
İyi bir dinleyici/anlatıcı olarak.

Hangimiz "dinlemese de olur, ben anlatayım yine de" diyebilir ki? İsteriz ki, anlattıklarımız can kulağıyla dinlensin, anlaşılabilelim. Fakat bu her zaman için mümkün olmuyor ne yazık ki. Bazen anlattıklarımız çöp oluyor. İnsanların bir kulağından giriyor, diğerinden çıkıyor. Hele bir de anlatmak istediğini doğru şekilde/kelimelerle ifade edemeyen insanlar var ki, anlattıklarını defalarca kez tekrardan anlatmak zorunda kalabiliyorlar.
Samimiyetinizi göstererek.

Samimiyetinizi karşı tarafa geçiremezseniz ya da siz o samimiyeti karşı taraftan alamazsanız anlattığınız hiçbir şey yerine ulaşmaz. Hattâ bir şeyler anlatmak bile gelmeyebilir içinizden.
İlgi alanlarınızı kapsayan konulardan bahsederek.

Sohbet etmek için sohbet edenlerden olmayın. İlginizi çekmeyen konular üzerine konuşarak sadece o sohbeti iki taraf için de sıkıcı hale getirmiş olursunuz. Mesela güncel konulardan bahsetmek sohbetinizi keyifli hale getirecektir.
Espri yeteneğinizi konuşturarak.

Şöyle iki güzel espri yapmayalım mı? Hep ciddi konulardan bahsedecek değiliz ya. Bir sohbeti sohbet yapan en önemli şeylerden biri de araya sıkıştırdığımız ufak tefek esprilerdir.
Fazla gereksiz detaylara inmeyerek.

Konuya bazen öyle bir yerden gireriz ki "keşke doğumundan başlatsaydın sohbeti" diyesimiz gelir. Hattâ kimi zaman bu gereksiz detaylar konudan sapmamıza da neden olabilir. Bu yüzden mümkün olduğunca ana konuya yoğunlaşmak gerekiyor. Şunu da anlatayım, bunu da anlatayım dersek sohbet sakız gibi uzadıkça uzar. Keyifsiz bir hâl alır.
İlginizi telefonunuzun üzerinden çekerek.

İşin doğrusu bu hataya ben de sıkça düşüyorum. Sohbet ederken elimde telefonum, kulağım ise arkadaşımda oluyor. Oysa sohbet esnasında göz teması kurmak da diğer detaylar kadar önem arz ediyor. Ayrıca kulağınız ne kadar karşı tarafta olursa olsun, odak noktanız telefon oldukça ettiğiniz sohbetin kalitesi illa ki düşecektir.
#Congruent
Bi’Bot Seçimi
Çok Süper Görüş