Reklamın altın çağında bir dönem dizisi Mad Men?

Mandarinia





Bu jenerik eşliğinde başlar dizimiz ve kendimizi 1960'lı yılların Amerika'sında buluruz. MAD MEN, The Sopranos isimli efsane dizinin yaratıcısı olan Matthew Weiner'ın akıl mutfağından çıkan bir dizi...


New York'un göbeğindeki Sterling Cooper isimli bir şirketin ve o şirketin içindeki çalışanların yaşamlarına değenin bir yapım. Hikaye, özellikle dizinin yapı taşı, şirketin üst düzey reklam direktörü olarak görev yapan Donald Draper'ın (kısa adıyla Don) çevresini sarmalayan hayatına ve o dönemde yaşananları konu alan bir bütünlüğe sahip...


Diziyi izlediğiniz süre içerisinde o zamanlara ait pek çok olayın da ustalıkla işlendiğini göreceksiniz. O olaylar kısaca şunlar; Başkanlık seçimleri, Kenndy ve Martin Luther King'e düzenlenen suikastler, Vietnam Savaşı, Afrika kökenli siyahilere yönelik ayrımcılık ve ötekileştirmeler, toplumsal eylemler ve Apollo görevi gibi daha birçok olaylar dizisi itina ile sahnelendi.


Şimdi belli başlı karakterleri tanıyalım:


Reklamın altın çağında bir dönem dizisi Mad Men?


Donald Draper (Jon Hamm), Don'un çalkantılı bir geçmişi var. Aslında olduğu kişi bile değil! Bununla ne demek istediğimi diziyi izlediğinizde anlayacaksınız. Don Darper, herkesin olmak istediği bir mevkide... Karizmatik kişiliği, şirketteki görevi, imrenilen bir aile babası görünümüne sahip olsa da onu, çapkınlığın ve aldatmanın ansiklopedisini yazacak nitelikte bir adam olarak tanıyacaksınız. Hem şirkette hem de gittiği her yerde kadınları etkileyen bir tesire sahip. Bölümler ve sezonlar ilerledikçe kendi geçmişine ait flash back'leri birlikte yaşayacaksınız. Aslında hakkında yazılacak daha yığınla şey var ama bunları sunarak dizinin tadını kaçırmak istemem.



Betty Draper, (January Jones) Don'un ilk eşi... Betty, İtalya-Roma'da modellik yaptığı sırada Don ile tanışmış ardından da evlenmişlerdir. Betty ile Türk kadınları arasında çok benzerlikler yatar. Aslında dizi boyunca her karakterin yıllar içindeki döngüsel evrimlerine tanık olacaksınız. Betty kocasının güzel eşi ve çocuklarının annesi olmasına rağmen ne yazık ki her fırsatta Don'un bitmek tükenmek bilmez dürtüsü ile ihanete uğramaktadır. İlk zamanlarda bunu bilmese de ilerleyen dönemlerde gerçeğin farkına varacak ve kendisi de eşini aldatacaktır.



Sally Draper (Kiernan Shipka) Don ve Betty'nin en büyük çocukları arasındaki tek kızlarıdır. Sally, bence dizideki en hoş karakterlerden biri... Çünkü, ufacık tefecik bir çocuk iken büyüyüp geliştiğini görebiliyorsunuz. Dönem dizilerine ait en sevdiğim şey ise bu, yani çocuk karakterlerin büyüdüğün görebilmek. Sally, çok garip bir çocuk. Yaşadığı evin, hayatın ve dönemin getirdikleri ve götürdükleri ile gelişen ve geliştikçe kendi değer yargıları oluşan bir çocuk... Doğrusunu söylemek gerekirse Kiernan Shipka bana göre geleceği oldukça parlak bir oyuncu. Sally'nin erkek kardeşleri Bobby ve Gene hakkında bir şey yazmak istemiyorum. Çünkü, eminim siz de Sally'nin hayatına dair yansımalarını seveceksiniz.



Roger Cooper (John Slattery), Don'dan sonra dizideki en hovarda kişiliktir ve onun patronudur. Diğer yandan da dizide göreceğiniz en matrak karaktere sahiptir. İlk sezonlarda ailesini çok önemser. Karıya, kıza, içkiye, sigaraya, yemeye ve daha da fazlasına olan düşkünlüğüne şahit olacaksınız. İlerleyen sezonlarda aile bağları ile övünen kişiliğine zıt düşecek... Yeri geldiğinde duygusallaşan bir aile babası, yeri geldiğinde ortalığı inleten bir çapkın ve yeri geldiğinde espiri bombardımanı yapan bir patron görünümündedir.



Bertram Cooper (Robert Morse), Sterling Cooper şirketinin kurucu ortaklarından ikincisidir. Sakin ve uysal bir yapıya sahip olduğu gibi aynı zamanda farip huyları da vardır. Örneğin, şirketindeki odasına girecekseniz ayakkabınızı kapının eşiğinde çıkarmanız gerekir! Aksi takdirde o uysallığını kaybeder...


