Eleştiri kaldıramıyorum.
Çok çabuk ve gereksiz sinirleniyorum.
İstediği kadar yakınım olsun insanların başarılarını çekemiyorum.
En ufak şakaya bile öfkeleniyorum.
Ruh halim çok çabuk değişiyor.
Sorunum ne
Çok çabuk ve gereksiz sinirleniyorum.
İstediği kadar yakınım olsun insanların başarılarını çekemiyorum.
En ufak şakaya bile öfkeleniyorum.
Ruh halim çok çabuk değişiyor.
Sorunum ne
Selamlar,
Öfkenin çıktığı tohumun ismi korkudur. Korku tohumunu sulamazsanız öfke ağacı da çıkmaz.
Öfkelendiğiniz durumlara şöyle bir bakalım.
1) Eleştiri kaldıramamak
Burada kişi sürekli hata yapacağı veya hata yaptığı için başka insanların gözünde küçük düşeceği korkusu içindedir. Bir balonun içinde çırılçıplak duran birine benzer. Balonu patlarsa insanların onu çırılçıplak göreceğini ve rezil olacağını düşünür. Eleştiriler onun için balonunu patlatacak potansiyel toplu iğnelerdir. Bu yüzden en küçük bir eleştiriden bile korkar ve balonunun patlayacağını düşünür.
2) Çok çabuk ve gereksiz sinirlenmek
Gene korku kökenlidir. Korkan için tüm dünya bir tehdittir. Kendini korkunç bir ormanda ve ormanın içindeki her şeyin ona zarar vermek istediğini zannederek yaşar. Bu sebeple kalkanları ve zırhları sürekli üstündedir. Havada gezen sineğin ona hastalık bulaştıracağını, gökteki güneşin cildine zarar vereceğini ve ağaçların dallarının onu yaralayacağını düşünür. Sürekli bir savaş ve kendini koruma halindedir. Sinir ve Öfkeyle kendini koruduğunu düşünür. Kedilerin ona saldıracağını zanneden birinin her sokak kedisi gördüğünde yüz metre ilerden "kışşşt kışşt" yapması gibi bir yaşamı vardır.
3) İnsanların başarılarını çekememek kendini çok aşağı ve değersiz görmekten kaynaklanır.
Kendisinin hiç bir zaman başarılı olamayacağını düşünür. En büyük korkusu başkalarının da bunu anlamasıdır. Bu sebeple çoğu zaman sahte bir öz güven ve cesaret sandığı saldırganlıkla yaşamaya çalışır. Kendi aşağılık komplekslerini sürekli gizlemeye çalıştığı gibi bunları da unutmaya çalışır. Başka insanların başarıları ona bu duygusunu hatırlattığı için onlara öfkelenir. Obur boğazını tutamadığı için obez bir bedene sahip olan ama kesinlikle kendisini obez görmeyen fakat zayıf ve sağlıklı bedenli insanları gördüğü zamanda onlara öfkelenen birine benzer. Kendisi diyet ve spor yapmaya güç yetiremediği için buna güç yetirenlere öfkelenerek kendini korumaya çalışır.
4) Şakaya öfkelenmek
Karamsar ve negatif ruh hali korkuların en önemli göstergesidir. Bir insanın yaşam korkusu arttıkça daha negatif bir ruh haline bürünür. Kendini ve dünyayı aşırı ciddiye alır. Kendisi ciddileştikçe kendisi kadar ciddi görmediklerine daha da öfkelenir.
5) Ruh halinin değişmesi
Korkular ve güvensizlikler oturduğunuz sandalyede kocaman bir çivinin sürekli size batması gibidir. Tam rahat ettiğiniz zaman çivi size yeniden batar. Geçici rahatlık dönemlerini çivinin batmasıyla acı dolu dönemler takip eder. Çivi korkudur.
Sonuç olarak dünyanın ve evrenin işleyiş sistemini anlamayanlar. Kendini tüm bu sistemden ayrı ve rastgele ortaya çıkmış bir beden olarak görenler.
"Benlik" duygusu arttıkça daha fazla korku çekmeye başlarlar. Uçağa bindiği zaman pilotun işini iyi yapamayacağını düşünüp sürekli korkan yolcu gibidir. Uçağı uçurma sorumluluğunun onda olmadığını ve tek görevinin keyifli bir yolculuk yapmak olduğunu anlamaz. Yolcudur ama kendini pilot zanneder.''
Çözüm: Kendini her şeyi kontrol edebilecek "minik bir tanrı" olarak görmemek.
Meyvelerini yediği bahçenin sahibinin kendisi olmadığını kabullenmektir. Kısacası anda yaşayabilmek, geçmiş ve gelecek hayallerinin beynini ele geçirmesine izin vermemektir.
https://www.youtube.com/embed/S_ba3UsSm2ASevgilerimle
Bonus: