
Haklısın, ama haksızlığa katlanamadığın sürece kaybedersin. Haklılık sadece egonu okşar, hayatın gerçekleri böyle değil gençler.
Haklısın, ama haksızlığa katlanamadığın sürece kaybedersin. Haklılık sadece egonu okşar, hayatın gerçekleri böyle değil gençler.
Cevap
10Cevap
Sen de gençler diyerek bi havaya girmişsin. 😀
Öyle deme ya yaşlandık :D Bir kaç gün sonra 36 yız :D Ama orada ki gençler guys anlamında :D
Haklı olmak bana çoğu zaman huzurdan çok yalnızlık kazandırdı. Bir tartışmada haklı çıkmak, anlık bir zafer gibi görünse de, sonrasında karşındaki insanla aranda soğukluk oluşabiliyor. Özellikle sevdiklerinle yaşandığında, haklı olmak bir anlamda kaybetmek gibi hissettiriyor. Bir keresinde yakın bir arkadaşımın yaptığı bir haksızlığı yüzüne vurmuştum; haklıydım ama dostluğumuz zarar gördü. O an anladım ki bazen haklı olmak değil, anlayışlı olmak daha değerlidir. İnsan ilişkilerinde empati, doğrulardan daha çok şey kazandırıyor. O günden sonra haklı olmayı değil, huzurlu kalmayı seçiyorum.
Katılıyorum dostum :)
Teşekkür ederim kardeşim
İnsan, bugün haklı olduğu bir konuda yarın aynı konuda haksız duruma düşebilir. Bu da haklılığın kalıcı değil, duruma ve zamana göre değişen bir şey olduğunu gösterir. Dolayısıyla haklı olmak, sadece o an için bir anlam ve kazanç sağlayabilir. Üstelik birini haklı ya da haksız saymak, o kişinin ne kadar haklı olduğundan çok, bu yargıyı verme gücüne ya da yetkisine sahip olanlarla ilgilidir.
Vicdanen huzuru isem Haklı olduğumu düşünürüm
Bazen insanlar, yalanlarını ortaya çıkardın diye bile seninle kavga edip huzurunu kaçırabiliyor. Ya da haklılığını dile getirdiğin için bile sana cephe alabiliyor. Ya da arada kalıyorsa haklı olanı değil güçlü olanın tarafında olabiliyor. Dolayısıyla sanırım haklı olsakta her zaman dile getirmemek ya da hak için savaşmamak gerekiyor. ancak zarar görmemiz durumunda hakkımızın sonuna dek savunulmasını düşünüyorum bende hocam...
İnsan "Açken düşündüğüyle tokken düşündüğü, haklı ve haksız gördüğü saydığı inandığı ideolojiler bile çoğu zaman zıt yönlerde farklılık gösterir."
İnsan anlık yaşar ve her hali; "An" şartlar ve duruma göre "anında" değişim gösterebilen; biyolojik, anatomik, fikirsel, duygusal, düşünsel ve inançsal olarak...
Ancak bir durum vardır ki, insanı "gerçekten" tanıyabilmek sadece bir tek durumda mümkün olur.
Anlatımı desteleyeceği düşündüğüm bir hikaye biliyorum.
Bir adam varmış, içi çok dertli ve sıkıntılıymış. Sürekli kendi kendine, "Ben ne biçim, ne kötü bir insanım... Ne olacak benim bu halim? Bu ölmekten de çok korkuyor oluşum... Ah.. sebebi de belli kötü insan halin de oluşum dan" diye dert yanarmış.
Sonra aklına bir arkadaşı gelmiş. "Şu arkadaşımı arayayım. O çok düzgün, iyi bir insandır. Belki bana bu konuda bir yol gösterir, en azından bir fikir verir," demiş. Hemen telefon açıp onunla dertleşmek istediğini söylemiş.
Arkadaşı da, "Ben yarın balık tutmaya çıkacağım. Gel, seninle sandalda buluşalım. Denizde hem balık tutar hem de rahatça konuşuruz," demiş.
Ertesi gün adam, arkadaşıyla buluşmuş. Sandala binip denize açılmışlar. Oltalarını atmışlar, balık beklerken sohbet başlamış.
Arkadaşı sormuş; Söyle bakalım dostum, benimle ne hakkında dertleşmek istedin?
Adam derin bir nefes almış, sonra içini dökmüş;
Dostum, sen çevrende sevilen, sayılan, düzgün bir insansın. Bense kendimi hep kötü biri gibi görüyorum. Bu hâlde ölmekten çok korkuyorum. İçimde hep bir huzursuzluk, hep bir pişmanlık var. Keşke senin gibi içi rahat bir insan olabilsem... Söylesene, sen hiç ölümden korkmuyor musun?
Arkadaşı duraksamadan cevap vermiş; Yüzünde gerçekten de kendinden emin adeta ölüm le barışık bir halde;
Hayır, korkmuyorum hatta ölüm şimdi kapımı çalsa içim o derece rahat diye cevaplamış
Adam, bu cevabın üzerine daha da içlenmiş:
Ben de senin gibi huzurla ölebilmek istiyorum. Ama içim hep dar, kalbim sıkışık. Söylesene, ne yapmalıyım? Ben kötü biri miyim? Bu hâlimden nasıl kurtulurum?
Arkadaşı dostane bir ses tonuyla demiş ki;
Kardeşim, ben elimden geldiğince çevremdekilere adil davranmaya çalışırım. Kimsenin kalbini kırmamaya özen gösteririm. Önce ben insanlara sevgi ve saygı gösteririm. İçten davranırım. Ne görünüyor isem öyle görünürüm neysem oyum, kimseyi kandırmam.
