Zayıflamak mı, Yoksa Kilo Vermek mi?

FireandFire
Zayıflamak mı kilo vermek mi? Konuşma dilimizde eş anlamlı gibi duran iki kavram. Ne var ki kelime anlamlarını da esas alarak düşündüğümüzde kilo verelim ama zayıflamayalım demek geliyor içimizden.

Kadınlarda genel olarak daha ince olmak için iki motivasyon vardır; birincisi kozmetik motivasyon, ikincisi de daha sağlık. İnsanlık tarihimize bakarsak geçtiğimiz yüzyıla kadar zayıf olmak kadın için de erkek için de tercih edilen bir özellik değildi. Hava şartlarının çetin, sanayinin gelişmediği ve tıbbın ilerlemediği eski zamanlarda şişmanlık hem hayatta kalmanın hem de zenginlik ve bolluk göstergesiydi.

Son yüzyılda ise görsel algımızın tamamen değişmesi sonucu zayıflık güzellikle eşdeğer bir anlam kazandı. Bununla birlikte tıbbın ilerlemesi ile ideal kiloda olmanın sağlıklı olduğu anlaşıldı ve şişmanlığın sebep olduğu kalp ve damar hastalıkları ile başlayan uzunca bir hastalık listesi ortaya çıktı. Sonuçta kadın erkek hepimiz ideal kilomuza ulaşmaya ve daha zayıf görünmeye uğraşır olduk.





Zayıflamayın...kilo verin...




Kadınlar genellikle mankenlerin fiziklerine özenir. Boyları 1.70 m ve daha uzun, kiloları 48 ile 53 kg arasında olan mankenler gibi olmak isteyen kadınlar bazan doğanın kendi dengesine karşı gelmeye çalışıyorlar.

İnsan vücudu yağ, kas ve kemik dokularından oluşmaktadir. Özendiğimiz fiziğe sahip olmak için, fazla kiloları oluşturan yağ dokusunu en az seviyeye indirmek kilo vermek demektir. Fazla yağ dokusunu azalttığımızda o hep özendiğimiz ve toplumun beğenisini kazanan model hemcinslerimize benzemeyi başarabiliriz.




Sağlıklı diyet


Yağ dokusu, vücudun yiyecek bulamadığı durumlarda ihtiyaç duyacağı enerjiyi sağlamak için oluşturduğu bir depodur. Kilo vermeye başladığımızda bu depo dokusunu azaltmaya çalışırız. Aslında binlerce yıllık insan evrimine ayıkırı bir davranışta bulunduğumuz için kilo vermek oldukça zor ve sancılı bir sürece dönüşüverir. Yaşam şartlarının bu kadar iyi olmadığı eski zamanlar boyunca, insan vücudu günlük ihtiyacından fazla enerji sağlayacak besinlere ulaştığında, günlük ihtiyacını karşılayacak kadar besin alamayacağı günleri düşünerek fazla enerjiyi ve besini hemen yağ olarak depolar ve bir nevi sigorta sistemini devreye sokmuş olur. Her ne kadar besin olanaklarımızın çok çeşitli olduğunu ve bunlara ulaşabildiğimizi biz bilsek de bedenimiz bunu bilmez ve binlerce yıllık hafızası ile hareket eder.

Bu döngüyü kırmak için daha az enerjili besinler almak ve fiziksel aktiviteleri arttırarak daha fazla enerji harcamamız gerekmektedir. İşte bu noktada her pazartesi başladığımız diyetler gündeme gelmektedir. Diyete başladığımızda porsiyonlarımızı küçültmemiz gerekir. Sebze, meyve, haşlanmış ya da ızgarada pişirilmiş yiyeceklere yönelmemizin faydalı olacağını anlayacak kadar bilgiyi gazetelerden, televizyon ve dergilerde öğrenmiş durumdayız. Ne var ki bilinçsiz olarak yapılan bir diyet zayıflatır. Fiziğimizin düzeldiğini görmek bir süre kendimizi iyi hissettirir ama hemen arkasından zayıflamanın ağır bedeli gelir.

Diyete başladıktan kısa bir süre sonra grip, nezle gibi hastalıklar geçirmeye, kaslarınızda kramplar hissetmeye, saçlarınızın döküldüğünü ve tırnaklarınızın çok çabuk kırılmaya, şekil ve renk değiştirmeye başladığını görüyorsanız zayıflıyorsunuz demektir. Bir günü sağlıklı bir şekilde tamamlamak için insan vücudunun enerji ya da bilinen adı ile kaloriye, vitaminlere, minerallere, proteine ve yağa ihtiyacı vardır. Kilomuzu azaltmak ve görünüşümüzü düzeltmek için başladığımız az yeme eğilimi ihtiyacımız olan bu maddelerin alımını belli bir noktaya kadar azalttığında ve vücudumuzda depolanmış olan miktarlarını bitirdiğinde gerçekten zayıflamış oluruz ancak sağlıklı olmaktan uzaklaşırız.



