Herkes Gibi Olmamızı İsteyen Toplumun Herkesleştirme Çabaları: Dayatma Çukuru!

Mr-GYC

Toplum denilen olgu, içinde pek çok düşünce yapısını ve yaşam şeklini barındırıyor. Şöyle bir etrafımıza baksak, aslında tüm insanların birbirinden farklı olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Ancak buna rağmen toplum insanı çoğu zaman birbirinden farklı olan bu bireyleri 'herkesleştirme' çabasına girer. Bir insan yeşil elma seviyorsa, tüm toplumun zorla yeşil elma seviyor olması gerektiği düşünülür. Hatta dayatılır.

Herkes Gibi Olmamızı İsteyen Toplumun Herkesleştirme Çabaları: Dayatma Çukuru!

Ben de bu yazımda bu zorla dayatılan konulara değinmek istiyorum. Herkes gibi olmamızı isteyen toplumun bizleri herkesleştirme çabalarına şöyle bir bakalım;

Kadın ve erkeğe ayrı statüler verip, belli kalıplara sokuyoruz. İkisinin de insan olduğunu unutuyoruz.

Herkes Gibi Olmamızı İsteyen Toplumun Herkesleştirme Çabaları: Dayatma Çukuru!

Misal, kadın kısmı evde oturur, çalışamaz ya da erkekler ağlayamaz gibi gibi. İlle de kadınların veya erkeklerin bir görevleri olduğu düşünülür. Kısacası cinsiyetler belli kalıplara sokulur. Ama insan oldukları unutulur. Yeri gelir, erkeklerden duygusuz olmaları beklenir, yeri gelir kadınlardan hiç yorulmadan koşuşturması. Bunlar toplumun dayatması değil de nedir?

Toplumun bir ürünü olan medyanın güzellik algısına kapılıp gidiyoruz. Güzelliği fiziksel görünüşte arıyoruz.

Herkes Gibi Olmamızı İsteyen Toplumun Herkesleştirme Çabaları: Dayatma Çukuru!

Teknoloji ile beraber ve medyanın da dayatmasıyla insanların güzellik algısı da değişti. Nerede estetikli, dolgun göğüslü veya büyük popoya sahip bir kadın varsa o sevilir hale geldi ve kadınların çoğu bu kadınlara özenip bıçak altına yatar oldu. Güzellik özden kayboldu. Erkekler için de, kaslı bir vücuda sahip olmak ideal göründü. Kası olmayan erkeklere hor gözle bakılmaya başlandı. "Bunlar kadınsa/erkekse biz neyiz?" tarzı cümleleri duymayan yoktur herhalde! Sen insansın!

Kendi kültürümüze başka insanların da uymasını istiyoruz. Aksini yapanı toplumdan dışlıyoruz.

Herkes Gibi Olmamızı İsteyen Toplumun Herkesleştirme Çabaları: Dayatma Çukuru!

Her insanın edindiği bir kültür vardır elbette ama bu başka kültürleri dışlama hakkı vermiyor bizlere. Alıştığımız kültürün dışına çıkıp başka insanları tanıdıktan sonra, bize uymayan insanları hemen dışlama eyleminde bulunuyoruz. Misal biz pircing takmıyoruz diye başkaları da takmayacak diye bir şey yok. Ya da biz herhangi bir elbiseyi giyiyorsak, başkaları bunu giymek zorunda değil.

Kadınların da erkekler gibi özgür giyinebileceğini unutuyoruz. Tüm kadınları tek bir kadın imajında görmek istiyoruz. Bunun dışına çıkanı hor görüyoruz.

Herkes Gibi Olmamızı İsteyen Toplumun Herkesleştirme Çabaları: Dayatma Çukuru!

