Diksiyon eğitimi

Düzgün bir diksiyon ve yerinde vurgu mülakatlarda derin bir etki yaratır. Haliyle iş görüşmesine gittiğinizde diksiyonunuzun doğruluğu ya da yanlışlığı görüşme yaptığınız kişinin sizin hakkınızda olumlu ya da olumsuz bir fikre sahip olmasını sağlayacaktır. Bu sebeple, bir diksiyon kursuna yazılmak iş görüşmelerinde sizi bir çok kişinin önüne geçirecek bir faktördür.
Beden dili eğitimi

Farkında olmasak bile beden dilimizle insanlara mesajlar göndeririz. Beden dili eğitimi olan biri karşısındaki kişiye istediği mesajı yollama şansına sahip olur. Bir iş görüşmesinde kendinden emin duruş çok işinize yarayacağından püf noktalarını öğrenmek için beden dili eğitimi alın ya da beden dili ile ilgili kitaplar okuyun.
Hızlı okuma eğitimi

Hızlı okumak ve okuduğunu anlamak sizi iş hayatında pratik karar verebilen biri yapar. Başkaları daha okuduğu makalenin yarısına gelmemişken sizin o makaleyi okumuş olmanız oldukça etkileyici olacaktır ve bu şekilde fark yaratırsınız. Bunun için bir hızlı okuma kursuna yazılabilirsiniz.
Bilgisayar programları eğitimi

