Uzman Psikolojik Danışman Buket Bayındır Kariyer Yolculuğunu Anlatarak Gençlere Öneriler Verdi!

KızlarBirAdımÖne r

Bugün #İlhamVerenKadınlar serimizde Uzman Psikolojik Danışman Buket Bayındır'ı konuk ediyoruz. ✨

Buket Hanım, Erzincan Üniversitesi'nde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümünü okuduktan sonra Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde Evlilik ve Aile Danışmanlığı üzerine yüksek lisans eğitimi almış, birçok seminer ve eğitimlere katılarak kendini geliştirmeye devam etmiş bir Uzman Psikolojik Danışman; birçok farklı alanda sertifikaya da sahip. Şu anki uzmanlık alanı cinsel terapi, evlilik terapisi ve çocuklarda cinsellik eğtimi. Aynı zamanda Çocuklar ve Ergenler için Cinsel Eğitim Rehberi Nasıl Anlatsam adlı kitabın yazarı.

Uzman Psikolojik Danışman Buket Bayındır Kariyer Yolculuğunu Anlatarak Gençlere Öneriler Verdi!

Buket Hanım, sorularımızı cevaplayarak kendi alanında gelişim göstermek ve bir alanda uzmanlaşmanın önemine kadar birçok farklı konuda gençlere önerilerde bulundu. Çok keyif aldığımız bu söyleşi ve projemize verdiği destekten dolayı kendisine çok teşekkür ederiz. 💜

Sana ilham olacağını düşündüğümüz bu harika röportajı okuduktan sonra cevabını bizimle paylaşmayı unutma. 👇🏻

Buket Hanım, öncelikle sizi biraz tanıyalım. Ne zaman, nerede doğdunuz? Eğitim hayatınız nerelerde geçti, başka neler yaptınız? Bize Buket Bayındır’ı kendi cümlelerinizle anlatır mısınız?

Herkese merhabalar. İsmim Buket Bayındır. Ankara 'da doğdum ve Ankara 'da büyüdüm. Öğretim hayatımın 3 yılı haricinde hepsi lise sona kadar Ankara 'da geçti. 3 yıllık bir Ankara 'dan ayrılma sürecim olmuştu babamın mesleği dolayısıyla, orada da Urfa’daydım ve çok da keyifli 3 yıl olarak hatırlarım o dönemlerimi. Üniversite hayatımla birlikte Samsun'a yerleştim. 4 yıl lisans ve 2 yıl yüksek lisansın ardından meslek hayatını da burada devam ettirme kararı aldım. Yaklaşık 10 yıldır Samsun'da olduğumu söyleyebilirim. Kendimi buralı hissediyorum. Çok sevdiğim yaşamaktan keyif aldığım bir şehir.

Uzman Psikolojik Danışman Buket Bayındır Kariyer Yolculuğunu Anlatarak Gençlere Öneriler Verdi!

Çocukluğumdan beri böyle farklı şeylere, ilgi alanlarına sahip olan biriydim. Bir zaman tiyatroyu sevdim, bir zaman halk oyunları bir zaman bale, keman birçok farklı hobilerin tadına baktığımı söyleyebilirim. Eğitim hayatım dışında bunlar da hayatımın içerisinde olan şeylerdi ve uzun yıllar keman çaldım. Yani tabi ki profesyonel anlamda değil ama oldukça geliştirdiğim bir noktadaydı. Fakat sonrasında nedenini bilmiyorum ama ara verdim ve şu anda birazcık daha kendimi iyi hissetmeye ihtiyacım olduğu zamanlarda başvurduğum bir şey.

