Caretta Carettaların Gizem Dolu Hayatları!

SibelErdem

Şimdi sizler ile şöyle bir hayvanlar diyarına bir seyahate çıkalım. Şimdi gözlerinizi kapatın ve kaplumbağaları bir düşünün. Hepimizin endişeleri, bazen dünyadan umudumuzun kestiğimiz anlar, hayatın sonu üzerine derin derin düşüncelere daldığımız zamanlar, bizlere her şeyin yok olmaya doğru giden bir yol gibi gözükebilir. Ama bunun tam aksine doğa bize sakin ve kaplumbağa hızı ile gelişiyor.

Genç kaplumbağalar bebeklik dönemini kabuğunun içerisinde geçirir. Bu kabuğun içerisinde tecrübe kazanır ve o kabuğun ardındaki duvarda dünyanın nasıl bir işlediğini öğrenir. Hiç endişeleri, hiç tasaları yoktur, ama bu muhteşem dünya, bizlerin olduğu kadar onlarında var oluşları için vardır.

Birazdan sizlere Amerikalı yazar, düşünür ve çevreci Henry David Thoreau'ya ait bir paragraftan kesit sunacağım. Ben sözü okuduğum zaman gerçekten çok duygulandım ve etkilendim.

Gerçekten bu sözün üzerinde biraz düşündüğünüz zaman, MUHTEŞEM dünyamızdaki canlıların da en az bizler kadar yaşama sıkı sıkıya tutunduklarını, yeri gelip direndiklerini, ama hepsini doğanın o müthiş döngüsü içinde uyumla ve SABIR ile geçekleştirdiklerini görüyoruz.

Sizlere farkındalık sağlayacak ve deniz kaplumbağalarının o gizemli yaşam senfonilerini sevdireceğine inandığım Plaj Evi kitabını okumanızı tavsiye ederim. Bu kitabın her bölümün başında kaplumbağaların bilinmeyen yönlerine kısa kısa yer verilmiş. Hatta eminim ki çoğunuzun okurken bir kenara notlar alacağınızdan eminim.

Deniz kaplumbağalarının hayat hikayeleri, yaşama karşı verdikleri hayat mücadelesi ve azimleri hepimize ders olabilecek türde.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Dile kolay, tamı tamına 200 milyon yıldan beri dünyadaki yerlerini bir şekilde korumayı başaran kaplumbağalardan söz ediyorum. Şimdi sizlere kaplumbağaların o büyülü, ama kimsenin bilmediği bir o kadar da zorlu dünyaları olan masmavi okyanuslara bir dalış yapalım.

Deniz kaplumbağaların Latince ismi Caretta Caretta demektir. Denizde 20 yıl ve hatta daha da uzun süre kalabiliyorlar. Ergenleştikten sonra, dişi deniz kaplumbağası yuva yapmak için doğduğu sahillere geri döner. Erkek olan kaplumbağalar ise yavruyken girdiği denizden ölene kadar bir daha hiç çıkmıyorlar. Ama anne kaplumbağalar 150 kilo ağırlığındaki kızılımsı kahverengi kabuğunu yüzlerce bereketli yumurta ile dolu olan anne kaplumbağalar, yavruları uğruna önlerindeki kilometrelerce deniz yolunu hiç durmaksızın kat ederler.

Anne kaplumbağaları doğdukları sahillere geri iten tek sebep nedir bu kesin olarak bilinmiyor.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Tamamen içgüdüsel olabileceği gibi genlerinden kaynaklanabileceği ve hatta bir takım kokulardan ya da seslerden etkilendikleri bile düşünülmektedir uzmanlar tarafından.

Anne kaplumbağalar hiç durmadan aç, yorgun bir şekilde, tanıdığı sulara ulaşırlar. Yuvasına uygun yer ve zemin bulmak için beklemeye başlar. Bu dönemde kesinlikle hiç acele etmiyor. Yavaş ve emin adımlar ile ilerliyor. Ayın çekim gücü nedeni ile de sular kabardığında, denizin içerisinde bir süre oyalanıyor. Geldiği kıyının yavrularını bırakacağı en güvenli yer olduğundan emin oluncaya kadar sabır ile bekliyor.

Ancak işin henüz daha çok başında olduğunu da biliyor. Çünkü bir sezon boyunca ortalama 4 kez kuluçkaya yatması gerekiyor.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Üstelik gücünün çoğunu yüzerek harcadığından dolayı ve ağzına bir lokma bile koymadığından annelik içgüdüsü ile önce yavrularım diyor.