Kimse için değil, kendimiz için...




Tüm bu nedenlerden ötürü kilo vermenin ciddiyetinin farkına varmak ve bunu profesyonel yardım ile yapmak gerekir. Kadınlar açısından diyetisyen hekimler ile görüşmek ve uygun diyet ve spor reçetelerini almak emin olun o kadar da pahalı bir iş değildir. Aylık kıyafet, takı ya da kuaför harcamalarınızdan çok daha fazlasına mal olmayacağını aklınızın bir köşesinde tutmamızda fayda vardır.

Kilo vermek için bazı ipuçları:



Sporla zayıflamak


1) Spor yapın. Bir spor salonuna kaydolmak ya da bizim ülkemizde çok az yerleşim yerinde mümkün olabilen sabah koşusuna çıkmaya başlamak zorunda değilsiniz. Daha hareketli olun, kısa mesafelerde yürüyün. En sevdiğiniz diziyi izlerken her reklam arasından ev içinde birkaç tur atın. Ev ahalisi akıl sağlığınızdan şüphelendiğini söylerse aldırmayın, hoplayın zıplayın. Evde jimnastik DVD'si alın, birkaç hareket öğrenin. Gün içinde mümkün oldukça bu hareketleri yapın. Varsa, çocuklarınızın birkaç saatlik ev içi ya dışı aktivitelerinde onlarla birlikte hareket etmeye çalışın. Yalnız 5 yaşına kadar çocukların gün içinde yaptıkları tempoda ebeveynlerinin hareket etmesi durumunun da kalp krizi geçirme ihtimalinin yüksek olduğunu unutmayın.

2) Fast-food ve dışarıdan yemek yemeyin. Kısacası birazcık evimizin hanımı olup az yağlı ve sağlıklı yemekler pişirelim. Hızlı yemek ya da dışarıdaki yemeklerin kilo yapan ancak bir o kadarda lezzetli olan tatlarından uzak durmaya çalışın. Kilo yapan yemekleri lezzetli olarak tarif etmemizin bir nedeni olduğunu unutmayın. Kimsenin hayır diyemediği çikolata gibi. Şeker doğada kolay bulunan bir besin değildir ancak çok fazla enerjiye sahip bir besindir. Sanayileşme ile çok fazla miktarda şeker üretmeye ve şekerli besin maddelerine ulaşmaya başladık. Bize bu kadar lezzetli gelmesi ve yemekten keyif almamızın nedeni doğada az bulunması sebebiyle bol enerji sağlayan besine ulaştığımızda vücudumuzun mümkün olan en fazla miktarda bu besinden almak istemesidir.

3) Bol bol meyve ve çiğ sebze yiyin. Meyve ve sebzeleri mümkün olduğunca bol tüketin. Ancak bunun anlamı hiçbir zaman normal öğün yemeklerini dilediğiniz gibi yerken bir de üstüne meyve sebze tüketin değil. Eğer öyle yaparsanız alınan enerji miktarını artırdığınız için kilo alırsınız. Günde bir öğününüzü meyve ve sebzeler ile yapın. Bu işe yaracaktır.



Kilo vermek zayıflamak

4) Konsantre ve gazlı içeceklerden uzak durun. Bu içecekler aslında iki açıdan size kilo aldıracaktır. Birincisi içecekler tatlandırıcı ve aromalardan dolayı yüksek kalori ve şekere sahiptir. İkinci ise yüksek şeker alımını sonrası vücutta tetiklenen şeker döngüsü sonucunda kendinizi aç ve susuz hissetmenize sebep olmaları ile. Bu içeceklerden çok tüketiyorsanız sadece bunların tüketimini bırakmanız bile size 1 – 2 kilo verdirecektir.

5) Yemek yemeyi bir seansa çevirin. Tokluk hissinin en basit anlatımla çenenizin yaptığı çiğneme hareketleri ve kan şekerindeki yükselme ile oluştuğunu bilmiyorsanız, bir yere not edin. Bu nedenle her lokmayı en az 18 -20 kez çiğnemeye çalışın. Lokmalar arasında su içmeye çalışın. Bu denemesi en kolay yöntemlerden biridir. Yavaş yavaş ve sakin bir yemek yiyin. Ne kadar küçük bir porsiyon ile doyduğunuza inanamayacaksınız.

Son olarak, sağlıklı kilo vermek için hekim desteği almanın gerekli olduğunu unutmayın. Kimse için değil kendiniz için kilo vermeniz gerektiğini ve sağlıklı olmanın zayıf görünmekten daha önemli olduğunu hatırlayın.
Zayıflamak mı, Yoksa Kilo Vermek mi?
28 Cevap