Çekişmeli olarak dava açacağım, dilekçe vermem yeterli mi? Delil olmadan da dava kısa sürede sonuçlanır mı? Gerçi iki tane darp raporum var ama bir kaç ay önceye ait affettigim için geçerliliği devam eder mii kafam çok karışık :(
Çekişmeli boşanma davası süreci nasıl ilerler?

Merhabalar,
Çekişmeli boşanma davası, TMK Md. 166/3 de düzenlenmiş anlaşmalı boşanma davası dışında kalan her türlü boşanma nedenine dayalı olarak açılmış ve eşler arasında boşanma ve boşanmanın ferileri konusunda bir anlaşmanın bulunmadığı boşanma davalarıdır.
Çekişmeli boşanma davalarında en önemli deliller arasında tanık beyanları yer alır.
Tanık beyanlarının kabulü ve delil olarak varlık kazanabilmesi için şahit olduğu duruma doğrudan vakıf olması, taraflara yakınlık gibi durumlar mahkeme tarafından değerlendirilir. Tanıklık noktasında önemli konulardan biride yalan beyanda bulunma ve bu şekilde yalancı tanıklık konusudur ki, bu husus Türk Ceza Kanunu sistematiğinde suç olarak tanımlanmış bir durumdur.
Tanıklık gibi bilirkişi müessesi de delil toplama aşamasında mahkemelerce başvurulabilecek konular arasında yer alır. Bilirkişilik teknik bilgi gerektiren konularda uzman görüşüne başvurma olarak tanımlanabilir. Bu bağlamda dosya içerisine sunulan bir konu ya da delil üzerinde teknik inceleme gerekmesi durumunda bilirkişi rapor veya beyanı önem taşır.
Genel itibari ile affeden eşin dava hakkı yoktur. Boşanma davalarında gerek taraflarca mahkemeye sunulan delillerin gerekse de dosya Boşanma davalarında af niteliğindeki davranışlar genel olarak “tarafların barışmış olması” , “olayların affedildiğinin açıklanması” , “birlikte yaşamaya devam edilmesi” (zorunluluk nedenine dayalı haller istisna olmak üzere) ve “olayları hoş görü ile karşılamak” şeklinde kendini göstermektedir.
Davacının, eşine, onu affettiği anlamına gelecek şekilde mesaj göndermesi, zorunluluk halleri dışında uzunca bir süre aynı evde yaşamaya devam etmesi, eşiyle cinsel ilişkiye girmesi gibi davranışları da davacının davalıyla barıştığını, bu olaylardan önce yaşanan olayları en azından hoşgörü ile karşıladığını sonuç itibariyle davalıyı affettiğini gösterir davranışlar arasındadır. Burada yine dipnot olarak “daha önceden bilinmeyen” olayların affedilmiş sayılıp sayılamayacağına değinmek gerekirse, her ne kadar yukarıda örnek olarak ifade ettiğimiz olayların yaşanmasıyla bu olaylardan önce yaşanıp da davaya konu edilen olayların affedilmiş sayılacağını belirtmişsek de davacının daha önceden bilmediği ve affetme sayılan davranış sonrası öğrendiği olaylar affedilmiş sayılmaz.
Sonuç itibariyle, boşanma davalarında, davacının davaya konu edilen vakalardan (örneğin şiddet, hakaret olayı) sonra yukarıda örnekleme yoluyla sayılan bazı davranış ve tutumlarda bulunması halinde, bu davranış ve tutumlardan önce yaşanan ve davaya konu edilen olaylar hükme esas alınamamaktadır. Ancak bunun için de yukarıda ifade edildiği üzere “affetme” olgusunun davalı tarafından iddia edilmesi ve usulüne uygun olarak somut delille ispat edilmesi şarttır. Bir boşanma davasında “affetme olgusu” ispat edilse dahi affetme sayılan davranış ve tutumdan sonra vuku bulan bir olay boşanma davasına konu edilmişse bu durumda elbette ki boşanmaya karar verilebilecektir. Affetme olgusunun hakim tarafından kendiliğinden nazara alınamayacağı, mutlak suretle davalı tarafından ileri sürülmesi ve ispat edilmesi şartı birlikte değerlendirildiğinde usul hukuku anlamında “affetme iddiası”nın bir “def’i” olduğunu söylemek mümkündür.
Yargılama aşamasında hak kaybına uğramamanız açısından avukat yardımı almanızı tavsiye ediyoruz.