Bekleyen derviş muradına erermiş sözünü hatırlayarak beklediği o muhteşem an geliyor.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Gecenin koyu karanlığı ile birlikte kıyıya çıkıyor. Adeta kocaman bir tank gibi, iyice ağırlaşmış bedeni ile yavaş yavaş sahilin en kuru bölgesine doğru ilerliyor. Ancak varmış olduğu yerin doğru bir yer olmadığını anlarsa, kumun içinde bir kök ya da kaya ile karşılaşırsa veya davetsiz bir misafir var olduğunu hissederse, yumurtalarını bırakmadan denize geri dönüyor. Ta ki güvenli olan yeri buluna kadar.

Anne kaplumbağa tüm şartların uygun olduğuna inandığı zaman zorlu kazı başlıyor.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Bu ritüeli arka yüzgeçlerini kullanarak yapıyor. Yaklaşık olarak 45-55 cm. derinliğindeki yumurta yatağını hazırlamak için, her iki yüzgecini de sıra ile kullanarak kumu bir kepçe gibi kazıyor.

Bu kazı yaklaşık olarak bir saat sürüyor. Kazma işi bitince anne kaplumbağa yumurtlamaya geçiyor.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Bu ise anneliğin en özel anlarından bir tanesi. Hiç ara vermeden pinpon topu büyüklüğündeki yumurtalarını yuva çukuruna bırakmaya başlıyor.

Genelde bir seferde 2-4 yumurta bırakarak yuvayı dolduruyor. Her yuvaya 80-150 arasında yumurta bırakıyor. Ve tüm bunları yaparken gözlerinden yaşlar boşanıyor. Bu gözyaşları cefakar bir annenin gözyaşları sadece. Buram buram sevgi ve bağlılık koruyor.

Yaşayacağı durumu kabullenmiş, kutsal görevi bittiği zaman da bir daha geri dönmemek üzere yuvadan ve yavrularından ayrılacak olmanın verdiği sızı ile ağlıyor anne kaplumbağa.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Ama bilim adamlarına göre bu gözyaşlarının sadece ama sadece gözlerin temizlenmesi ve vücudun tuz dengesini korumak amacı ile üretildiğini söylüyorlar. Dolayısı ile anne kaplumbağalar, çalışırken tuzlu suların gözlerinden sel gibi akmasının nedeni sadece bu doğal beden dengesi olduğunu savunuyorlar.

Ama kaplumbağaların gözyaşlarını gören, bu muhteşem ritüeli öğrenen bir kadın ise her ne olursa olsun içgüdüsel olarak kaplumbağaların yavruları için ağladığını söyler.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Aslına bakarsanız anne kaplumbağalar ağlar, çünkü yavrularını biraz sonra kaderle ile baş başa bırakıp gidecektir. Ve ne yazık ki sadece de bu da değildir. Yavrularını bekleyen onlarca tehlikeyi de farkındadır aslında.

Tüm yırtıcı hayvanlar, hızlı deniz akıntıları, göz kamaştırıcı tehlikeli ışıklar, karmaşık deniz ağları. Üstelik her bir yavrusu eğer sağ kalmayı başarır ise, tıpkı kendisi gibi yıllar boyu tek başına denizin derinliklerinde tek başına yüzecektir.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Annelik çok başka bir duygu o yüzden bu annelik ister kaplumbağa da olsun ister herhangi başka bir canlıda olsun yavrularının zor şartlarından endişe edip göz yaşı dökmezler mi? Tabi ki doğanın kanunu ama doğmanın, doğurmanın, terk etmenin zamanları.

Acımasız ama o muhteşem denge için hepsi olmalı ve yaşanmalı. Ne koşulda olursa olsun o gözlerden sular seller gibi yaşlar da akıyorsa olsa o kısır döngüye uyulmalı, sabır ile, sevgi ile tıpkı anne kaplumbağanın yaptığı gibi.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Anne kaplumbağa tüm bu süreci atlattıktan sonra yumurtlamayı bırakır, yavrularını sıcacık kumlardaki o güzel yuvalarına yavaşça bırakır. Sıra hazinelerinin üzerine kapatmaya gelir. Bu iş için arka yüzgeçlerini kullanıp kumu savurmaya başlar.

