Türkiye'de herkes, sanki bir kabullenilmiş çaresizlik içinde, sadece maaşları konuşuyor. Ama herkesin en az maaşlar kadar diğer bir sıkıntısı, uzun çalışma süreleri, kısa tatiller ve olumsuz çalışma koşulları. Hâlbuki çok daha insani, çok daha mutluluk verici çalışma koşulları olabilir. Hem düşük maaşlar alıp, hem de kötü çalışma koşullarında olmak, bir nevi kölelik düzeni değil mi sizce de?Kızlar Bir Adım Öne
Evet, yaşadığımız durum bir kölelik düzenidir
A seç
Hayır, ülkemizde kölelik filan yok, ileri demokrasi yaşıyoruz.
Benim için öncelik huzur ve mutlu calısabildigim iş ortamıdır , bunun da saglanma kosulları cevre, yönetici, calısma arkadasları yani tüm kosullar ile beraber calısma saatleri düzenli olur ise maaş'ım ın bir adım önüne gecmis olmaktadir. Aksi halde maaşım yüksek olup huzursuz ve sürekli tartısma ortamı olan yerde verimli bir iş üretmem de imkansız hale gelecektir.
Eğer iyi koşullar altında çalışırsak daha verimli olunucağına inanıyorum, Saatler azaltılmalı, Haftada 4 gün çalışan ülkeler var , Almanya da bu konuyu ele aldı. Maaştan çok iş yetinde huzur , mutlu severek çalışılan ortam çok önemli. İş insanın daha iyi yaşayabilmesi için var sinirini bozup hasta olması için değil.
Çok haklısın.. 👍 Ama bizim toplum haline şükreden, vizyonu dar, başka bir dünya olacağından bi haber, yaşamayı karin doymasi olarak gören insanlardan ibaret. Böyle olunca da daha iyi bir yaşam için yeterli bir toplumsal baskı oluşmuyor.
Tersy | Eğitim & Kariyer konusunda 911 görüş paylaştı.
Fenomen
1 ay
Öncelikle sosyal haklar önemli. Benim maaşımı iki katına da çıkarsalar cumartesi çalışmam mesela. Maaşım bir kaç bin az olabilir ama huzurum tam olmalı.
Kesinlikle. Önce huzurlu, konforlu, sağlıklı bir iş ortami lazım. Yilda bir, iki hafta tatil için koca bir yıl beklememek lazım.
Banker_Bilo | Eğitim & Kariyer konusunda 56 görüş paylaştı.
Guru
1 ay
İleri demokrasi diyenler dikkatli baksın, zira demokrasi fazla ilerleyip gözden kayboldu. Tam bir sömürü, kölelik düzeni içinde yaşıyoruz. Demokrasinin önemli bir unsuru hakkını arayabilmektir. Hakkını arayamıyorsan, içinde bulunduğun koşullara karşı sesini çıkaramıyorsan kölesindir, emeğin düşük ücret karşılığında sömürülüyordur. Yeni mezun mühendisin asgari ücretle işe başladığı, 20 yıllık uzman beyin cerrahının özel hastanede 20.000-25.000 TL maaş alabildiği yerde ücretlerden şikayet etmek şükürsüzlük veya nankörlük değildir. Mühendisler, doktorlar, avukatlar eşit deneyime sahip oldukları Avrupalı, Amerikalı meslektaşlarıyla eşit standartlarda yaşamayı hak ediyorlar çünkü eğitime ve mesleğe verdikleri yılların bir karşılığı olmalı. Asgari ücret, en vasıfsız çalışanın alması gereken ücrettir, mühendisin değil. Her ile üçer beşer üniversite açıp niteliksiz mühendisler, doktorlar yetiştirirsen, üstüne bir de Suriye'den gelen doktorları çalıştırırsan ücretler elbette düşük olur. İşsiz kalıp üç kuruş gelirimden de olurum kaygısıyla kimse de sesini çıkaramaz. Sesini çıkaramıyorsan da demokrasi yoktur. Bu sömürü düzeninin mimarlarının her fırsatta dikleniyormuş gibi yaptıkları ABD'de bir çalışana karşılığını vermeden fazla mesai yaptıramazsınız, görev tanımı dışındaki işleri yaptıramazsınız, kamyon şoförlerinin bile sendikası vardır, istedikleri ücreti alamazlarsa kontak kapatıp ülke içi nakliyeyi durdurabilirler. Demokrasi aynı zamanda emeğin sermaye karşısında örgütlenip gerektiğinde haklarını almak için üretimden gelen gücünü kullanmasıdır. Örgütlenmeden kasıt, elbette Çemişgezek ilçesi Yeşilova Köyü Yardımlaşma Derneği gibi dernekler değildir. Sendikalar ve üretici kooperatifleridir. Sendikalar hükümete çalışıyorsa, işçiyi, memuru, öğretmeni satıyorsa, sendikaya üye olmak işten çıkarma gerekçesi sayılıyorsa, orada demokrasi değil, kölelik vardır.
