Evliliklerin uzun süre devam etmesi için neler yapılmalı?

Her erkek ihanet etmez. Ama evlenen kişilerden duyduklarım davranışların değiştiği. Mesela çok açık bir örnek olacak ama evliliğin ilk başlarında cinsellik bolken, zaman ilerledikçe özellikle kadınların cinsellik sıklığının azalmasını istediği söyleniyor. Örneğin; ilk başlarda haftada 2-3 kez yakınlaşırken ilerleyen dönemde ayda 1'e kadar düşen oluyormuş. İradesi zayıf erkeklerde bu yüzden başka kadınlara yönleniyor.
Bir de şu var; aslında sevgililik döneminde birçok hata görüyoruz sevgilimizde ama hep "Evlenince ben bunu değiştiririm" diyoruz (Hem kadınlar, hem erkekler için söylüyorum). Karşımızdaki kişi de değişmek istemiyorsa evde huzursuzluklar, kavgalar baş gösteriyor. Evlenirken aslında birbirimizi olduğumuz gibi kabul etmemiz gerekiyor. Bunun suçu tek tarafta değil. Biten bir evlilikte ama az ama çok iki tarafında payı vardır.
Diğer Görüşler İçin Aşağı Kaydır
Senin Görüşün Nedir? Hemen Üye Ol!Mükemmellik "insanların bakış açısına ve beklentilerine göre" kendilerince değerlendirecekleri ve öngörecekleri değerlerden meydana gelir. Benim için çok sıradan olan bir ilişki belki de başkalarının hayali mükemmel seviyeye çıkmış dahi olabilir. Çevremizdeki insanların bazılarının birbirleriyle uyum içinde olması, beraberliklerinde uzun soluklu devam etmeleri ve senelere rağmen ilk günkü sevgilerini korumaları biraz lüks gibime geliyor. Hani mükemmellik deyin veya adına bir başka bir şey ama burada görmeliyiz ki "mutlak bir emek harcanmış." Benim aklımın ve mantığımın örtüştüğü yerde "mükemmel ilişki ancak ve ancak doğru partnerle mümkündür" diyebilirim. Şöyle ki, komplekslerinden katarsis olmamış ve sorunlarını hala büyüten insanlarla kötü ilişkilerin yanında kötü bir geleceğe ve boşa harcanmış zamanlara sahip olursunuz ancak.
Kabuk tutmuş yaralarını, travmalarını, çocukluğunun nasıl geçtiğini sor. “Hayattan pek çok şey öğrenen insanlar, neşeli ve masum kalamazlar.” diyen Dostoyevski’ye kulak ver. Mükemmel ilişki, bana göre iki mutlu geçmişin ve mutlu şimdinin bonusudur. İlişkinin içerisinde bir noktada acıya denk gelinmişse o ilişkinin kolay kolay iflah olacağını zannetmiyorum. Yazımın başında da belirttiğim gibi "çevremizde az biraz gördüğümüz mükemmel ilişki yaşayan insanların; sapasağlam psikolojileri, pirüpak defterleri ve dopdolu şimdileri var." Fedakarlık anlayışı her zaman için ilişkilerin ömrünü uzatır. Yalnız tek taraflı fedakarlık kar amacı güder hatırlatmak gerekir; her iki tarafın da birbirini mutlu etmek için yapacağı fedakarlık mükemmelliktir. Bir ilişki "her türlü kusura rağmen değer bilmek ve sadakati sürdürmek üzerine kurulmalıdır." Çiftlerin birbirine karşı "dobra ve açık olması, yalan söylememesi (bir ilişkiyi yalanlarla inşa etmek deniz kumuna ev yapmakla eşdeğerdir; yıkılır eninde sonunda), karşılıklı verilen sözlerin tutulması ve sorunların ertelenmeden veyahut görmezden gelinmeden sıcağı sıcağına çözülmesi sizi adım adım mükemmel ilişkiye götürür.