Böylelikle tüm tehlikelere karşı yavrularını iyice saklamak ve son gayretini gösterir aslında. Hala aç ve susuzdur. Hatta gücünün son damlalarını da bu arada kullanıyordur. Ama tek bir gerçek vardır ki oda ANNE olmasıdır. Yavrularının varlığı ve emniyeti onun için her şeyden daha önce gelmektedir, hatta ve hatta kendinden bile önce.

Sonunda her şeyden emin olunca zemini dümdüz hale getiriyor, ve sürüklenen kabuğu ile kumu yarıyor. Sanki denizin kokusunu almak ister gibi sık sık başını da kaldırıp duruyor. Denize yaklaşan kaplumbağa ilginç bir şekilde dinçleşmeye başlıyor. Suya vardığı zaman ise yeni enerjisi, heyecanı ve görevini başarı ile yapmanın vermiş olduğu rahatlığı yaşıyor adeta.

Bir dalga üzerindeki kum tabakasını yıkayınca kızılımsı kahverengi göz alıcı kabuğu ile mükemmel bir zırh parlamaya başlıyor.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Kumun içinde ağır adımlar ile, zorlukla ilerleyen deniz kaplumbağası, tuzlu suyun yüzeyinde rahatça süzülmeye başlıyor. Denizin mavi derinliklerine dalmadan önce son bir kez daha başını kaldırıyor ve yavruları ile vedalaşıyor. Ve bir daha geri dönmemek üzere kendini denizin mavi engin sularına bırakıyor.

Benimde her zaman merak ettiğim yavru kaplumbağaların hayata "MERHABA" deyişleri var. İşin bu kısmı aslında çok dramatik. Çünkü yavru kaplumbağalar kendilerini bekleyen bir sürü tehlikeden bir haberdar olarak dünyaya geliyorlar. Her şey yolunda giderse, yumurtalar yuvada 55 ile 60 gün arasında kalıyor.

Ancak gerek rakunların, gererse ak yengeçlerin en lezzetli yemekleri olabiliyorlar.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Bunlara ek olarak da ne yazık ki köpeklerin, yaban domuzlarının, akbabaların ve hatta yumurtalarını pişirip yiyen insanlar da cabası. Tehlike aslına bakarsanız gerçekten çok büyük.

Kuluçka sırasına kumun sıcaklığı çok önem taşımaktadır. Çünkü kumun sıcaklığı kaplumbağa yavrusunun cinsiyetini belirliyor. Serin kum olursa erkek, sıcak kum olursa dişi kaplumbağa oluşuyor.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Anne kaplumbağanın bırakmış olduğu değerli hazinesi yumurtaların artık çatlama zamanı geldi çattı bile. Güvenli yuva içerisinde bulunan bebek kaplumbağalar önce yumurtayı dişleri ile kemirmeye başlıyorlar.

Birkaç gün boyunca, yumurta kesesinin içindekileri emerek yerin altında kalıyorlar. Böylece yaşamak için ve hayata tutunmak için gereken enerjiyi alıyorlar.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Günün sıcaklığında sakin bir şekilde bekleyen yavru kaplumbağalar, gece olunca hep beraber hareketlenmeye başlıyorlar.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Kumu yüzgeçleri ile kazıyorlar. Kırılmış olan yumurta kabuğundan ve sert kumları yararak çıkmayı başarıyorlar. Aslına bakarsanız bir nevi kardeş dayanışması yapmış oluyorlar. Bakıldığı zaman hepsi aynı annenin, aynı yuvanın birer parçaları çünkü.

Yumurtadan çıkan yavrular başlarını çıkarırlar ve parlak ışıkları çok severler. Gecenin karanlığında gökyüzündeki ay ve yıldızların çekimine kapılırlar.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Ama yapa ışıklarında da kafalarını karıştırdığı bir gerçek. Aralarında sahilde bulunan villaların ya da caddelerde yanan ışıkların cazibesine kapılarak denizin ters yönüne doğru koşar adım giden yavru kaplumbağalarda oluyor ne yazık ki.

Yuvalarından denize doğru ilerleyen yavru kaplumbağaların hayatındaki en büyük tehlikeli anlar bu anlar aslında.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Çünkü ak yengeçler yavrulara saldırmak için sahil boyunca parmak uçlarında yürürler. Ve bu zorlu mücadale de ne yazık ki 1000 yavrudan sadece 1 tanesi olgunlaşabilecek kadar canlı kalabiliyor.