Eğitim, okumak, kültürel etkinlikler genel olarak hep sevdiğim bir noktadaydı ve üniversiteye başladığım andan itibaren aynı zamanda kendimi kültürel olarak da geliştirmeyi hedeflediğim bir yerdi ve Samsun’da aslında bu konuda bana yardımcı olan bir şehir; hiç de fena değil bu konuda böyle söyleyebilirim. Yaşam enerjimin yüksek olduğunu düşünüyorum ama tabii ki bu noktada kendime ne kadar baktığımla doğru orantılı bir şey. Kendime yaptığım en büyük iyilik çok merak ediyor olmam. Yani kendimi merak ediyor olmam, hayatı, psikolojiyi, insanları… Merakla bakıyor olmam merakla sorgulamam benim mesleki ve kişisel gelişim noktasında bana çok yardımcı olan bir konu. O yüzden bu yönünün yani merak eden ve sorgulayan yönünün çalışmayı ve üretmeyi seven yönümün bugün beni Buket Bayındır yaptığını düşünüyorum.

Farklı yayın organlarında köşe yazarlığı yapmış ve psikoloji alanında birçok eğitim almış birisiniz. Yaptığınız işleri, ilham veren kariyer serüveninizin nasıl başladığını sizden dinleyebilir miyiz?

Uzman Psikolojik Danışman Buket Bayındır Kariyer Yolculuğunu Anlatarak Gençlere Öneriler Verdi!

Mesleğime olan ilgimin lise 3 zamanlarında başladığını söyleyebilirim. Tabii ki o zamanlarda öğretmenlerimin bana olan desteği bu konuda daha doğru bir karar vermemi sağladı diye düşünüyorum. Ailem zaten her konuda hangi mesleği seçersem seçeyim bu konuda çok destek verdi ve esnek bir yerden yanımda oldukları için daha sağlıklı karar verebileceğim bir ortama sahiptim ve bu konuda şanslı hissediyorum kendimi.

Üniversite birdeyken tabii ki herkesin çok klasik “Neden bu bölümü seçtiniz?” sorusu vardı. Hepimizin söylediği insanları dinlemeyi, yardım etmeyi, çözüm sunmayı seviyorum gibi cümleler olmuştu ama mesleğin içine girdikten sonra olayın çözüm sunmak değil, çok daha başka bir boyutta olduğunu görmüş olduk. Ama bu motivasyonla, bu bilinçle geldiğim bir meslekti. Ama sonrasında tabii ki neden burada olduğumun cevabını her daim kendime vermeye devam ettim.

Bu meslekteki en çok sevdiğim şeylerden birisi hayatla çok iç içe olması, çünkü hem hayatıma hem günlük yaşantıma ilişkilerime birçok noktada bana destek oluyor ama tabii ki günlük hayatımda terapist kimliğimle olmasam da yine de orada öğrendiğim ve kazandığım becerilerin benim hayatımda çok fazla dokunduğunu düşünüyorum. Bu da sanıyorum benim mesleğime yatırım yapma konusunda çok daha fazla motive eden bir yere götürmeye başladı.

Başarı odaklı bir ailem olmasa da ben başarıyı çok seven biriydim. Yani başarı haz kaynağım diye söyleyebilirim. Bu beni çok motive eder ve enerji verir. Bir başkası bu konuda beni takdir etsin ya da etmesin benim bunu hissediyor, üretiyor olmam, insanlara dokunabiliyor olmam ve işimi iyi yapabiliyor olmam (tabii ki bunun için emek ve eğitim, süpervizyon, kendi terapi sürecimiz gibi birçok şeyi barındırıyor ama) karşılığını alıyor olmam beni kesinlikle çok fazla motive ediyor.

Üniversite üçle birlikte eğitim almaya başladım. Daha basit üniversite 3 seviyesindeki öğrencilerin de katılabileceği minik eğitimler, seminerler, konferanslar gibi. Ama şunu gördüm ki gerçekten sürekli gelişim ve dönüşüm isteyen bir meslek, aynı hayatın kendisi gibi. Bu durum beni çok etkiliyor zaten esasen. Üniversite birdeyken hep konuşulurdu: “Devlet mi seçeceksin? Özel sektör mi seçeceksin?” Klasik işte hepimizin ailesel bir noktadan geldiği bir durum vardı. KPSS’ye çalışmak gibi bir durum. Hiçbir zaman bu düşüncede olmadım. Bunun nedenini ise sabitliği ve durağanlığı çok sevmediğim yönünde.