Akıllıca yorumlayacak olursak "her ilişki bir gün mutlaka biter, ama doğal sebeplerden ama olağan dışı sebeplerden" diyebiliriz. Bu mantık sağlamasını göz önünde bulundurmanızda fayda var. İlişkinin tabiri caizse gittiği uç noktaya kadar sürdürülebilmesi adına neler yapabiliriz konusuna gelince illaki yükümlülüklerimiz olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Tutarlılık her zaman ilişkinin gidişatını belirler. Çiftlerin birbirlerine olan karşılıklı saygısı, tutkusu, güven duygusu olmazsa olmazlarımız arasındadır. Eşinize ilk günkü heyecanla dolu dolu bakmak istiyorsanız kendinizden emin adımlar atmalısınız her zaman. Aşkın şematiğinde "cesaretsizliğe" yer yoktur. Kararlı olun karşınızdakini sürekli canlı tutacak yöntemler geliştirin. İlişkiniz ne zaman sıradanlaşma yoluna giriyor o vakit hep ikinci üçüncü planlarınız olsun. Aksi halde birbirinden sıkılmış insanların duygusal bağdan ziyade zorunluluktan beraberliği sürdürdüğünü, alışmış olmanın getirisi olarak bunu yaptıklarını biliyoruz. Mutlak sadakati elden bırakmamalısınız, her şey karşılıklı tek bir kişi sorumluluk alamaz ilişki bünyesinde. Her iki tarafın da kendine has karakter yapısının orta yolla çifte bölünerek devam ettirilmesi şarttır.
Sadece korku bu olmasın. Mesela bazı erkekler-kadınlar bir zaman sonra ayrılmak istiyor. Sıkıldığı için. Evet başka bir neden yok. Resmen sıkıldığı için bırakıyor. Bu bence daha acı.
Bu şuna benziyor; sağlıklı bir yurttaş nasıl olunur?Ülkesini seven ülkesi için çabalayan vs. Aslında mevzu bizim türk, kürt, ermeni, afgan, kazak, rum olmamız değil. Birlikte yaşama isteğimiz. birlikte yaşamamız için gerekli olan nedenler. Bunlar ortadan kalkarsa kökenimiz ne olursa olsun yurttaşlığımızdan keyif alamayız.
Bizim bir akraba karısından ayrılmak istedi. Neyse kuzeni bunu çekmiş kenara sadece şunları sormuş:
1-Seni aldattı mı (Hayır)
2. Sen onu aldattın mı (Hayır)
Neden ayrılıyorsun o zaman? Yani bu oyuncak mı da sıkılıyorsun.
Aldatmaya gelecek olursam. Başka bir karşı cinsle duygusal vakit geçirme fiili ve isteğidir bence. Yoksa hiç bir yakınlık duymadan gidip parasıyla biriyle birlikte oluyorsa buna aldatma diyebilir miyiz bilemiyorum. (Onayladığım için söylemiyorum, sadece gözlem ve bir düşünce)
Ben evlı degılım henüz ancak gecmıs ılıskılerıme baktıgım da stabıl ve uzun soluklu olmuştur. Bunun sebebı bence taraflardan bırının özellıkle erkegın daha aktıf olması gerektıgını dusunuyorum.2tarafada düşen sorumluklar var fakat zekı bır erkek partnerını ıyı analız etmıs bır erkek ılişkıyı cok rahat canlı ve taze tutabılır. Ve tabıkı tarafların bırbırıne saygısı cok onemlı. Genel anlamda gözlermlerım bayanların daha agresıf ve kontrolsuz oldukcalrı yonunde buda bayanların daha kırılgan ve daha hassas olmasınla alakalı. Bence ıyı bır ilişkı ya da evlılık ıcın karşılıklı empatı bırbırınıze karşı hoşgörü anlayıs cok onemlı. Ve belkı cogu karsı cıksada maddıyatında cok etkısıde var hatta ılk bastakı etkendır. Aslında ekekler kadınlardan daha zor ıhanete meyıllıdır. Ben kadınların daha fazla meyıllı oldugunu dusunuyorum özellıkle duygusal boşluga duserlerse cok ıyı sebep sonuc ılskısı kuramıyorlar onun ıcın nısanlınıza guvenın en önemlı karsılıklı guvendır egen guvenle alakalı teredutlerınız varsa ıyı gözlemleyınız ön yargılı olmamak gereklı aynı pencerden bakmasanız bıle aynı gökyuzune baktıgınızı unutmayın ;)
Evlilik öncesi heyecanı, evlilik sonrasına taşımayı bilmek lazım. Egoist olmamak gerekir, insan kendisi için istediğini eşi içinde istemeli, kendisi için istemediğini eşi için de istememeli. Bunlar tek taraflı olmaz tabi o zaman yıpratıcı ve sıkıcı olur. Uzun soluklu olabilmesi için biz üstümüze düşeni yapmalıyız.
