"Kelebek Gibi Uçar, Arı Gibi Sokarım" Sözüyle Hafızalarımızda Yer Edinen Muhammed Ali'nin Hayatı!

Bir efsanenin doğuşu...

Müslüman olmadan önceki ismi Cassius Marcellus Clay Jr. olan Muhammed Ali, 17.01.1942'de ırkçılığın had safhada olduğu ABD'nin Kentucky eyaletinde doğmuştur. (1962'ye kadar zenci ve beyazların otelleri, lokantaları ayrıydı) fakir bir ailenin çocuğuydu: otobüse binecek kadar bile parası olmadığından otobüsün yanında koşar, neden böyle yaptığını soranlara ise 'kondüsyonumu koruyorum' diye cevap verirdi. Giysileri yardım derneklerinden alınmaydı.

Her şey bisikletinin çalınmasıyla başladı!

Muhammed Ali henüz 12 yaşındayken en yakın arkadaşıyla birlikte, bisikletleriyle, panayıra gider. Panayır dönüşü bisikleti yerinde yoktur. O sırada boks salonunda olan polise şikayet için gittiğinde, boks salonunun atmosferinden çok etkilenir. Salondan çıkarken polis kendisine, salonda çalışabileceğini söyler ve Muhammed Ali'nin, bir efsanenin boks hayatı başlamış olur.

Ve bir efsanenin ringe girişi...

Muhammed Ali, boks tarihinin en seri ve en refleksi kuvvetli olan boksörüdür. Amatör olarak yaptığı 167 maçın 161'ini kazanımıştır. 1960'da Roma olimpiyatlarında birinci olur. Kazandığı madalyayı, girdiği bir lokantada zenci olduğu için tartışması sonucu, nehre atar. 1960 sonrası profesyonel dövüşlere başlar ve bir çoğu knockout olmak üzere galibiyetler alır.

Muhammed Ali'nin müslümanlığa geçişi...

Muhammed Ali bir gün, bir restorana gider ve bir sandviç ister, ama orada bulunan garson "bu restoranda siyahlara servis yapmıyoruz" der. Muhammed Ali, ben sizin için bu ülke için savaştım ve şampiyon oldum. Bunu mu hak ediyorum? diye sinirlenerek garson ile tartışmaya başlar ama ne söylediyse, garson yinede servis yapmaz. O olaydan sonra, Muhammed Ali kendini sorgulamaya başlar ve kendi köklerini araştırmaya koyulur. Afrikalı kökenli olduğunu ve dedelerinin islam dinine inandığını fark eder, ve islam dinini araştırır. O araştırmadan sonra, siyah beyaz ayrımına karşı çıktığı, hak ve eşitliği savunduğu için İslam'ı seçer. Ve Muhammed Ali ismini kullanmaya karar verir..

Bir kırlangıç kadar seri ve atikti!

Muhammed Ali bileğiyle değil de, beyni ile dövüşüyordu desek daha doğru olur. 😃Ayak ve kol hızını muhteşem kullanırdı. Hatta bir sözünde "O kadar hızlıyım ki, odamda ışığı söndürmeye kalktığımda, ışık sönmeden oturduğum yere dönebiliyorum." demiştir. 😃

"Kelebek Gibi Uçar, Arı Gibi Sokarım" Sözüyle Hafızalarımızda Yer Edinen Muhammed Ali'nin Hayatı!
Cevapla