Bir erkek özgürce istediğini giyebiliyorken, kadınlar neden giyemiyor olsun? Toplumda genelde açık ya da kapalı giyinen kadınlar üzerinde hep bir baskı mevcut. Açık giyinen kadına neden açık giydiği, kapalı giyinen kadına da neden kapalı giyindiği konusunda hep bir baskı yapılır. Kime ne? İlle de her insan başkalarına ayak uyduracak diye bir kaide yok. Bir kadın kapalı giyiniyor diye tüm kadınlar kapalı giyinmek zorunda değil ya da bir kadın açık giyiniyor diye tüm kadınlar açılmak zorunda değil. Size uymayan kadınları dışlamayın, istemiyorsanız hayatınıza almayın olsun bitsin.

Küpe takan veya saçını uzatan erkeği erkeklikten çıkmış sayıyoruz ve adamlığı ufacık sembollere bağlıyoruz.

Herkes Gibi Olmamızı İsteyen Toplumun Herkesleştirme Çabaları: Dayatma Çukuru!

Bir erkek neden küpe taktığı veya saçını uzattığı için erkeklikten çıkıyor olsun ki? Bu son derece sığ bir düşünce tarzıdır. Küpeyi sevmiyor olabilirsiniz, sevmiyorsanız zaten takmıyor olursunuz ama başkalarını kendi düşüncenize göre aşağılamaya hakkınız yok. Adamlık, bunlarla olmuyor!

Biz beyazı seviyoruz diye siyahı sevenlere düşman oluyoruz. Siyahın da güzel olabileceğini düşünemiyoruz.

Herkes Gibi Olmamızı İsteyen Toplumun Herkesleştirme Çabaları: Dayatma Çukuru!

Bu başlık altında çok şey örnek verilebilir aslında. Misal, cinsel yönelimler... Bir insanın cinsel yönelimlerinin farklılığı o insanı kötü yapmaz. Biz bir kadından/erkekten hoşlanıyoruz diye başkalarının da aynı olmasını bekleyemeyiz. Farklı olanı da ötekileştiremeyiz. Beyazı seviyorsak, beyaza göre yaşayalım. Siyahı karalamayalım.

Erkek adam../Kadın dediğin.. gibi cümlelerin arkasına saklanıp kendi görmek istediklerimizi dayatıyoruz. Bence hatayı ilk burada yapıyoruz!

Herkes Gibi Olmamızı İsteyen Toplumun Herkesleştirme Çabaları: Dayatma Çukuru!

Bu cümleleri kuran insanlara bakın. Genelde kendi istek ve arzularını bu cümlelerin arkasına sıralarlar. Misal, bir erkek başka bir erkekte küpeyi hoş görmüyorsa, erkekliği küpe takmamaya bağlıyor. Ya da bir kadında etek görmek istemiyorsa kadın dediğin açık giyinmez gibi cümlelere sığındığını görebiliyoruz. Yani kısacası herkes kendi kanununu kendisi belirlemeye ve bunu başka insanlara empoze etmeye çalışıyor. Kısaca dayatmalar yapıyor. Bir insanın böyle yaptığını düşününün, bir de genel olarak toplumun. İşte bu insanların birikmesinden koca bir dayatma çukuru çıkmış oluyor. En büyük hata da burada başlıyor.

Her insan bir toplumun ürünüdür ve her düşünce toplumu yansıtır. Biz iyi düşünüp dayatmalardan kaçınırsak, toplum da bence bu dayatmalardan o kadar uzak kalır. Biz elmayı seviyorsak, elma da bizi sevmek zorunda değil.

Umarım okurken sıkmamışımdır. Hoş tamamını okuyacak insan sayısı da bir elin parmaklarını geçmez.

Okuyan ve eleştiren bir toplum olmamız dileğiyle..

Sürç-i Lisan Ettiysek Affola.

Emeğe saygı.

Herkes Gibi Olmamızı İsteyen Toplumun Herkesleştirme Çabaları: Dayatma Çukuru!
Herkes Gibi Olmamızı İsteyen Toplumun Herkesleştirme Çabaları: Dayatma Çukuru!
55 Cevap