Aldatır mı aldatılır mıyım diye geleceğe dönük şeyleri düşünmeye gerek yok bence, bunun önünü alamayız yaşayacağımız varsa yaşar görürüz, sonucuna da o zaman karar veririz. Mutluluklar dilerim.
Biz kadınlar evlenirken bir sürü hayal ile, bir sürü detay ile evleniyoruz. Erkeklerin bu konuya okadar kafa yorduğunu düşünmüyorum. Kadın çevik olmalı, zeki olmalı. Yerinde ve isabetli hareketlerde bulunmalı. Çocuk eğitmeyeceğiz elbette ama bize çocukluktan beri yükledikleri sorumluluktan muaf büyümüş bu tek derdi cinsellik olan erkekleri yöneteceğiz, tabir-i caiz ise. Oda sorumluluklarını kabul edecek. Tek taraflı yürümez bir ilişki, sürünür. Ve evet istiyoruz ki 50 sene sürsün ve göze korkutucu geliyor. Kitap okur gibi, tane tane yaşayacaksın, sayfa sayfa geçecek yıllar, merak etme. Sen herzaman eşinden haberdar olursan, iyi mi, kötü mü, canı mı sıkkın, morali nasıl yerine gelir, neyi sever, nasıl huzur bulur (tabi cılkını çıkarmadan), oda aynı hassasiyetle senin üstüne düşer ve iletişiminiz her daim sürekli ve dürüst olursa, merak edilecek bir şey yok, mission complitıd.
Kişiyi tanıyabilmek. İhtiyaçlarını giderebilmek hayatı göstererek andan zevk alarak yaşayabilmek önemli. Uzun evliliklerdeki sır birbirinin hayatıns çok müdehakede bulunmadan ama çokta boş bırakmadan kişiyi kendi halinde sevmek ve kabul etmek gerekir. Bize dayatılan normlara karşı çıkarak daha güzel hayatı kendimiz yapabiliriz
Temeli saygı, sevgi ve anlayışlı olmaya dayanan bir ilişkinin kopması için sınırları zorlayıp delmek gerekli. Bu da ancak bozulmuş bir psikoloji ile mümkün. Eşler iyi ve kötü günde empati yaparak birbirlerinin yanında olursa, aşamayacakları bir engel göremiyorum.
Annem hep der aşk mezara değil Pazar’a kadardır diye umarım çok mutlu olursunuz ne söylesek boş bence sen sorun olmamasını isteyen birisin ama nişanlını tanımıyoruz yapabilecek durumlarını bilmiyoruz onun seni sevdiğine inanıyorsan bence çok tedirgin olmamalısın bir sorun varsa da ortalıkta boşanırsın be anam toplum baskısını takma
Karşılıklı saygıyı kaybetmemek...
Evliliklerin uzun soluklu olmasının temel sırrı tam olarak burada yatıyor
Karşılıklı saygı...
Sevgi azalır
Sevgi çoğalır
Sevgi biter..
Sevginin çok çok katmerli hâli olan aşk er ya da geç biter ama saygıyı kaybettiğinde o evlilik yürümüyor...
Ben bunu gördüm...
Sadık olmak
İlgi göstermek
Gereksinimleri karşılamak her türlü yönden
Boş konuları kafa takıp kavga etmemek,
Yeri geldi mi alttan almak (Her zaman değil tabi ki)
Eğlenceli şeyler yapmak
Saygılı olmak ki en önemlisi bu
Sabırlı olmak kusursuzluk aramamak önemli, birinde olmayan özellik başkasında olablir ama onda da başka diğerinde olan özellk olmayablir. Bence sorun yaşayınca eş değiştirmek yerne sorunların üzerine gitmek daha mantıklı. Yoksa sap gibi kalırsın genelnolarak birini seviyosan huyunu suyunu onda ısrar etceksn diğer sorunlar çözülür.
Evlenmek denilen şey hayat boyu önünüze çıkan insanları estetik kaygılarla eleyerek geriye kalan tek kişinin estetik beklentilerinizi karşıladığı kanaatine varmak demek değildir. Evliliğin temelinde aranması gereken şey bu değil. Dış görünüş bir beklenti haline geldiği için bugün hiçbir şey ilk günkü gibi değil. Bu toplum evliliğe cinsellik olarak bakmaya devam ettikçe hiçbir yere gelemeyecek bu konuda.