Genellikle bizim oturarak para kazandığımızı söylerler ama bence asıl mesele zaten orada oturabilmek, orada durabilmek duygularımızla, danışandan gelen olumsuz duygularla, kendi bedenimizde olup bitenlerle, kendi zihnimizdeki olup bitenlerle… Çünkü çok fazla uyarana maruz kalıyoruz aslında ve etkin dinleme, etkin yansıtma yapabilme gibi birçok beceriyi barındıran bir nokta. O yüzden gerçekten asıl mesele orada durabilmek diye düşünüyorum.

Üniversite birdeyken bir noktada hep herkes hayallerini söylerken benim hayallerim genellikle böyle çiftlerle çalışmaktı ve arkadaşlarım birazcık dalga geçmişlerdi benimle. “Aç kalırsın, Türkiye'de böyle bir ilgi, merak yok ki” gibi gibi söylemler vardı. Tabii ki şu anda Türkiye'nin olduğu noktayı bu alana olan merakı ve terapiye olan bakış açısının değişmiş olması beni çok mutlu ediyor. Ama o zamanlar biraz daha farklıydı tabii ki. Ve o cümleyi ben hiç unutmuyorum, sonrasında hep hayallerimin peşinden giden ve kendine inanan biri olmamın -tabii arkada hocalarımın ve ailemin desteğini hissediyor olmam da çok etken- bana çok yardımcı oldu gerçekten. “Olması gereken değil de ben ne istiyorum?” sorusunun arkasından gittim.

Cesaretimin kırıldığı yerler oldu. Kendime kızdığım, hata yaptığımı düşündüğüm, pişman olduğum zamanlar oldu tabii ki de. Ama zaten oralara bakabildiğim için sanıyorum şu an buradayım. Dolayısıyla da bana hep aldığım eğitimler ya da bu eğitimlerin sonucundaki mesleğime yansıtabiliyor olmam, somut bir şey görebiliyor olmam sonrasında beni motive etmeye devam etti. Bu şekilde başladı diye söyleyebilirim.

Tabii ki çevreler edindikçe oralardaki fikirlerinizin değişmesiyle birlikte, çevreden gelen yorumlarla birlikte daha fazla ne yapabilirim, ne üretebilirim, ne ortaya koyabilirim? sorusunu kendime soruyor olmam da beni geliştiren başka bir boyut oldu. Eksiğimiz ne?, nerede hata yapıyoruz? veya çok fazla görüyoruz? Psikolojide öfkeyi kontrol etmenin 10 kuralı, işte mutlu ilişkinin 8 sırrı gibi bunları çok sınırlandırıcı ve kısıtlandırılmış buluyorum. Bunların aksine neler var? Bütün bunları konuşuyor olmamıza rağmen neden bu uygulanabilir bir şey değil ya da öfke gerçekten kontrol edilmesi gereken bir şey mi? Çok mu doğru bakıyoruz yoksa öfkenin eşliğinde yaşamak mı aslında sağlıklı olan? gibi böyle hangi farklı boyutlardan bakabilirize kaymaya başladım. Çok yönlü bakıyor olmam, buna niyet ediyor olmam sanıyorum benim kariyerimin her basamağında beni geliştiren bir nokta oldu diyebilirim.

Kariyer yolculuğunuzda “kadın” olduğunuz için zorlandığınız bir durum yaşadınız mı? Bu durumlarda kişisel çözüm öneriniz nedir?

Uzman Psikolojik Danışman Buket Bayındır Kariyer Yolculuğunu Anlatarak Gençlere Öneriler Verdi!

