Hayat, en beklemediğimiz anda çıkarır en çok istediklerimizi karşımıza.
Örnek teşkil etmesi açısından uzun zamandır bölük pörçük bir şekilde çok az kısımlarını not aldığım, büyük bir kısmı ise aklımda olan bir hikayeyi sizlerle paylaşıyorum. Ben yazarken keyif aldım, umarım siz de okurken keyif alırsınız :)

Dar sokaklardan yükselen taş kokusu, akşamın serinliğine karışıyordu. Lambaların titrek ışıkları kaldırım taşlarını parça parça aydınlatıyor, gölgeler birbirine girip kayboluyordu. İşte bu sokakların tam ortasında, ahşap kapılı küçük bir dükkân vardı.

Raflarında eski kitapların sararmış sayfaları, yılların kokusunu saklıyordu. Dükkânın sahibi Talha, kelimelerle yaşayan bir adamdı. İnsanlarla konuşmaktansa kitaplarla dertleşir, geceleri elinde kalemiyle defterine mısralar bırakırdı. Onun için gecenin sessizliği, en sadık dostuydu.

Bir yaz akşamı, kapının önünde tereddüt eden genç bir kadın belirdi. Elinde ders notları, yüzünde yorgun bir tebessüm vardı. Adı Zeynep’ti. Sonunda tereddüt etmeyi bırakıp İçeri girdiğinde raflardan taşan kitaplarla değil, Talha’nın bakışlarıyla karşılaştı. Bu ilk denk gelişleriydi birbirlerine. Tesadüfler değil, tevafuklar vesile olmuştu ve çokta güzel olmuştu. Birikecek onca güzel anının, ilk kıvılcımıydı bu.

O günden sonra Zeynep’in gelişleri çoğaldı. Önce kitaplar üzerine konuşmaya başladılar. Sonra sözlerle birlikte duygular da derinleşti. Suskunlukları bile anlam taşır oldu. Zeynep, her uğrayışında biraz daha uzun kaldı. Talha ise her defasında söylemek isteyip de susmak zorunda kaldığı cümleleri defterine yazdı.

Bir akşam, Zeynep raftan rastgele bir kitap çekti. İçinden küçük bir defter düştü. Defterin sayfaları Talha’nın şiirleriyle doluydu. Bir satır gözüne çarptı:
“Sana ulaşamamak değil inan meselem, Sana konuşamamak gibi daha çok.”

Zeynep sessizce baktı. Talha’nın kalemiyle yazdıkları, aslında kalbinin en çıplak hâliydi. O an ikisinin de dudaklarından tek kelime dökülmedi. Ama gözleri, konuşulmamış bir gerçeği birbirine fısıldıyordu. Gece ilerlerken dükkânın kapısı kapandı. Ama aralarında kurulan bağ, zifiriliği aydınlatacak kadar güçlüydü.
Şimdilik bu kadar :)
Okurken keyif aldıysanız ya da bu ne boş bir konu diyorsanız devamını yazmam ya da devam etmemem için olumlu/olumsuz fikirlerinizi aşağıda görüş olarak paylaşmayı ihmal etmeyin :)
-Kafiye Kırığı
Aşk İlişkileri
Yeni Yıl
Gündem
Cinsel Yaşam
Güzellik & Bakım
Alışveriş & Hediyeler
Kızlar Bir Adım Öne
Tatil & Seyahat
Arabalar
Astroloji & Burçlar
Eğitim & Kariyer
Gamer
Moda & Stil
Spor
Evcil Hayvanlar
Müzik & Etkinlik
Kültür & Sanat
Para & Ekonomi
Magazin
Diziler & Filmler
Cilt Bakım
Kişilik & Karakter
Saç Bakım
Çocuk & Ebeveyn
Yeme & İçme
İnternet & Teknoloji
Ev & Yaşam
Özel Günler & Hijyen
Kahve & Keyif
Aile & Toplum
Diyet & Beslenme
Sağlık
Diğer