle düşünmek gerekmez mi? İnsanlığa güzel eserler sunan bu kişiler, acılardan ya da "norm dışı"ndan beslenmeseler, acaba o eserleri yaratabilirler miydi yine? Yarattıklarıyla "farklarını" daha en başta tescillemiş insanları minderin sıradanlığı içine çekme uğraşı paradoks değilse nedir?

Balzac için romanlarındaki kahramanlarda yaşıyor denir mesela. "Kahramanın" dışındaki Balzac'ın izini sürdüğünüzde "hoş olmayan" sürprizlerle karşılaşmak olası.

Ben yine keyifle Jean Genet okumaya devam edeceğim. :)
Sanatçı, "kişiliğiyle ve yaşamıyla" topluma örnek olmak zorunda mıdır?
9 Cevap