Kadın olduğum için zorlandığım bir durum yaşadım mı? Bu çok güzel bir soru. Kadın olmanın hem sevindirici tarafını paylaşacağım gibi, ne yazık ki üzücü bir noktasını da paylaşacağım. Aslında belki birçok mesleğe oranla -tabii ki kıyas yapmak niyetiyle söyleniyorum bunu- böyle bir dezavantaj yaşamadığımı söyleyebilirim. Hatta kadınlarla cinsellik çalışma konusunda avantajlarını bile yaşadım diye söyleyebilirim. Fakat zorlandığım şöyle bir nokta olmuştu.

Ben yetişkin erkek cinselliği de çalışıyorum ve çift almak veya bireysel almak gibi bir ayrım yok. Hem çift alıyorum hem de bireysel olarak da alıyorum. Çünkü tabii ki bireysel anlamda da illa partneri olmaksızın buna ihtiyaç duyması çok insani ve doğal. Bu yüzden böyle bir ayrımım yok. Fakat ne yazık ki, insanların niyeti her zaman bizim sandığımız gibi olmayabiliyor. Mesleğimin ilk yıllarında ofisimde yalnızdım ve bir asistanım yoktu. Çok da geç saatlere kadar da seans alıyordum. Dolayısıyla geç saatlere kalan özellikle -tabii ki gündüz içinde geçerli ama bazı erkekler, her erkek için bunu söyleyemem- randevu alırken ki ses tonundan ya da bir şekilde üslubundan, cümle kurma tarzından bir şekilde böyle bir tık soru işareti bıraktığınız, çok güvenmediğiniz insanlar olur. Bunu hissedersiniz ama emin de olamazsınız ya, aynı onun gibi hissettiğim danışanlarım oluyordu.

Şimdi kimseyi yargılamamak, ön yargılı yaklaşmamak adına olabildiğince esnek olmaya çalışıyordum. Fakat bu konuda dediğim gibi her erkek için bunu söyleyemem ama bazı erkek danışanlarım için -erkek cinselliği başvurusu olduğunda özellikle- kendimi tedirgin ve tehlikede hissettiğim durumlar oluyordu. Böyle bir şey başıma gelmedi ama tedirgin hissettiğim oldu mu? Kesinlikle evet, yani buna illa bir cinsel saldırı olarak değil, herhangi bir kişisel veya psikolojik zarar verme, şiddete uğrama gibi birçok şeyi de dahil ederek söyleyebilirim. Böyle bir noktada kadın olmanın zorluğunu yaşadım diyebilirim.

Uzman Psikolojik Danışman Buket Bayındır Kariyer Yolculuğunu Anlatarak Gençlere Öneriler Verdi!

Buna dair çözüm önerilerime bakacak olursak, ne yazık ki günümüzde çok fazla kadın cinayetleri, cinsel istismar, tecavüz duyuyoruz ama bunların varlığında da kesinlikle erkek cinselliği çalışmamak, erkek danışan almamak bir çözüm değil. Bu tam tersi hep zaten ötekileştirmek ve bu tarz durumların çoğalmasına sebebiyet vermek demek. İyi hissetmediğim zamanlarda o danışanlarım için üst kat komşumdan yardım istemiştim, o seans boyunca içerideki odada beni bekleyebilir misin diye. O da sağ olsun kırmayıp gelmişti ama bu tabii ki nereye kadar olabilir? Sonrasında asistanım olduğu için tabii ki rahatladım ve böyle bir kaygıya girmedim. Ama o zamanlar eğer çok fazla tedirgin olmuş olsaydım, ne yazık ki almamayı tercih edecektim. Çünkü bu çok da öngörülebilir bir şey olmuyor. Fakat bu konuda, özellikle yalnızsak zorlayıcı yanları olabilir.

