Ben şahsen genel olarak bir araştırma yaptığımda en dikkatimi çeken gelişme, Türkiye’de 10 yıllık bir zaman diliminde, kadın cinayetlerinin tek azaldığı yılın bu sözleşmenin kabul edildiği yıl olan 2011 olduğuydu. Fakat sosyolojik olarak şöyle bir gerçek daha var ki, her ne kadar aksi iddia edilirse edilsin, iki cinsiyet arasındaki genel mesafe çok daha fazla açılabilir, çünkü artık “şiddet”in tanımı çok genişleyeceği için, kötü niyetli hareketlerde bulunacak olan kadınlar kendilerine çok daha rahat yollarla koz bulabilecekler, dolayısıyla da karşılıklı güven iyice azalacak. Kurunun yanında yaş da yanar olayının çoğu kişinin başına gelmesi çok muhtemel, bence genel olarak şiddetle ilgili bir yasa tasarısı hazırlanıp AİHM’e sunulmalıydı, çünkü sonuçta bu yasa, misal, bir dönercinin sokak ortasında pala ile müşterisini kovalaması, ya da geçenlerde yine sokağın ortasında bıçaklanan İTÜ’lü genç konusunda bir düzenleme içermiyor. Bence cinsiyete dayalı yasalar çıkarmak toplum içinde psikolojik ve sosyolojik dengesizlikler yaratacağı gibi, genel olarak istenilene ulaşılabileceğinin garantisi olmayacaktır, sonuçta her kadının bu yasalardan ayrı bir kârı olacaktır, herkes iyi niyetli değil bu konuda. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Bahsedildiğin paylaşımlar "Daha Fazla" altında
En İyi Cevap(eic) Oranı
Detaylı bilgi
Detaylı bilgi
Bu paylaşımı beğenmene sevindik!
Kendi cevabını paylaşmak ister misin?
Kızlar & Erkekler Ne Diyor?
Cevap
3Cevap
Aslında hiçbir yasaya gerek yoktu. Sadece adalet sağlanıp suçlulara hak ettiği cezalar verilmesi yeterliydi. Fakat her tutuklananı geri saldıkları için artık suçun bir caydırıcılığı yok. İnsanlar nasıl olsa salınırım deyip istediğini yapıyorlar.
Bu da bir adli dengesizlik yaratıyor tabi kendi içinde, sen de haklısın. Ki zaten bildiğim kadarıyla bu sözleşme 2011’de kabul edilmişti, açıklamada da bahsettiğim üzere, yani sürekli aynı yasaları gün yüzüne çıkarmaya çalışmak yerine genel olarak psikolojik destek gibi etkinliklerin yaygınlaştırılması çok daha etkili olurdu. Sonuçta sürekli “Kadınlar güçlüdür, ezilmez!” diyip onları gereksiz yere gaza getirmek yerine onlara güzelce kendilerini anlatabilecekleri ve anlayabilecekleri bir psikolojik ve sosyolojik yardım ortamı sağlasalardı bu cinayetler çoktan azalmıştı zaten. Bunun sürekliliğini sağlayamadıkları için de hemen yasalara vurdular işi, daha kolay geliyor çünkü devlete.
Katılıyorum mesela otobüse bindin diyelim biri sana iftira attı al başına belayı o yasa gereği işin çok zor oluyor...
En sıkıntılı örneklerden birisi.
Tüm sözleşmeyi okudum, iyi olmuş fakat daha sert olmasını istedim.
Bende 3 4 gündür araştırıyorum da çok sıkı bir yasa
Sözleşme tarafları Avrupa ve Türkiye’dir amaç namus cinayeti , kadına şiddet ve aile içi şiddeti önlemekti
Maksadı bu, haklısın, ama ben bu konudaki farklı düşünceleri duymak için yazmıştım sorumu. Yani toplumsal etkileri nasıl olur, kadın erkek ayrımı gözetmeksizin?
bu sözleşmeyle bir santim bile ilerlediğimizi sanmıyorum sözleşme toplumun kendi arasında ise etkilidir şimdi Türkiye sözleşmeye muhtaç kaldıysa utanmalı ve yasaları genişletmelidir kısacası toplumda iş yoksa zaten kağıt parçası nasıl yarasın
Doğru, sonuçta devleti de yaratan toplum oluyor bir nebze. Bilinç faktörü çok önemli, galeyana gelmeksizin uzlaşmacı ve yardımcı yollarla toplumum psikolojik rahatlaması açısından bir adım atılmalı. Tek cepheden yapılan protestoların (sadece kadınlar için mesela) hiçbir işe yaramadığını görmüş olduk, ki zaten farkındaydık da yaramayacağının, ama malum medya... Genel olarak insanlar için yapılmalı düzenlemeler, cinsiyet ayrımcılığına gidilmeden.
Adam karısını dövüyor denetimli serbest kalıyor , ölmemek kadın kaçıyor en sonunda adam tarafından çocuklarının önünde bıçaklanıyor avrupa bunları aşalı 1000 yıl oldu maalesef coğrafya kaderdir değişmeyecek
Doğru diyorsun, Ortadoğu gerçeği var.