Bu iş nasip meselesi yalnız esasen inanç temelli yani yaptığın evlilikten yaşadığın eşin ile aynı zamanda seçip tercih ettiğiniz için kaderiniz yaşıyorsunuz, yani tercihleri doğru yapmak lazım ki uzun süre devam edebilsin
Bu işin sabırdan geçtiğini biliyorum, sadece evlilik odaklı değil, insanın kendine katlanabilmesi için bile çoğu kez sabır gerekiyor. Mümkün olduğunca az yıpranarak az yıpratarak. Ve monotonlaşmanın büyüsüne kapılmamak bir seçenek olabilir.
İlk zamanlardaki heyecan zamanla kendini saygıya bırakır.. eğer eşler birbirlerine sevginin yanında saygı da duymayı başarırlarsa evlilikleri uzun olur..
İki tarafta da birbirini anlayacak dinleyecek kim nerde eksiklik yapıyorsa uyarılmalı bak canım burda hatan var ya da bunu şöyle yapsan güzel olur gibi şeyler. Kavgalarda hangi taraf ateş ise karşısı su olmalı ortamı sakinleştirmeli ve herkes birbirinin sınırlarını çok iyi bilmeli o sınırlar geçilmemeli.
Mucizeler beklemeyeceksin, başkalarıyla kıyaslamayacaksın, iki taraflı şeyler bunlar. Aşırısına hiç bir şeyde kaçılmayaxak. Ağızdan çıkan söz çıkmadan önce tartışmalı, insan nerede susacağını nerede konuşacağını bilmeli. Evlilik bir ortak yaşam ve sevgi saygı felsefesidir. Kuralları neleri kapsadığı gerektirdiği bellidir. Birbirini yeme değil yüceltmek gerekir taşımak gerekir
Karşılıklı sevgi, saygı, hoşgörü ve sadakat temelleri üzerine kurulan bir evliliğin, hayatın getireceği bütün olumsuzluklarda sallamaz, ayakta kalmaya devam eder. Şimdiden mutluluklar dilerim.
1- Evliliğe maddi manevi hazir olmak
2- Doğru eş seçimi
3- Kaliteli iletişim
4- iliskiye özen gosterip emek harcamak
5- Sevgi ve pozitif yaklaşım
Uyum, güven, saygı, sevgi, kaliteli vakit geçirme. Bu beşli korundukça ilişki sürüyor. Aksi halde don lastiği gibi uzatmaya dönüyor iş
Merhaba,
Çok haklısınız. Çevremizdeki birçok ilişki günümüz koşullarında odağını, bağını ve arkadaşlığını kaybediyor. Belki biraz öyle görüyor, belki kimi zaman hayat koşullarında yoruluyor.
Fakat araştırmaların bize gösterdiği bir ilişkiyi zinde tutan şey, güvenli işleyen bir ilişki olarak korumak, derin bir arkadaşlık kurmak ve her zaman sevgili olmaya devam etmektir.
Güvenli işleyen ilişki gerektiğinde partnere ulaşabilmek, onun dikkatini ilgisini çekebilmek, partnere karşı ulaşılabilir olmak, herhangi bir durumda ihtiyaç halinde arkasında durmak, ilişkiyi hayatta önceliğiniz haline getirmektir.
Derin arkadaşlığı biraz daha açarsam (aslında en yakın arkadaşınızla olduğu gibi);
Tüm bunların yanında ilişki canlıdır. Sürekli emek gerektirir. Sevgililiği ve arkadaşlığı korumak ilişkinizi besleyecektir. Maalesef çok az ilişkide ömür boyu sevgililik görüyoruz. Ama görmemek olamayacağı anlamına gelmiyor.
Siz istedikçe her şey mümkün.
İlişkinizi hep canlı tutmanız dileklerimle,
Cok guzel bir aciklamaydi cok tesekkur ederim. Bu soylediklerinizin hepsine katiliyorum gercekten boyle olundugunda hic bir sorun kalmaz. İnsallah brnim de evliliğim bu şekilde ilerler ve hic zedelenmez.. nisanli oldugum icin surekli bunlari dusunuyorum.. daha once taniyo olmama ragmrn nişanlandktan sonra bunlari düşünmeye basladim. Bu yuzden biraz endiseliyim
Endişenizi anlıyorum. Hayatta her şey insanlar için. Elbette problemler, zorluklar olacaktır. Fakat el ele oldukça hepsinin üstesinden gelememeniz için bir neden yok. Her şeyin gönlünüzce olmasını dilerim. Sevgiler,
İcimi cok rahatlattiniz gercekten cok tesekkur ederim
Ne demek:) Sevgilerimle...
