Mary Shelly ve Frankenstei̇n'ın Doğuşu

SibelErdem

1800’lerin gerçek, elektrikli Frankenstein tüm zamanların en unutulmaz korku romanlardan biri. Ve öyle ki Frankensteinın birçok filme ilham kaynağı olan roman kadar ilgi çekici olan bir şey daha var mi oda bu eserin yazarı.

Mary Shelly ve Frankenstei̇nın Doğuşu

Bu kadar efsane olan bir öykünün de kimin kaleme aldığını bilenlerin sayısı da ne yazık beş parmağımızın sayısı kadar az. Bu yazarımız da en az kaleme aldığı eseri kadar hatırlanmayı, konuşulmayı ve alkışlanmayı hak ediyor.

Aslında burada önemli olan tek şey ve belki de sorulması gereken neden?

Yazarımız çok genç ve neden bu kadar genç bir yaşta böyle bir eser kurgular, kaleme alır ve hatta yazmakla kalmaz kitabı bastırmayı başarır.

Öncelikle bu yazarımızı biraz tanıyalım. İsmi Mary Shell. 1791 yılında Londra'da doğdu.

Mary Shell
Mary Shell

Feminist bir yazar ve filozof olan Mary Woolstonecraft ve politikacı, filozof William Goldwin çiftinin ilk çocukları olarak dünyaya gelir. Ve ne yazık ki daha 10 günlük iken annesini kaybeder ve kendisini babası tarafından yetiştirilir.

Mary Wollstonecraft & William Godwin
Mary Wollstonecraft & William Godwin

Bir süre sonra çocukları tek başına yetiştiremeyeceğini anlayan babası Bu dönem evlenir. Üvey annesi ve üvey kardeşleri ile de bu dönem zarfında hayli sıkıntılı, sorunlu, mutsuz ve çoğunlukla da yalnız bir hayat geçirir.

Shelley en büyük tutkularından bir tanesi kırlarda gezmek ve annesinin mezarı başında korku ve hayalet öyküleri okumaktı. Bu yüzden de sürekli uyarılıp cezalandırılsa da hiç kimsenin onun 19 yaşında ünlü bir korku romanına imza atacağını düşünemezdi. Buna babası da dahil.

Mary Shelly ve Frankenstei̇nın Doğuşu

Bu yazımı okurken bugün bile tüylerimizi diken diken eden böyle bir romanı yazan gencecik bir kız çocuğu olması bana bu konuyu araştırmam da vesile oldu.

Formal olarak almış olduğu eğitim o dönemler de çok kısıtlı idi. Ama buna rağmen babası tarafından bizzat eğitilen ve evlerinin içinde bulunan kütüphanenin de kullanılmasına izin verilmiş. O dönemlerde o yaşta bir kız çocuğu için verilebilecek en iyi eğitime sahip olmuştu.

Mary Shelly ve Frankenstei̇nın Doğuşu

Shelley, tüm çocukluğunu evlerindeki kütüphanenin içinde kitaplar okuyarak, öyküler yazarak geçirirdi. Bu arada da babasının edebiyat ve felsefe dolu çevresinden ve bu sohbetlerden çok etkilenirdi.

Mary Shelly ve Frankenstei̇nın Doğuşu

1811 yılında evden uzaklaştırılmak için Ramsgate'de bir yatılı okula gönderilir. 1814 yılında 16 yaşında iken o dönemin en gözde şairlerinden olan Percy Shelley ile tanışır. Birbirlerine aşık olurlar. Ancak aşık olduğu adam evlidir. Çevrenin baskısı ve babasının karşı çıkışlarına rağmen kalbinin sesini dinler. Beraberce İsviçre’ye kaçarlar. Percy Shelley eşinin 1816 yılında vefat etmesinden hemen sonra Londra'ya dönerek evlenirler.

Mary Shelly ve Frankenstei̇nın Doğuşu

1816 yılının Mayıs ayında, ünlü İngiliz şair Lord Byron'un daveti üzerine eşi ile birlikte Geneva gölü'nün kenarında Byron'un villasında tatil yaparken bir rüya görür. Ve bu rüyanın da etkisi ile ileride en ünlü olacak olan eserini yani Frankenstein yazdı. Önceleri kısa bir yazı olarak başladığı ama daha sonra ki yazım süreci içerisinde yazı uzayarak bir romana dönüşen Frankenstein, 1818 yılında Frankenstein ya da modern Prometheus adı altında piyasaya sürüldü. O dönem Shelley'nin "Çocukluktan yetişkinliğe attığı ilk adım" olarak nitelendiriyordu kendisini.

Mary Shelly ve Frankenstei̇nın Doğuşu

1818 yılında eşi ile birlikte İtalya'ya yerleşir. 1818 yılında Claire Clairmont ve 1819 yılında da William adlı çocuklarını kaybederler. Çocuklarının ölümünden sonra Shelley depresyona girer. Depresyonda olduğu dönemde kendini yazı yazmaya verir. 12 Kasım 1819 yılında da üçüncü çocuğu olan Percy Florenca doğumu ile depresyondan çıkar.

Ancak mutsuzluk hiç peşlerini bırakmaz.

İlk iki çocuğunu çok küçük yaşlarda kaybeder. Daha sonra da Üvey kız kardeşinin intiharı hayatlarındaki bir başka dram olur. Aşık olduğu adamdan ihtiyaç duyduğu sevgiyi ve ilgiyi göremez. Defalarca aldatıldığı halde onu terk etmeyi hiç düşünmez.