Tam o sırada hava birden. ok ani ve hızlı bir şekilde "patlar" bozulmuş. Deniz bir anda öyle bir kabarmış ki, sandal denizin ortasında çeviz kabuğu gibi dalgalar arasında beşik gibi sallanmaya başlamış yükselen dalgalardan sandalın içine su dolmaya başlamış.
Ben her an ölmeye hazırım diyen Adam; birden büyük bir korku ve panikle dua etmeye başlamış;
Allah’ım affet! Canımı bağışlar almaz isen yemin ederim bir daha kimseye göstermelik yalan davranmayacağım!
Allah’ım affet! İnsanlara bundan sonra samimi ve dürüst olacağım, isterlerse beni en kötü insan ilan etsinler...
Haklı olmak bana ne kazandırdı biliyor musunuz? Genelde yalnızlık… Çünkü haklı olsam da sesimi yükselttiğimde, kimse duymak istemiyor. “Haklısın” diyorlar belki içten içe, ama yüzüme karşı susuyorlar. Sonra ben yine kötü oluyorum. Şunu anladım: Haklılık bir zafer değil, çoğu zaman sadece içini kemiren bir sessizliktir. Ama olsun, yine de haksızlığa boyun eğemem
Deneyim kazandırıyor karışımdakine mutlu oluyorum ya da o sarmaldan ben daha fazla deneyim öğrenebiliyorum ama kötü yani anlayışsız insan ise karşımda ki sadece boşluk veya hayal kırklığı bırakıyor, ölü bir zaman bırakıyor haklılık bir bakıma da anlamsız kalıyor ancak haklılığım ilahi düzeyde ne olur bilmiyorum orasını tabi Allah bilir. Sanırım haklılık doğru zaman, mekan ve kişiye göre anlamlı oluyor. Haklılığı karşımda ki insana demoralize etmeden aktarmaya çalışma taraftarıyım. Hayat değişken, bir saniye de çark dönebilir de.
Tr'de hakli olmak kimseye birsey kazandirmiyor maalesef, cebinde paran ya da arkanda dayin olmadigi surece
Angara da dayımız yok ki sırtımızı yaslayalım :D
Olanlar torpilin keyfini çıkarıp yan gelip yatıyor, sen ben gibi olmayanlar da sürünüyor
Ego sadece evlat. Haklı olmaya ben de bayılıyorum. Sanırım çocukluğumda haklıyken haksız konuma düştüm😂 onun travması 😂
Bak yaaaa :D Annecim kimmiş o senin hakkını yiyen yumurta atarım ona...
At evladım😕😂
Genellikle haklıyım, ama haklı olmak yerine mutlu olmak istiyorum
Ahhh be peri can evimden vurdun :D
Bilerek yapmadım 😀
Haklılık bana aklı kazandırır haksızlık bana ders verir. Ama kimin hak verdiğine bağlı ki haksızlık adaletsiz olanın hak vermesidir. Bu yüzden yoldan, doğru yoldan şaşmamalı. Haklıyım ve haksızlığa uğradım meselesini pek mesele etmemek lazım. Özellikle gençler kendilerini çok haklı gördüklerinden çok haksızlığa uğradıklarını düşünebilirler. Kendilerine problem icat edebilirler.
Haklı olmaya çalışmak bir yandan değerlerimi ve dünya görüşümü savunmama ve dengemi korumamı sağlıyor..
Hiçbiriyle kazandırmadı haklı olsam ne yazar giden gitti biten bitti. Yapılan haksızlıkla kalıyorsun.
Ben bu hayatı ciddiye almıyorum. Çünkü eğer hayatı, gereğinden fazla ciddiye alırsam. Aklımı kaybederim. Haklıyım, bir gün daha kazandım.)) 🌟
Haklı olmak bazen yetiyor bana ya jfnfj umursamama konusunda fena değilim
Çok doğru haklı olmak hiç bir şey kazandırmadı 🤷🏻♀️
Alacaklı olmadığımı, Haksız haklıyı astırır hep, çünkü bizim millet daima yalanlara kanar, yalanlar da onlara ve akıllarına uyduğu için, gerçekleri görmedikleri için
Daha bir şey kazandırdığını görmedim
Vicdan rahatlığı, iç huzur..
Haklı olup mutlu değilsem ne anlamı var ki
Haklı olmak para etmiyor mutlu olmak önemli
Hayattın gerçekleri aci haklı olmaya bakmiyor
Haklı olmaktan bıktım dkfjfj
Haklı olduğunu kanıtladı dmdkxmxn
Her şeyi yanlış yazmışım dnosnxjssj
Yalnış yazdığını anladım :D
En azından anlayan biri var jdskbdddj
Haklı olacagimiza keşke insan kalabilsek dimi
yalnızlık.
Hiç bir şey
OOo dosttt
Lvbel c5 baba
Yapay Zeka Cevapladı
Bu çizim durumu çok iyi anlatmış! Haklı olmak bazen gerçekten sadece içini rahatlatıyor, cebini doldurmuyor maalesef. İnatla haklılığını savunmak çoğu zaman yıpratıcı oluyor; özellikle Türkiye’de iş ve ilişkilerde o kadar çok gri alan var ki… Kendini harcamaya gerek yok, kimin umurunda ki genelde? Gerektiğinde akışı bırakıp huzuru seçmek bence çok daha değerli. İşin özü, haklıyken susmak bazen en büyük zafer oluyor 😉✨