Megan Draper (Jessica Pare), dizide ilk önce bir sekreter olarak görürüz onu... Ardından Don'a duyduğu hayranlık ve onun çocuklarına olan sıcak yaklaşımı Don ile aralarında etkileşim sağlar. Patron ve sekreter olarak birlikte gittikleri California tatilinden evlilik kararı alan bir çift olarak geri dönerler. Tabii, bu durumdan önce Don ve Betty boşanmıştı. Megan, uysal ve sanatçı bir karaktere sahiptir. Ancak Don ile olan ilişkisi onu da ilerleyen süreç içerisinde yıpratacak ve bazı kopuşlara neden olacaktır.



Joan Hollaway (Christina Hendricks) şirketin afet-i devranı, sekreterlerin on başısı, yürürken bakışları bir ok gibi kendine çeken hatunu, etli butlu fiziği, kızıl büyüsü saçları, duruşu, bakışı ve yaşamı ile muazzam karakter. Alt kademe işlerinden şirketin ortaklığına giden yolda başından geçenlere tanık olacağınız kilit oyunculardandır kendisi...



Peggy Olsen (Elisabeth Moss) , dizide kendinizden bir parça bulabileceğiniz karakterler arasında belki de en önemlisi... Sterling Cooper şirketine bir sekreter olarak girip reklam planlama ekibine girer ve daha da ilerleyen sezonlarda inanılmaz bir yükseliş sağlar. Don ile olan farklı ilişkisi ve kendi hayatına dair yaşadıkları onu yeniden yapılandırır.



Pete Campbell (Vincent Cartheiser), şirkette göreceğiniz en hırslı, azimli, en genç ve çoğu zaman da en acınılası karakterdir. Zengin bir ailenin çocuğu olması sayesinde Sterling Cooper'da iş bulan müşteri temsilcisidir. Zaman zaman diğer müşteri temsilcileri ve Don ile sürekli bir rekabet ve sürtüşme içerisinde olur. Mutsuz evliliği, Peggy ile olan birlikteliği, daha fazlasına yönelik arzuları ile sürekli kendi savaşını yaşar. Ve gün gelir şirkete ortak olur...



Bu muazzam üçlü ise dizide göreceğiniz müşteri temsilcileri ve yaratıcı ekibin bir kısmıdır. Hepsinin kendine dair yaşantıları, arzuları ve şirket içi ilerleyişleri sezon sezon değişkenlik gösterecektir.



Lane Pryce (Jared Harris) Şirketin İngiliz ortakları tarafından gönderilen ve bir nevi kalem müdürü olan karakterimizdir. 1964'de Şirketin satışa sunulma kararını duyar duymaz diğer karakter ile anlaşıp ayrı bir şirket kurar ve böylece Sterling Cooper Draper Pryce (SCDP) oluşur. Lane karakteri tam bir İngiliz havasını sunar diziye... Ancak, ilerleyen sezonlarda aldığı yanlış kararlar ve Don ile aralarında geçen bir konuşmanın ardından herkesi sarsaracak bir şey yapar.


Mad Men gibi dönem dizilerinde en sevdiğim şeylerden biri de o zamanlara ait şarkıların hep arka fondan duyulmasıdır. Bu dizi sayesinde pek çok şarkı küllerinden yeniden doğmuş ve günümüz Dünya'sındaki dinleyicilerin kulaklarına ulaşmıştır. İşte şarkılardan biri şu sahne eşliğinde yeniden dirilmiştir. Megan, eşi Don'un doğum gününde Gillian Hills'in ünlü Zou Bisou Bisou parçasını ustalıkla seslendirerek bizi etkilemeyi başarmıştır.





Dizi yapımcıları ve ekibi çok özverili bir çalışma örneği göstermiştir. Dönemin araçları, kıyafetleri, renkleri, ev dekorasyonları, takıları, şarkıları hatta belki inanmayabilirsiniz ama o gün hava durumu nasıl olmuş diye arşivlerden araştırılarak gerektiğinde yağmurun yağdırılmasına kadar ustalıkla işlenmiştir.


Eğer dönem sizilerini seviyor ve sağlam bir drama izlemek istiyorsanız Mad Men tam sizlik bir dizi olacaktır.


Ve son bir hatırlatma dizi 7 sezondan oluşuyor ve şu an son sezonunun ikinci kısmı yayınlanacak. Umarım bu bence hoşunuza gitmiştir ve umarım siz de bu diziyi izleyerek kendi benliğinizden ve yaşadıklarınızdan birer parça bulabilirsiniz.


Okuduğunuz için şimdiden teşekkür ederim.

Reklamın altın çağında bir dönem dizisi Mad Men?
24 Cevap