Ben markette çalışıyorum, eşim iş arıyordu patronum eğer isterse eşin bizim malları koyduğumuz depo da çalışabilir dedi kabul ettik başladı eşim aradan bir ay geçti eşim çok yoruluyorum artık bırakcam işi falan demeye başladı aslında yorucu bir iş yok sadece elemanlar malzeme getirince oraları düzenleyip sayıyor anlamadım ne oldu halbuki patron dolgun maaş veriyordu ikna etsem mi yoksa çıksa mı bilmiyorum aslında araba bile almıştık çalışmasından yanayım. O istemiyor.
Eşim işten ayrılmak istiyor. Devam etmesi için nasıl ikna ederim?

Selamlar,
İnsanların hayatta bir takım şeyleri yapıp yapmamaya karar vermesinde kendi algıları ön planda rol oynar. Sabah kahvaltıda ne yiyeceğimizden tutun akşam televizyonda ne izleyeceğimize kadar hep kararlar veririz ve bu kararları kişisel algılarımıza göre veririz.
Aynı çiçeğe bakan iki insan farklı algılar üretir
Birisi çiçeğin güzelliğinden etkilenirken diğeri o çiçeği fark etmez bile. Aynı şekilde siz bir iş yerine baktığınız zaman kendinize göre yorucu olup olmaması veya maaşının dolgunluğunu algılarken eşiniz sizden bambaşka bir ortam algılıyor olabilir.
Bu sebeple öncelikle size "güzel" ve "normal" gelen şeylerin başkaları için aynı anlama gelmediğini ve onları sizin gibi mutlu edemeyeceğini bilin.
Zaten her türlü ilişkide sorun ve kavgalar bu algı probleminden kaynaklanır. Herkes kendi algısının diğerlerinin algısıyla aynı olduğunu zannettiği için kendisinin güzel dediğine diğerleri neden çirkin diyor kavrayamaz ve bunun kişisel bir saldırı olduğunu düşünür.
Size ilk tavsiyem bir akşam her şeyi kapatın ve eşinizle uzun uzun konuşun. Hayattan beklentileri ne, mutlu mu, nasıl bir yaşam istiyor ve öncelikleri nedir sorun öğrenin. Böylece onun algısının nasıl olduğunu anlamış olursunuz.
İkinci tavsiyem eğer eşiniz çalıştığı ortamdan mutsuzsa hangi değerleri karşılanmadığı için mutsuz bunu öğrenmeniz. Bunu öğrenirseniz sorunun çözümü kolaylaşır. Mesele bir insanın öncelikli değeri paraysa bunu yeterince alabildiğini düşündüğü her ortamda mutlu olacaktır. Ama bir kişinin öncelikli değeri huzursa siz ona dünyanın tüm parasını verin huzur bulamadığı bir ortamda mutsuz olacaktır.
Değerlerini öğrendikten sonra eğer şu anki işi bu değerleri karşılamıyorsa oradan ayrılmasını tavsiye ederim çünkü mutsuz bir insanda ortaya çıkacak olan sorunlar kazandığınız paradan da süreceğiniz arabadan da çok daha önemli olacaktır.
Eğer işten ayrılmak mümkün değilse o ortamda değerlerini karşılayabilecek bir bakış açısı geliştirmesini sağlayın. Mesela işi kendine göre "basit" görüyorsa ona bir insanın yaptığı işin ne olduğunun değil nasıl yaptığının önemli olduğunu anlatın. En basit işi bile son derece ciddi ve saygıdeğer şekilde yapmak mümkündür. Eğer iş ona bolca boş zaman veriyorsa bu zamanı kitap okuyarak veya telefonundan eğitici videolar dinleyerek değerlendirebilir. Hatta bir okula kaydolarak boş zamanlarında da çalışarak yeni bir meslek edinebilir. Yaşam bu tür örneklerle doludur. Cezaevi gibi son derece olumsuz ortamlarda bile kendisini geliştirebilen, eğitim görebilen ve farklı mesleklere sahip şekilde oradan ayrılabilen insanların hikayeleri çoktur.
Toparlarsam;
Son olarak yaşam bir eğitimdir
Bazen hayatımızda istemediğimiz ortamlarda bulunmamız gerekebilir. Bunlar bizim kendimizi geliştirmemiz için yollanan derslerdir eğer bu dersleri verirsek sonraki sınıflara geçebiliriz. Başarılı insanların temel özellikleri dışarıdan en zor ve sıkıcı görünen durumlarda bile keyiflerini ve azimlerini koruyabilmeleridir.
Acı biberi baklava gibi yiyebilen insan güçlüdür ve başarılı olacaktır.
Sevgilerimle.
Çok guzel ne kadar açıklayıcı bir şekilde anlatmışsınız... Tebrikler. Haklısınız. Herşey algıda bitiyor.