Çocukluğum korku içinde geçti diyebilirim. Babam bir terörle mücadele timindeydi o zamanlarda. 15 gün dağda 2 gün evdeydi. Ve o eve gelmesin isterdim hiç. Çünkü neredeyse her geldiğinde bağırır çağırır ve evde bir eşyaya vurur kırardı. O geldiği zamanlar eve hatırlıyorum bir sehpamız vardı. Uzun bir örtüsü vardı o sehpanın. Onun altına saklanırdım. Ya da kanepemizin ya da yatağımın altındaki boşluğa saklanırdım. Beni görmesin diye minderlerle kapatırdım yatağın altını... zor günlerdi... Sevgisini hiç bir gram olsun göstermezdi. Bizi hiç övmezdi. Başımızı bir kez olsun okşamışlığı, sırtımı bir kere sıvazlamışlığı, adam gibi doğru düzgün içten bir kere sarılmışlığı yoktur babamın. Ama okuttu. Benim eğitimime inanılmaz büyük önem ve destek verdi. Beni bir gün olsun parasız koymadı. Annem evi terketti bizi bir gün olsun aç, açıkta koymadı. Tarifsiz acılar çektirse de , Hiç göstermese de ben biliyorum. İçin de bir yerde hep sevdi beni...
Şanslıyım ki, çocukluğunu hatırlayınca yüzünde kocaman, mutlu bi gülümseme olanlardanım.. Bilinçli ve sevgisini göstermekten korkmayan bi ailede yetişmiş olmanın verdiği mutluluk o zamanlarda daha göstermiş farkını benim için.. Tek özlemim rahmetli ananem.. Onunla olan miss kokulu mutfak maceralarımız.. Neyse 🖤
Çocukluğum gayet güzel geçti açıkçası ablam ben yan komşunun oğlu üçümüz takılırdık mahalledeki çocuklar hep bizle oynamak isterdii:)) sınıfta hocam bile çok severdi beni :)
Sadece insan degil duygular da olgunlaşır. O yüzden geçmişte daha güzeldi düşüncesine takılır kalırız. Çok geniş konu birde :) ne zaman yazmışım bu yorumu onu bile hatırlamıyorum
Evet geniş konu bazen insan üzüldükleriyle kalıyor o yüzden tek pozitiflik önüne bakıp mutlu olmak ama bazen küçük bir aile problemi bile yalnızken aklına bianda gelip ağlatıyor heleki ailede samimi sevgi görmemişsen konuda bu ya bazen eş oluyor evlat oluyor ama bibtarafın buruk kalıyor