
Gülünç şeyler nedir ve nasıl olurlar?
Gülünç : Gülünecek yönleri bulunan, insanı güldüren, alay edilebilecek nitelikte olan, gülmeye yol açan (İsterim ki ne ifade etmeye çalıştığım temiz ve anlaşılır olabilsin).
Bugün sosyal mecrada dolaşırken gördüğüm bir gönderi şu anda yazmaya başlayacağım şeylerin kesin bir nedeni oldu.
- Gönderiye göre;
Hangi insanalar ince ruhludur? Sorusunun yanıtı aranıyordu.
1) Kuşlar yem yerken kaçmasınlar diye yolunu değiştirenler.
2) Elindeki çöpü çöp kutusu bulana kadar elinde gezdirenler.
3) Mağazada denediği kıyafeti götürüp yerine asanlar.
4) Sürekli kendinden bahsetmeyenler.
5) Tanımadığı insanlara nezaket gösterenler.
6) Bağışlamayı ve özür dilemeyi bilenler.
7) Başkalarının adına utananlar.
8) Her şeyi bilmeyenler ve her konuda haklı çıkmaya çalışmayanlar.
9) Ben mi kurtaracağım bu dünyayı demeyenler.
10) Nerede konuşması, nerede susması gerektiğini bilenler.
Bu maddeler hakkındaki ilk yargım “bunlar olması gerekenler değil miydi?” sorusu oldu. Devamı olarak düşündüm ki mağazada kıyafet denediysek bittabi alıp yerine asmamız gerekir ki sebebi, kimsenin şahsımıza ait bir uşak olmamasıdır. Basitçe eğer bir şeyin yerini sen değiştirdiysen, yine sen düzeltirsin. Kısaca benim kanaatimce bunlar asgari düzeyde insan olmanın şartlarıdır ancak gönderinin yorum kısmına geldiğimde gördüğüm şey şaşırtmaktan ziyade midemi bulandırdı. Sebebi ise kendinin yana yakıla böyle insanlar olduklarını ifade etmeye çalışan insanlardı. Yorumlardan alıntı yapacak olursam; “AA ben buyum”, “tamam işte ben böyleyim”, “övünmek gibi olmasın bunlar bende mevcut hatta restoranda garsona yardım bile ederim” (garsona yardım bile etmek?) bunlar başlıca örnekler olurdu.
Bana göre ince ruhlu insanlar her daim yaptıkları iyilikler yönünden yetersiz hisseden kişiler.” Çok iyi kalplisin, Nasıl böyle nazik olabiliyorsun?” denildiğinde ancak kızaran yanaklarını tepki olarak görebilirsiniz.
“Aynen kanka çok iyi kalpliyim, bende bu özellikler mevcut” veyahut
“Ben çok iyi biriyim her gün kalkar kedi beslerim, garsonlara yardım bile ederim ve otobüste yer veririm”
(“Bile” bu sözcüğe saplandım şu an) demezler.
Yaşlı insanlara, sokaktaki çocuklara yardım ederken bunu video, fotoğraf olarak belgelendirmezler çünkü yardıma muhtaç olmanın, öyle olmasa da belki de o kişi için utanılacak bir şey olduğunu düşünürler.
O kişiler en çok gören insanlardır. Sürekli fark ettikleri şeyler onların genel ruh halinin üzgün olmasına sebep olur. Hiçbir gün tam anlamıyla mükemmel geçmez çünkü belki de çöpte yemek arayan yaşlı bir amca görüp böyle bir dünyanın varlığına ve elinden hiçbir şey gelmeyişine üzülürler. Pesimist olmak ile suçlanırlar.
İnsan neye sahip değilse, o sahip olmadığı şey hakkında ben buna sahibim, sahibim!! der.
Eğer kötü kalpli ise ne iyi bir kalbi olduğundan bahseder. Bencil ise mutlaka yaptığı fedakarlıklarda bahsedecektir (Belki de yaptığı fedakârlık gerçekten var ve bu yaptığı fedakârlık ona göre çok büyük, çok kıymetli. Bencil biri için fedakârlık çok zor olacaktır). Yalancılar da onlara sorarsanız çok dürüstlerdir. Menfaatçiler de yaptıkları iyilikleri her zaman karşılık beklemeden yaptıklarını anlatır dururlar.
Bunlar şahsi gözlemlerim çok bir şey bildiğimden değil sadece karşılaştıklarımdan yola çıkarak konuşuyorum. Bu olaya yozlaşmış toplum deniliyor. Yozlaşmak iyi niteliklerin birtakım dış etkenler sebebiyle yok olması. Yine benim bakış açıma göre insan doğası gereği kötü bir canlı tabi ki istisnailer mevcuttur ve tabi ki insan isterse her şey değişir ancak önce o insan, insan olamadığını fark etmeli. Birkaç dini, siyasi ve ahlaki kurallar ile iyi olmaya zorlanmış bir canlı aslında bugünde başlıca dini ve ahlaki kuraların deformasyonuyla özündeki kötüye dönmüş bir canlıdır. Sonuç olarak sorulacak hiçbir soru, ince ruha sahip o insanı ortaya çıkarmayı sağlayamayacaktır. Sorulara cevap olarak “bu benim” diyen kişiler ise imitasyon olmak lanetine mahkûmdurlar. İşte bu da bana göre gülünç olmanın tam tanımıdır.
Bi’Bot Seçimi
Çok Süper Görüş