Tarihte çok kez savaşlar yaşanmış ve birçoğu büyük yıkımlara neden olmuştur. Sadece askerler değil, masum siviller hatta hayvanlar da hayatlarını kaybetmiştir. Bunların en büyüğü de 65 milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği II. Dünya Savaşı'dır. İnsanlar, kendi dininden ve milletinden olmayan, daha fazla refah ve içindeki açgözlülük sebebiyle başka topluluklara zarar vermiş ve birçoğunu barbarca katletmiştir.

Tarihte en çok zulme uğrayan topluluklardan birisi de Yahudiler olmuştur. Son 70 yılda ancak bir devlet sahibi olabilen ve binlerce yıl farklı devletlerde yaşayan Yahudiler; Babiller, Romalılar, İspanyollar ve Naziler gibi birçok milletin gazabına uğramış ve sürgün edilmişlerdir ancak içinde vicdan ve merhamet duygusu ağır basan Türk milleti, Yahudileri zulümden kurtarmak için ellerinden geleni yapmışlardır. Bu Bence'mde, Osmanlı Devleti ve halefi Türkiye Cumhuriyeti'nin Yahudileri hangi şartlarda ve nasıl kurtardığını sizlerle paylaşacağım.
Endülüs Emevi Devleti'nin Hakimiyetine Son Verilmesi

Yahudilere yönelik yapılan zulümleri daha iyi anlamak için öncelikle dönem şartlarını az da olsa bilmek gerekiyor. Endülüs Emevileri, 8'inci yüzyılın başlarında Tarık bin Ziyad komutasında Fas'tan gemilerle İspanya'ya ulaşmış ve doğruluğu muamma olan gemileri yakma talimatı vererek geri dönülmeyeceğinin talimatını vermişti. Endülüs Emevileri, 800 yıl boyunca İspanya'da hüküm sürdükten sonra Hristiyanlar tarafından yıkıldı. Geriye küçük devletler teşekkül kazandı ve bunların en sonuncusu olan Beni Ahmet Devleti de 1492'de lağvedildi. Endülüs Emevileri'nin hüküm sürdüğü bu coğrafyada Müslümanlar olduğu gibi Yahudi ve Hristiyanlar da yaşamaktaydı.
Engizisyon Mahkemeleri İle Müslüman Ve Yahudilerin Katledilmesi

Endülüs Emevi Devleti bilime önem veriyordu ve o dönem kütüphanede 1 milyon kitap bulunuyordu. 15'inci yüzyılda 1 milyon kitap oldukça ciddi bir sayı ve kaynaklar aynı dönemde Paris'te sadece 800 kitap olduğunu vurgulamaktadır. Ancak Endülüs Emevilerinden geriye kalan 1 milyon kitap Hristiyanlar tarafından meydanda yakıldı. Müslüman ve Yahudiler, Engizisyon Mahkemeleri ile Hristiyan olmaya zorlandı. Direnenler ateşte yakılarak feci şekilde can verdi. Bu olayların yankısı Osmanlı Devleti'ne kadar ulaşmıştı.
Endülüs Emevilerinden bize 30 kitap kaldı, atomu parçalayabilirdik. Şayet yakılan 1 milyon kitabın yarısı kalsaydı çoktan uzayda galaksiler arasında geziyor olacaktık. (Nobel Ödüllü Fizikçi Pierre Curie)
Osmanlı Devleti, Engizisyon Mahkemeleri İle Zulüm Gören İnsanları Kurtarmak İçin Kolları Sıvıyor

Avrupa'da tüm bunlar olup biterken o sırada Osmanlı tahtında Fatih Sultan Mehmed'in oğlu II. Bayezid vardı. II. Bayezid, Kaptan-ı Derya Murat Reis komutasında gemiler göndererek zulme uğrayan Müslümanların getirtilmesini emretti. Murat Reis önderliğinde Akdeniz'den İspanya'ya doğru açılan Türk donanmaları nihayet İspanya'ya vardığında Müslümanları gemilere tahliye etti. Ancak Kaptan-ı Derya Murat Reis, sadece Müslümanları değil, zulme uğrayan Yahudileri de kurtardı ve zulümden kurtarılıp Osmanlı topraklarına getirtildiler. Müslümanlar Kuzey Afrika'ya, Yahudiler ise Anadolu'ya yerleştirildi. Bugün Anadolu'da yaşayan Yahudiler arasında soyu o dönemde Anadolu'ya getirtilen Yahudilere kadar uzanan insanlar yaşamaktadır.
II. Dünya Savaşı Sırasında Türk-Alman Diplomatları Arasındaki İlişki

Türklerin Engizisyon Mahkemeleri ile zulme uğrayan Yahudilerin bir kısmını kurtarmasından 450 yıl geçti ki benzer bir olayın Türk milletinin vicdanında teşekkül kazanmasına sebep olacak bir olay vuku buldu: II. Dünya Savaşı sırasında Yahudilerin Naziler tarafından katledilmesi. O dönemde, Anadolu'da yaşayan Yahudi kökenli Türklerin bir kısmı Avrupa'ya gönderilmişlerdi. Ancak Nazilerin, Yahudileri toplama kamplarında esir edip katletmesi duyulunca, Türk-Alman diplomatları arasında gerilim yaşandı. Türk diplomatlar, Almanlarla anlaşarak Yahudi kökenli Türklerin serbest bırakılmasını talep etti ve bu talep Nazilerce olumlu karşılandı.
Yahudilere Türkçe Kelimeler Öğretilerek Türk Olduklarına İnandırıldılar

Dönemin Paris ve Marsilya Büyükelçileri Necdet Kent, Behiç Erkin, Fikret Şefik Özdoğancı, Namık Kemal Yonga, Saffet Arıkan, Mehmed Fuad Carım ve Cevdet Dülger tamamen kendi inisiyatifleri ile Yahudilerin kurtarılmasına yönelik müthiş bir rol oynadılar. Nazilerin, kurtarılmak istenen Yahudilerin gerçekten Türk olduklarına inanmaları için Yahudilere birkaç Türkçe cümle ve kelimeler öğrettiler. Bu sayede özellikle Selâhattin Ülkümen'in çabaları sayesinde kurtarılan Yahudiler Anadolu'ya getirtildi. Özellikle 1943'te en kanlı dönemin yaşandığı bu zamanlarda kurtarılan Yahudiler arasında hâlâ Anadolu'da yaşayan insanlar vardır. İsrail ise en büyük nişanlarından olan ''Uluslararası Dürüst İnsan'' ödülünü Selâhattin Ülkümen'e vermiştir.
Babam bana sürekli ''Bütün hayatın boyunca şunu unutma ki bizim hayatımızı kurtaran Türklerdir'' derdi. (Nazilerden kurtarılıp Anadolu'ya getirilen Yahudi bir kadının sözü)
Osmanlı Devleti zamanında gemilerle kurtarılan Yahudilerin izini takip ederek ''Kurtuluş Treni'' ile yakılmaktan kurtarılan bir kısım Yahudi'yi Anadolu'ya getirten Türkiye Cumhuriyeti. Farklı zamanlar da olsa kader, bu iki devleti aynı taşın üstünde tutmayı mucip görmüş: Vicdan.
En İyi Kız Görüşü