Geçmişe Tutunurken, Bedelini Hayatınla Ödüyorsun!

Geçmişe Tutunurken, Bedelini Hayatınla Ödüyorsun!

Geçmiş bir hüküm değildir. Hatırlanabilir ve hatta bazen hatırlanması gerekir, ama onda yaşanamaz

Çoğu kişi geçmişten ayrılmayı acı, kayıp, yıkım olarak algılar ve bu nedenle korkar. Fakat reddediş geçmiştir ve kabul gelecek ve bugündür. Kabul olduğunda geleceğe ve bugüne evet deriz.

Geçmiş sadece tekrar tekrar yaşamayı seçtiğiniz bir hikayedir. Bu cümleyi tekrar okuyun. Ve siz yaşamaya devam ettiğiniz sürece, bu hikaye hayatınızı belirlemeye devam eder çünkü bunu yapmasına izin veriyorsunuz. Geçmiş değil, geçmişteki deneyimler değil, geçmişteki insanlar değil siz

Geçmişe tutunduğunuzda, yüksek bir bedel ödersiniz: enerji kaybı, kaçırılan fırsatlar, özgürce hareket edememe, hayattaki sorunlardan sağlığa kadar.. Ancak en büyük zarar, şimdiki zaman algısının çarpıtılması olur. Kafanızda "her şey kötüydü", "yapamam", "incindim" olduğunda, dünyayı görüşünüze bir filtre koymak gibidir, kasvetli, sınırlı ve öngörülebilir.

Geçmişten ayrılmak tek seferlik bir eylem değildir. Bu sürekli bir uygulamadır. Ve bu uygulamayı hızlandıran en önemli unsur "Minnettarlık Günlüğü Tutmak" ve her seferinde daha hafif, daha parlak ve daha özgür hale gelirsiniz

Allah büyük bir öğretmendir. Tüm eğitimler genişleme ve bilinç düzeyini yükseltme ilkesine dayanır. Yani, daha yüksek etiğe, daha yüksek ahlaka geçiş. Yani, daha derin ve daha asil olmanız gerekir, bu yüzden farklı durumlar veya sıkıntılar insanın başına gelir. Ve insanın trajedisi ise durumları eski alt kişiliğiyle algılamasıdır.

Isaac Pintosevich'in dediği gibi;

“insan hayvan içgüdüleriyle yaşar yemek ve korkmak. Bu yüzden Tanrı'ya yaklaşamaz.”

Bu konuya benzeyen diğer bencelerim;

Sevgiler.. 💗

Geçmişe Tutunurken, Bedelini Hayatınla Ödüyorsun!
Cevapla