Mary Shelly ve Frankenstei̇nın Doğuşu

Ama bir şekilde ayakta durmak zorundadır. Ve kendisini iyileştirmenin de tek yolu yazmaktır. İçerisinde yer aldığı edebi çevrenin de etkisi ile tekrar yazmaya başlar. 18 yaşında rüyasında görüp etkisi altında kaldığı şiddeti ve sonrasındaki intikamı kahramanın ağzından yazmaya kararı alır.

İşte Frankenstein ya da Modern Prometheus romanı böyle bir andan doğar.

Kitabı bitirdiğinde yeniden hamile kaldığını fark eder. Yaşamındaki bitmek bilmeyen üzüntüler nedeniyle zor bir hamilelik geçirir. Üstelik o yıllar kadının önemsiz olduğu dönemlerdir. Bu nedenle kendi ismiyle kitabını bastırması mümkün olmaz.

Böylece 1818 yılında ilk kopyalar isimsiz olarak baskıya girer. Anonim olarak basılan roman edebi çevreler tarafından beğeni ile karşılanır. Haliyle yazarı merak edilir. Hatta çoğu çevreler romanının yazarı olarak eşini gündeme getirir. Mary ise sessizce beklemeyi tercih eder. Ta ki babası devreye girip, kızının ismiyle ikinci kopyaların basılmasını sağlayana kadar. Artık herkes tarafından beğenilen bir romanın yazarıdır.

Mary Shelly ve Frankenstei̇nın Doğuşu

1819 yılında oğlunu kucağına alır. İki evlat kaybetmenin korku ve endişesi ile ona sımsıkı sarılır. Oğlunun doğumundan tam 4 sene sonra Shelley ve eşinin arkadaşlarının yat gezintisi sırasında çıkan fırtına da eşi hayatını kaybeder. 1822 yılında İngiltere'ye geri dönüş yapar. Burada da yazarlık kariyerine devam etti ve birçok esere de imza attı.

Mary Shelly ve Frankenstei̇nın Doğuşu

Eşinin yazmış olduğu şiirleri derler. Kısa öyküler, denemeler, biyografi ve gezi yazıları kaleme alır. Tüm bu yaptığı düzenlemeler ve editörlük işleri ile de edebiyat dünyasında saygın bir yer kazanmayı başarmıştır.

Gülerken ağladığı gecelerin öğrettiği doğrularının sonucu doğmuş olan bir ucube ve onu yaratan bir anne Mark Shelley
"Gülerken ağladığı gecelerin öğrettiği doğrularının sonucu doğmuş olan bir ucube ve onu yaratan bir anne" Mark Shelley

Frankenstein’ın yanı sıra diğer önemli kitapları Valperga, Son İnsan (apokaliptik yani kıyamet sonrası bilim kurgunun ilk modern örneği), Lodore ve ölümünden sonra yayınlanan Mathilde olur.

Mary Shelly ve Frankenstei̇nın Doğuşu

1839 yılından itibaren, vücudunda bölgesel felçler ve aşırı derecede baş ağrıları şikayetleri yaşar. Tüm bu şikayetlerin artmasından dolayı sağlığı daha da bozulmaya başlar. Ve öyle ki bu şikayetlerden dolayı bazen kitap okuyamaz hale geliyordu. 1 Şubat 1851 tarihinde İngiltere'de bulunan evinde beyin tümörü yüzünden 53 yaşında vefat eder.

Mary Shelly ve Frankenstei̇nın Doğuşu

Aslına bakıldığı zaman Shelly yaşamı olduğu zorlu hayatın, seçimleri nedeni ile gördüğü dışlanmanın, kendi duyguları ile savaşmanın, zaman zaman yenilmenin acısını aktardığı romanı ile her daim bizlere kendini hatırlatacak.

O kadar genç yaşta karakter, halen bile gotik korku türünde pek çok kişiye ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Üstelik Frankenstein günümüzde hala tüm zamanların en çok satan gotik romanları arasında yer alıyor. Aradan geçen iki yüz seneye rağmen…

Peki Shelly bu korku klasiğinin ismini neden Frankenstein neden koydu. Gelin birde bu ilginç öyküye göz atalım.

Shelly eşi ile bereber bir Güney Almanya seyahatine gider. Orada Darmstadt kasabasına uğrar. Orada Frankenstein Kalesi’nin ve ilginç sahibinin dilden dile dolaşan efsanevi öyküsünü duyar. Kalenin sahibi Johann Konrad Dippel bir simyacıdır. Yaşamı uzatan türlü iksirler üzerinde çalışan, mezarlıktan çaldığı bedenler üzerinde elektrik deneyleri yapan bir bilim insanıdır kendisi.

O dönemin otoriter çevreleri romanın bu öyküler ile şekillendiğini söylerken, bazı eleştirmenler ise Shelly'nin çalkantılı, acılı ve üzüntülü yıllarının, taşıdığı suçluluk duygusunun da karakterlere yansıdığından hem fikirdirler.

Ama hayat sürprizler ile dolu.

Hayat acısı, üzüntüsü bitmese bile gün geliyor o acılar bir süre sonra tekrar hayatımızı sarmalıyor. Bazen görmüş olduğumuz bir rüya, bir kabus ya da ne bilim okuduğumuz bir yazı ile dile gelebiliyor. Ve zaman geliyor bir bakıyorsunuz geçen yıllara meydan okuyan klasik romanlar olarak karşımız çıkabiliyor.

O yüzden de bu hayatta başınıza ne gelmiş olursa olsun vazgeçmeyin. Hayallerinizin peşinden koşun.

Dostça ve sağlıcakla kalın...

Sibel Erdem - 19.03.2020

Mary Shelly ve Frankenstei̇n'ın Doğuşu
17 Cevap