Bir asistanının varlığında bu konforlu olabilir, bir arkadaşından rica edebilir, içerideki bir odada beklemesi konusunda. Benim aklıma böyle bir çözüm önerisi gelmişti, danışanı almamak yerine çünkü çok daha ön yargılı olmak istemiyorum. Sonrasında o danışanları tekrardan almadım zaten. Çünkü çok iyi hissetmediğim bir seansı ben de yapmak istemiyorum. Yani zarar verici olabilirim, yarar sağlama noktasına gelemeyebilirim bile zaten. Bu yüzden de böyle bir sorun yaşadığımı söyleyebilirim ama bunun dışında çok da keyifli, çok da avantajlarını kullandığım, güvenlerini kazandığımı düşündüğüm bir süreçteyim.

Eğitimler alarak sürekli kendinizi geliştirmeniz gereken bir alandasınız. Bu sektörde bir adım önde olmak isteyen genç kadınlara içlerindeki gücü fark edip kariyer yolculuğunda durmadan ilerlemesi için ne tavsiye edersiniz?

Bizim mesleğimizde gerçekten, sizlerin de söylediği gibi gelişim ve dönüşüm isteyen, sürekli olarak kendimizi geliştirmemiz, tazelememiz ve yenilememiz gereken bir meslek hayatımız var ve bence iyi ki de öyle. Çünkü kişilik de zaten durağan bir yapı değildir. Bir adım önde olmaları için diyebiliriz ki eğitimler alın.

Uzman Psikolojik Danışman Buket Bayındır Kariyer Yolculuğunu Anlatarak Gençlere Öneriler Verdi!

Bizim mesleğimizde süpervizyon almak çok önemli. Ama bütün bunların yanı sıra ve hatta bence en önemlisi bir terapistin önce kendi terapi sürecinden geçiyor olması gerektiği. Çünkü ancak o zaman yani kendi içine bakabilen, kendi gücünü keşfetmiş, kendi kaynaklarının farkında, kendi duygularını regüle edebilen yani düzenleyebilen, kendisini sorgulayabilen, kendisine bakabilen, duygularını davranışlarına, bedenine... Ancak o zaman ötekini anlayabilir, ötekini görebilir. Dolayısıyla bir ötekiyle iletişim kurmamız noktasında önce kendimizle ne kadar iletişimdeyiz bir buna bakıyor olmaları gerektiğine inanıyorum. Bu yüzden de bizim mesleğimiz için özellikle bu bütün meslekler için geçerli tabii ki. Çünkü terapi gerçekten ruhun aynasıdır. Nasıl ki evden dışarı çıkmadan önce aynada nasıl olduğumuza bakıp ona göre çeki düzen veriyorsak, terapi de ruhun aynasıdır ve orada olup bitenlerin de bizler tarafından görülmeye ihtiyacı vardır.

Şöyle söyleyebilirim ki, kariyer yolculuklarında kendilerine uygun olan en doğru alanı, daha doğru bir mesleği ya da o meslekte yaşadığı hangi meslek olursa olsun bir zorlanmalarını daha sağlıklı yönetebilmeleri noktasında kendi terapi süreçlerinden geçmelerini tavsiye ediyorum. Evet, bu konuda çok fazla kitaplar var, seminerler, konferanslar var. Ama bizlerin bir ötekiyle ilişki kurmaya ihtiyacımız var. Onlar biraz destekleyici olsalar da asıl ayna olmayacaklardır. Dolayısıyla bu noktada kendi terapi süreçlerinden geçmelerini, kendi içlerindeki gücü fark etmeleri ve bunu nasıl kullanacakları konusunda bir fikir sahibi olmaları adına çok fazla tavsiye ediyorum.

Bir diğer nokta da şunu söyleyebilirim. Gerçekten her şeyin uzmanı olamazlar bu meslekte ilerleyebilmek için her alanda uzman olmadığımızı, bizlerin de sınırlılıklarının yetersizliklerinin, eksiklerinin olduğunu, yani tüm güçlü bir varlık olmadığımızı önce kabul ediyor olmamız gerekiyor. Ancak o zaman eksiğimizi kabul edip oralara bakabiliyoruz. Dolayısıyla da her şeyi bilmemeyi esas almak diyebilirim. Yani ben hem çocuk çalışıyorum hem ergen hem çift hem cinsellik hem travma... Hepsini yapmamız çok mümkün değil.