Çok haklısınız Melis abla. Dediklerinize katılıyorum, ama benim düşünceme göre Sevgi yoksa hiç bir şey ilişkiyi devam ettiremez. Sevgi varsa da Sorunlara rağmen devam edebilir. Tabi benim düşüncem :)
Melis hanım, tabiki siz bu konunun uzmanısınız ama söylediklerinize bir kaç şey eklemek istiyorum ben.
Düşünsenize yukarıda anlattıklarınızı yapmak tabiki çok güzel ama 1 yıl, 2-3-4-5 yıl bunları aynı kişiyle yapıyorsunuz, 6-7-8-9-10 yıl. Ben tüm bunların bu kadar uzun bir süre boyunca aynı kişiyle yapmaktan sıkılmayacak bir insan olacağını zannetmiyorum. Cinsel sorunların da olmadığını varsayıyorum bunu söylerken. Birde cinsel sorunlar olursa mümkün değil bu kadar uzun uyumlu bir süreç olması. Dolayısıyla şunu eklemek istiyorum. Çiftlerin sadece kendilerine ait, sadece kendi arkadaşlarıyla birlikte zaman geçireceği, belki de ayda 2-3 gün eş ve çocukları düşünmeyeceği, aileyi düşünmeyeceği sadece kendi mutlu olduğu şeyleri yalnız ya da diğer arkadaşlarıyla yapacağı faaliyetler ve zamanlar oluşturulmalı diye düşünüyorum. Bu kadın ve erkek iki taraf içinde geçerlidir ve çiftler bu konuda birbirlerine destek ve saygılı olmalıdırlar. Hatta belli bir süre yılda 1 ay vb.. tamamen ayrı zaman geçirme gibi.. ne olursa olsun aynı kişiyle çok uzun yıllar boyunca bir sevgili bir arkadaş olarak, aynı evde, aynı yerlerde, sürekli tekrarlanan faaliyetler yapmak çiftleri birbiri ile sevgili olmaktan çıkaracak ve ilişki daha çok başka bişeye benzeyecektir. Diye düşünüyorum. Syg
@joeyzassa
Merhaba,
Çok haklısınız. Siz çok daha sonrası için fikrinizi sunmuşsunuz. Ve gerçekten birçok çiftin zorlandığı yerden bakmışsınız.
Öncelikle elbette birçok problem olacaktır. İlişki sürekli evrilir. Fakat sizin burada da bahsettiğiniz gibi çiftin kendine özel başbaşa vakitleri tekrar aşkı hatırlamalarına yardımcı olacaktır.
Fakat buradaki handikap yaşanmışlıklar arttığında eğer çiftin girdiği kısır döngüler ve çözemediği problemler varsa, artar ve çifti yormaya başlar.
Senelerdir aynı problemler konuşuluyor ve çözülemiyorsa kopmalara neden olur. Hatta öyleki baş başa vakitlerde de ortaya çıkarak, baş başa vakitlerden de kaçınılmasına neden olur.
Araya çocuklar girdiğinde öncelikler değişmişse, artık çift olarak geçirilen özel vakitler kısıtlanmışsa bu duruma tuz biber olur.
Genellikle de bu iki durum birbirine neden olur. Yılların getirdiği çözümsüzlükler uzaklaşmaya, uzaklıklar çözümsüzlüklere neden olur.
İki çözümü vardır. Bunlardan bir tanesi arkadaşlarınızla olduğu gibi problemin konusu değil de hep yaşadığınız döngüler ve bunların hissettirdikleri üzerine konuşabilmek ya da olamıyorsa da destek alarak ilişkinize bakım yapmak ve yenilemek.
Kolay olduğunu söyleyemem ama mümkün olduğunu söyleyebilirim.
Çok güzel bir noktaya değinmişsiniz. Teşekkürler.
Sevgilerimle,
@BarışInfinity2020
Merhaba,
Çok haklısınız. Sevgi her şey için ön koşuldur.
Bilakis, fikrinizle yaptığınız zenginleştirme için teşekkür ederim.
Sevgilerimle,
@Melis Yiğitbaş Ben Teşekkür ederim Detaylı ve ayrıntılı açıkladığınız için :)