Hangi programların eğitimini almanız gerektiği başvuru yapacağınız işten işe farklılık gösterse de ofis programlarını bilmeniz iş hayatında oldukça önemlidir. Eğer bu programları kullanmayı bilirseniz, işi de daha kolay kavrar ve yürütürsünüz. Tasarım ve ya yaratıcılık üzerine bir işte çalışacaksanız mutlaka Adobe Photoshop ve Illustrator gibi bir kaç grafik programı eğitimi almanızı öneririm.
Aşk İlişkileri
Yeni Yıl
Gündem
Ev & Yaşam
Güzellik & Bakım
Alışveriş & Hediyeler
Kızlar Bir Adım Öne
Tatil & Seyahat
Arabalar
Astroloji & Burçlar
Eğitim & Kariyer
Gamer
Moda & Stil
Spor
Evcil Hayvanlar
Müzik & Etkinlik
Kültür & Sanat
Para & Ekonomi
Magazin
Diziler & Filmler
Cilt Bakım
Kişilik & Karakter
Saç Bakım
Çocuk & Ebeveyn
Yeme & İçme
İnternet & Teknoloji
Özel Günler & Hijyen
Cinsel Yaşam
Kahve & Keyif
Aile & Toplum
Diyet & Beslenme
Sağlık
Diğer
Sevgili Kscanler. Sadece iş başvurularında değil hayatta en önemli becerilerden birisi okuduğunu anlamaktır.
Gezip tozmaktan son zamanlarda bir şeyler yazamıyordum. Baktım köreleceğim yazayım dedim. Ele almak istediğim konu son derece önemlidir efendim. Genel olarak baktığımızda insanlarımızın çoğunun ya hiç okumadığını okuyanların da okuduklarını anlamadığını fark ettim.
Sosyal medyaya bir şey yazıyorum örneğin "hayatının kontrolünü eline al" diyorum ama okuyan arkadaş "Hocam neden pazardan bir kilo armut al yazdın?" diye bana mesaj gönderiyor.
Demek ki Galaktik uhrevi imparatorluğumuzun eğitim sistemi bu işi gözden kaçırmış.
Okumayı öğretmiş ama anlamasını öğretmemiş (bilerek mi acaba?)
O zaman ailenizin ve mahallenizin Algı Yönetimi uzmanı olarak bu işe bir pençe atmamın zamanı gelmiştir. Şimdi size etkili okumanın beş bilimsel tekniğini vereceğim.
1) Aktif Okuma : Dostum okuma sadece gözlerini harfler üzerinden geçirmek değildir. Yani gözlerini harfler üzerinden geçirerek koca bir kitabı okursun ama ne anlatıyor diye sana sorduklarında kem de küm edersin. Aktif okuma şudur.
Okurken eline güzel renkli kalemler alırsın. Karşına çıkan anahtar kelimeleri, hoşuna giden düşüncelerin ve fikirlerin altını güzel güzel çizersin. Kitabın boşluklarına, içine koyacağın postitlere veya özel olarak tuttuğun deftere bunların en önemlilerini yazarsın hatta o cümlenin sana düşündürdüklerini de yazarsın. Böylece o kitabı daha derinden anlamaya başlarsın. Yani dostum eline kitabı alıp haldır huldur okumak çözüm değil. Önemli kitaplar ciddiyetle okunur en azından o yazarın emeğine saygı duy, elindeki kitabı yazar beş senede yazmış sen yatakta uzanıp okumaya çalışıyorsun. Ayıp ayıp.
2) Çift Kodlama Tekniği : Şimdi nedir bu teknik hocam dersen hem görsel hem sözel bilgileri bir arada kullanmaktır. Bak şöyle yapacaksın. Örneğin bir tarih kitabı okuyorsun ama olayları kafanda oturtamıyorsun. Alacaksın bir kağıt önüne ve olayları zaman çizelgesi şeklinde çizmeye başlayacaksın. Ya da bir tablo yapacaksın. Böyle yaparsan bir anda sihirli bir şekilde olaylar kafanda canlanmaya başlar. Ya da felsefi bir kitap okuyorsun ama fikirler kafanda canlanmıyor, gene alacaksın bir kağıt soyut fikirleri şemalarla veya şekillerle kendi anlayacağın şekilde çizeceksin. Böyle yaptığın zaman o fikirler bir anda daha anlaşılır hale gelecektir.
3) SQ3R Yöntemi : Bu yöntem İngilizce (Survey, Question, Read, Recite, Review) kelimelerinden oluşturulmuştur. Yani şudur. Bir kitabı eline aldın böyle yepyeni mis gibi kokuyor. Önce Survey yani genel bir inceleme yapacaksın. Kitabı şöyle haşır huşur karıştıracaksın genel bir göz gezdireceksin. Sonra bu göz gezdirme sırasında kafanda birtakım sorular oluşacak yani Question kısmına geleceksin ve bu soruları yazacaksın. Yani acaba kitap senin bu sorularına cevap vermiş mi bakalım diye düşüneceksin. Sonra başlayacaksın bismillah diye okumaya bu da reading kısmı. Okurken aralarda durup kendine kendine anladıklarını özetleyeceksin bu özetleri yazarak yaparsan harika ötesi olur yani recite edeceksin. En sonunda kitap bittiğinde en başta yazdığın sorular ve çıkardığın özetleri gene gözden geçireceksin. Bak bunu yaparsan o okuduğun kitabı on sekiz sene sonra sordukları zaman bile hatırlarsın. Bunu yapmaz hım hım hım diye okuyup geçersen bir gün sonra bile o kitabı hatırlayamazsın.
4) Kritik Okuma: Şimdi bu teknik tabi öyle aşk kitapları ya da on saniyede beyninize format adın gibi kitaplarda uygulanmaz. Bu teknik ciddiyetli felsefi, psikolojik eserlerde uygulanır. Buna göre metni okurken her fikirde durup eleştiri yapmaya başlayacaksın. Sanki yazar karşındaymış gibi fikirleri sorgulayacaksın hayalinde onu eleştireceksin. Hadi oradan, nereden biliyorsun hani bakalım kaynağın diyeceksin. Yani kitapla güreşmeye başlayacaksın. Yazarın argümanları mantıklı mı yoksa deli deli konuşup durmuş mu? Fikirlerinin kaynağı nedir yoksa işkembeden mi sallamış? Bu yazarın söyledikleri senin hayat tecrübenle uyuşuyor mu yoksa gerçek hayatla ilgisi olmayan laflar mı sallıyor? Bu şekilde kitap okumak hem çok zevklidir hem de bir ton sahtekarın beyninin ırzına geçmesini de engellemiş olursun.
5) Metakognitif Farkındalık : Bu da bir şeyi okurken kendi düşünce süreçlerinin ve iç sesinin farkında olmak demektir. Örneğin bir kitabı okuyorsun ama bir yere geldin oku oku anlamıyorsun (Örneğin Kant babanın tüm eserleri benim için öyle oluyor adam bir laf ediyor anla bakalım anlauyabilirsen tabi çevirmenlerin de büyük etkisi Türkçe çevirisini anlamadığım bir eseri İngilizcesinden okuduğum zaman şip şap anlıyorum) Anlamadığın zaman öff püff diye hemen sayfayı çevirme düşün bakalım neden anlamıyorsun düşünce zincirin nerede kopuyor? Bazen kelime bilgisinden kaynaklı olabilir o zaman oturup o kelimeyi anlamaya çalışacaksın. Bazen ek kaynaklara ihtiyaç duyarsın örneğin yazar sana bir olaydan örnek verir ama sen o olayı bilmiyorsan anlayamazsın. O zaman oturup o olayı ya da fikri de öğreneceksin. Yani temel olmadan binayı çıkamazsın.
Yaa işte böyle. Bak okumak ne kadar ciddi bir işmiş değil mi? Unutma bilgi her zaman yaşamında atılım yapman için gereken sermayedir.
Hadi bir iyilik daha yapayım seni geliştirecek onlarca video dolu You Tube kanalımın linkini de buraya bırakıyorum. Bence kendine bir iyilik yap ve gir bir incele derim.
https://www.youtube.com/AydinSerdarKuru
Sevgilerimle
Aydın Serdar Kuru