Daha belirli alanlarda kendilerine uygun bir ekol seçtikten sonra bu alanlarda daha çok yoğunlaşmalarını tavsiye ediyorum. Yani her şeyi bilen olmayın diyebilirim, zaten hangi alanda daha iyi olduğunuzu düşünüp oraya yoğunlaştığınızda enerjinizi tek bir yere yoğunlaştırdığınız için bölünmemiş olacaksınız. Bu da sizin bu sektörde daha gelişmiş hissetmenizi ve kendinizi daha canlı, gelişmeye açık, daha güçlü hissetmenize yardımcı olabilir ve tabii ki parantez açarak her zaman da güçlü olmak zorunda değiliz. Güçsüzlüğümüzü kabul etmek de bir güçlülüktür bizler için.

Türkiye’de cinselliğin konuşulması bu kadar zorken bu alanda çocuklar ve ergenler için cinsel eğitim rehberi olacak bir kitap kaleme aldınız. Sizin gibi hayallerinin peşinden giden genç kadınlara ilham olmak için ne söylemek istersiniz?

Uzman Psikolojik Danışman Buket Bayındır Kariyer Yolculuğunu Anlatarak Gençlere Öneriler Verdi!

Türkiye'de ne yazık ki cinsellik konuşulması zor bir alan. Zaten nerede konuşulmayan bir konu varsa o, toplum ve kişi için bir yaradır. Biz korunduğumuza inanarak cinselliği konuşmadıkça bu konuşmama hali hepimizi aslında yaralayan bir yerde olmaya devam ediyor. “Çocuklar ve Ergenler için Cinsel Eğitim Rehberi Nasıl Anlatsam” isimli kitabımı kaleme aldığımda çok heyecanlıydım. Çok da emek vererek, yurt dışı makaleleri, eserleri tarayarak oluşturduğum bir kaynaktı. Çünkü özellikle çocuklar ve ergenler alanında Türkiye'de bu konuda çok fazla kaynak eksikliği var. Ne yazık ki birkaç kitabın dışında herhangi bir kaynağa rastlayamadım. Bu da tabii ki daha çok araştırmam ve daha çok üretmem gerektiğini bana söyledi. Bu eksikliği fark ettikten sonra neden olmasın deyip böyle bir noktaya adım atmak istedim.

Yaşam bir cesaret işidir ve aslında bu durum da yani Türkiye'de cinsellikle ilgili bir çalışma yapmak da cesaret istiyor. Tabii ki geçmiş yıllara oranla çok daha fazla konuşabildiğimiz, çok daha fazla araştırabildiğimiz, doğru bilgiye ulaşabildiğimiz bir durumdayız. Ama hala bu konuda yaralarımız varlığını devam ettiriyor.

Herkesin terapiye gelme imkanı yok, maddi ya da manevi sebeplerle. Ya da bunu herkesin uzun süreli sürdürme şansı da olmayabiliyor, yine maddi nedenlerle. Ama aynı zamanda bu bilgilere de ihtiyaçları var. Yani bunun en ücra köşelerinden tutun, toplumun en üst tabakasına kadar her yer için bu geçerli. Dolayısıyla da kitabın herkes tarafından ulaşılabilir bir noktada olduğunu düşünerek en azından bir ışık yakmaları, bir soru işareti koymaları ya da kendi çocukları için en kötü -herkese yayamasalar bile- sadece kendi hanesi için bir adım atabilmelerini düşünerek bu kitabı ele aldım. Çünkü aslında nesiller arası aktarım böyle bir yerde başlıyor. Anne çocuğuna bu doğrultuda yetiştiriyor. O çocuk ebeveyn olduğunda yine aynı yerden gidiyor gibi düşünerek daha kolektif bir noktada oluşabileceğini düşündüğüm için bu kitabı kaleme aldım.

