
Okuduğum bir kitap!!!
Hayat mı mücadeledir, mücadele mi hayattır?
Yaşamın, bir şeyleri idame ettirmenin ne kadar boş, anlamsız olduğu düşünülebilir. Hatta yaşamın gereksizliği görüşüne varılabilir.
Ancak yaşamı isteyerek severek mutlu şekil de yaşayan, hayallerinin çoğunu gerçekleştirebilmiş insanlar da bizim gördüğümüz veya anladığımız şekliyle hayatı üst düzey bir anlam da yaşayamıyor olabilirler.
İkisinden biri doğru sonucuna hiç bir şekil de çıkamayız.
Bu durum sadece benliğimiz de kişisel bir yargı, kendi bakış açımız olarak kalır.
Bizim yaşamın ne olduğunu tam manası ile anlamamız gerekir ki, nitelik açısından anlam yükleyebilelim.
Hatta her yönüyle anlayıp analiz etmiş olmamız gerekir ki, kendi değerlerimize göre tutarlı ve kapsamlı bir anlam yükleyebilelim.
İnsan hayatını, doğumundan ölümüne kadar olan süre üzerinden değerlendirmeye çalışmak, mukayese etmek felsefi anlam da insan olmayı hiçe saymak olacaktır. Oysa ki kısacık bir ömür bile bireyin gelişimi için önemli ve değerli olabilir.
İnsanoğlu, var oluşundan bu yana, yaşam da kalmayla başa çıkmak zorundaydı. Hep bir mücadale vermek, yeni hedeflere ulaşmak, bir şeylerle meşgul olmak, her yeni güne o günkü planları dahilinde ve hedeflerini ne kadar güç olsa da zorluklarla baş ederek aşmak zorundaydı.
Onu yaşam da tutan güdü genel mana da buydu zaten.
Bir çok kişinin, yaşam da kalmayla ilgili sermaye sorunlarını aşmasının arkasından hızla varoluş nedenini sorgulamaya başlaması ve sorunlara gömülmesinin en önemli nedeni, yaşam da kalma gibi temel bir güdünün yerini çaresizliğe bırakması.
İşte bu aşama da, artık yaşamın öyle bir anlamı olmalı ki, kişi kendisini elde etmek için yaşamaya değer bulsun.
Bu, insan türü için yeni olmayan lakin aşılması zor bir durumdu.
En eski çağlardan bu yana insanoğlunun kullandığı yöntemler, tehlikelere karşı tetikte olmanın verdiği gerilim vs vs hep bir mücadele vardı.
Bir bakımdan da insanlık tarihiyle uyum sağlamayan bu yeni, doğadan kopuk yaşam şekli için de, hayatta kalma üzerine yüklenecek yeni anlamlara ihtiyacımız var. Kendini bir boşluğa bırakmak, olumsuz düşüncelere kapılıp hayatın manasını sorgulamak bu deneyim de başarısızlığını kabul etmek oluyor aslında...
Pes etmek!
İlkel kabileler de her şeyden habersiz börtü böcek yiyen, bitkilerle beslenen, avladığı hayvanın derisinden giysi yapabilen bir yerli, yaşam deneyiminde başarılı iken, teknoloji ile iç içe yaşamış, entelektüel, statü sahibi medeniyet görmüş birey kaybedebilmekte.

Genel olarak hayatın anlamı, bizim kafamızı patlatana kadar onu ararken geçirdiğimiz değişim gelişim mücadele sürecinin bizi ulaştırdığı nokta oluyor. Yani gösterdiğimiz çabanın ta kendisi. Vazgeçmek, bu çabayı gösterme zahmetine katlanmayı göze alamayanların veyahut kendini içine ittiği acizliğinin neticesidir diyebiliriz.
Umarım hayata olumlu bakabilen, her ne kadar zorluklarla karşılaşsak da yaşamaya değer gören, yaşam sevincini kaybetmeyen ve bunu aşılayabilen bireyler oluruz.
Selam ve dua ile...
Kızlar & Erkekler Ne Diyor?
Görüş
6Görüş
Emeğinize sağlık faydalı bence
Hayatta mücadele ile yaşamak içinde zorluk, savaşma, direnme gibi anlamlar çıkmıyor mu? Ve genelde de insanı siteme götürür mücadele: ne için bu kadar zorluyorum ki, ne için zamanımı harcadım, niye böyle uğraşıyorum falan filan gibi. İnsan sevdiği şeylerle uğraşsın, ne yaparsa yapsın sevgi ile yapsın, o zaman içinden gelir yapmak, uğraşmak vs. Kelime deyip geçmemek gerek, ‘mücadele’ doğru kelime değil bana göre. İslamda mesela müslüman teslim olan demektir, hayata, akışına, su gibi böyle, akışında yaşamak.
Doğada ise insan canlı organizma olarak sadece nesli tükenmemesi için hayatta kalandır. Ama ruhu var, gönlü var- amacı mutlu yaşamaktır. Mücadele işin içine girerse mutlu yaşamak zorlaşıyor işte.
Hayat mücadele ile dolu bazen kendi kendinle mücadelen olabilir...
Hayat mı mücadeledir, mücadele mi hayattır? İyiymiş.
Faydalı bir bence olmuş
Yararlı bilgiler için teşekkür ederim
her şey zorlaştı
Çok güzel bir içerik