Alkış 👏👏👏 Her ne kadar anayasal. bir hak olarak görünse bile, bu durum açık bir aldatmaca olarak, bizde hükümetin, büyük sermayenin işine gelmeyen, menfaatine dokunan hertürlü grev, toplu yürüyüş, miting.. vs olay valilik, ıçişleri.. vs tarafından yasaklanır. G. zekalı vatan haini, halk düşmanları ise buna "ileri demograasi" derler.
Bu bence kişinin içinde bulunduğu dönem ve şarta göre değişkendir. Mesela çok paraya ihtiyacım olur bir gün ve benim çok yorulacağım ciddi anlamda saatlerimi alacak ancak parasının iyi olduğu bir işte çalışabilirim. En azından mesleğimi elime alana kadar ki süreçte bahsettiğim ihtiyaç durumuna göre böyle bir şeyi kabul edebilirim ve bence bu ihtimali de insanların göz önünde bulundurması gerekebilir. Çalışmak istiyor olduğumuz iş çok farklıdır ancak hayatın bir döneminde de bahsettiğim bu duruma düşebiliriz sonuçta. O yüzden tamamen duruma bağlı. Ancak devamlı olarak tercih etmek isteyebileceğim bir şey değil. Ki zaten normalde hemşire olmak istiyordum çalışma koşullarından dolayı veterinerliği hedef edindim kendime.
Emoji Ekle
Sevdim
Yardımcı
Eğlenceli
Katılmıyorum
1 Kişi
superpsikolog | Eğitim & Kariyer konusunda 1,5b görüş paylaştı.
Master
1 ay
Bence maaşlı kesimin büyük çoğunluğu çok zaman aylarca iş yapmadan maaş alıyor. Özel firmalarda bu kadar çok insanı aynı iş için masalara oturtmazlar. Devletin baya baya bol izinleri ve çok güzel çalışma koşulları var.
Asgari ücretle devlet veya özel şirketlerde çalışan kişileri üstteki bahsedilen gruptan ayırıyorum.
Emoji Ekle
Sevdim
Yardımcı
Eğlenceli
Katılmıyorum
AyşeDenizÖzgün | Eğitim & Kariyer konusunda 123 görüş paylaştı.
Xper 5
1 ay
Benim için her zaman çalışma ortamı- ekip arkadaşlarının desteği maaştan daha önde olmuştur. Çok para kazanıp çalıştığın ortamdan ve yaptığın işten mutsuz olunca paranın da bir değeri kalmıyor bence.
Emoji Ekle
Sevdim
Yardımcı
Eğlenceli
Katılmıyorum
1 Kişi
novel | Eğitim & Kariyer konusunda 895 görüş paylaştı.
Master
1 ay
Ben bu zamana kadar koşullar nedeniyle aynı işteydim. Koşullar değişti şimdi iş arıyorum
45 saat bence çok. Buna yemek için mesaite eklenen 1 saati ve en az yola giden 2 saati de ekleriz. Ayrıca çoğu özel sektörde mesai verilmeden 45 saatten fazla çalışılır. Asgari ücret üzerinden verilen fazla mesailerin de pek bir anlami olmaz. İnsanın hayatından çalınır. Fazla mesai yapmanın da yasal mecburiyet olmasi çalışana degil isverene yarayan bir yasal korumadir. Yıllık izinler de bu anlamda kısa ve yetersiz. İşveren istegine göre yılın herhangi bir zamanında veriliyor. Kamuda tipi halinde yogun kar yağışı olduğu gün yıllık izne çıkartıldığımı hatırlıyorum.
Ama fazla mesai yapmak mecburi. Yapmazsan işten atiliyorsun. F. m ücretini vermeyen de çok var. Denetim yetersiz.. vs Ayrıca bence 45 saat mesai de insani degil. Buna bir saat yemek molasi, 3 saat yolda gecen zamanı ekle..
En İyi Erkek Görüşü