Uzman Psikolojik Danışman Buket Bayındır Kariyer Yolculuğunu Anlatarak Gençlere Öneriler Verdi!

Bu konuda şunu söyleyebilirim ki, öncelikle gerçekten kariyer alanlarında yapacakları bir çalışmada neyi elde etmeyi amaçlıyorlar? Bu konuda kendilerine bunu sorabilirler. Benim amacım sadece terapiye gelen insanlarla sınırlı kalmak değil, çok daha fazla kişiye ulaşabilmek. Çünkü belki bir köyde yaşayan birisi için talep çok ulaşılabilir olmayabilir. Konferansa gelemeyebilir ama kitap daha ulaşılabilir bir noktada. Dolayısıyla da daha çok büyüyebileceğimiz bir alan diye düşünerekten bu yola çıktım. Çünkü ebeveynlerin ve tabii ki bizlerin de uzmanların da hâlâ bu konuda daha fazla şey öğrenmeye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.

Söyleyebilirim ki cesaret etmek! Çünkü yaşam bir cesaret işidir. Biz bir noktada korkusuz olmak zorunda değiliz. Bazen korkuya rağmen adım atmak daha büyük bir cesarettir ve sanıyorum benimki de böyle bir yerdeydi. Yani korku derken tabi ki çekincelerim vardı. Ama sonrasında sanıyorum alacağım olumsuz tepkilerin çok da beni düşürebileceğini düşünmedim. Çünkü zaten herkes bu konuda olumlu bakmak zorunda olmayabilir ve amacım zaten bu olumsuz bakan insanlara ulaşmak değil miydi diye düşünerekten böyle bir noktada adım attım. Dolayısıyla insanların ne düşündüğü değil, sizin ne istediğiniz sizin için önemli olsun. Ve korksanız da adım atıyor olmak, sizin cesaretli olduğunuzu gösterir ya da belki her zaman cesaretli olmak da zorunda değilsiniz. Bunu da kabul etmek… Mesela bu konuda terapi süreciyle özellikle benim adım atmama engel olan şey ne, korkularım bana ne söylüyor? Belki buralara bakmak bile kendi kaynaklarınıza, kendi olumsuz inançlarınızı geliştirmek bile zaten kariyer yolculuğunuzdaki çalışmaları yapmanız için size çok büyük bir rehberlik edecektir diye düşünüyorum.

Evet gönül isterdi ki ya da belki bir gün yüz yüze bu söyleşileri canlı kanlı yapalım ama o da yine sınırlı bir noktada kalabiliyor. O yüzden sosyal platform üzerinden çok daha fazla kişiye ulaşabileceğimizi düşünüyorum. Umuyorum ki konuşmamın bir cümlesi bile size iyi gelen, ilham veren bir noktada olabilmiştir. Çünkü bazen bir cümle hayatınızı çok fazla değiştiren bir etkiye sahip olabiliyor. Benim öyle olmuştu. Diliyorum ki siz de hayallerinizin, kariyerinizin çok da keyifli bir noktasında yer alırsınız ve kariyer basamaklarını keyifle adım adım çıkarsınız diye ümit ediyorum ve tabii ki her şeyden önce dilediğim şey, herkesin kendi bedeninin ve içsel kaynaklarının farkına varabildiği bir dünya diliyorum.

Hem ilham aldığımız, öğrendiğimiz hem de keyifle okuduğumuz bir röportaj oldu; tekrardan çok teşekkür ediyoruz. 💜

Cevaplarda Buket Hanım'a mesajlarınızı iletmeyi unutmayın.

Bir önceki içeriğimiz olan Çiğdem Deral röportajını kaçırdıysan buraya tıkla!

Uzman Psikolojik Danışman Buket Bayındır Kariyer Yolculuğunu Anlatarak Gençlere Öneriler Verdi!
189 Cevap