Okyanusun o derin sularına ulaşmayı başaran şanslı yavrular, denizin tadını alır almaz sürünme hareketini bırakır ve ön yüzgeçlerinin güçlü darbeleri ile kendini sulara atar.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Ve 24 saat hiç durmaksızın yüzerler. Bu hareket uzmanlar tarafından "YÜZME ÇILGINLIĞI" olarak da adlandırılmaktadır.

Yavru kaplumbağalar tehlikeli sulardan derinlere doğru gitmeye başladıkça hem saklanabilecekleri hem de beslenebilecekleri yerlere de ulaşmış oluyorlar.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Yuvadan çıktıkları zaman boyları 3 cm. olan yavru kaplumbağalar yetişkinliğe eriştikleri zaman boyları 90 cm. kadar uzar. 125 ile 200 kilo ağırlığına kadar kiloları ulaşır. Olgunlaşıp üremeleri ise 20 ile 30 yılı bulmaktadır.

Yavru kaplumbağalar ilk başlarda esmer yosunlar, küçük salyangozlar, büyük plaktonlar ve omurgası olmayan canlılar ile beslenirler. Olgunlaştıklarında ise çene yapıları çok güçlenir. Çene yapısı çok güçlü olduğundan dolayı kaya ve resiflerde yaşayan sert kabuklu yaratıkları ezebiliyorlar. Şeker niyetine yedikleri deniz analarına ise bayılıyorlar.

Zaman içerisinde beslenen ve büyüyen kaplumbağalar, yaklaşık olarak 10 yıl içinde yemek tabağı büyüklüğüne ulaşıyorlar. Göç etme zamanlarında da gövdeleri büyümeye ve ağırlaşmaya devam ediyor.

Deniz kaplumbağalarının hayatları o kadar gizemler ile dolu ki. Anlamlı yüz ifadeleri ve öğrendikleri hiçbir şeyi unutmayan çok güçlü bir hafızaya sahiptirler. Gagaya benzer çok güçlü çene yapısına sahiptirler. Koku alma duyuları da bir o kadar keskindir.

Hayatta kalma yetileri ise inanılmaz ölçüde güçlüdür. Akciğer solunumu yapan sürüngen türündendir.

Caretta Carettaların  Gizem Dolu Hayatları!

Uzan saatler boyunca suyun altında kalabilir ve uyuyabilirler. Ama stres ve hareket nefeslerini tutabildikleri süreyi belirli ölçüde de olsa kısaltabiliyor. Doğal düşmanları arasında köpek balıkları ve insanlar yer alıyor. Tekne pervaneleri, balık ağları ve okyanus atıkları başlıca yok olma sebepleri.

Tüm bu sebeplerden dolayı bin bir güçlük ile dünyaya gelen yavru kaplumbağaların sadece bir bölümü, yuvalama döngüsünü tekrarlamak için yetişkinlik sürecine erişebiliyor. Yapılan araştırmalar sonucu, dünya çapında sayıları hızla azaldığını ve bu nedenden dolayı da duyarlı olunması gerektiğini bizlere hatırlatıyorlar.

Çünkü uzmanlar, dünya okyanuslarında kilometreler kat eden deniz kaplumbağalarının, deniz ve kıyı ekosisteminin dengesi için tamamlayıcı bir role sahip olduklarını söylemektedirler.

Hepimiz çocukluğumuzdan kaplumbağa ve tavşan masalını biliriz. Biliriz de hayat yarışında hep zaman ile yarışırcasına bir o yana bir bu yana koşar dururuz. Oysa ki yaşamın aslında hızda olmadığını zaman zaman hatırlarsak, dur durak demeden koştururken bir AN dursa k ve o ANA odaklanabilsek.

Bu hayat mücadelesinde elbette ki zorluklar içerisinde olduğumuz dönemlerde olacaktır. Gözyaşlarımız kim bilir hangi sebepten dolayı akacak. Ama o ANI yaşıyor olmamız, farkına bile varmış olmamız MUCİZE aslında. Doğa da bize bu karmakarışık dünyada yine de her zaman o MUHTEŞEM uyumunu bizler ile paylaşıyor. Birazda bir şeylere sahip olmayı bırakın, sadece sağlıklı bile olduğumuzu bilmek, yüreğimizdeki o sımsıcak sevgiyi bile hissetmek bile çok güzel. Endişeler içerisinde yuvarlandığımız, bir şeylerin elimizden kayıp gittiğini gördüğümüz hayatın da aslında kaplumbağalar kadar yavaş ve derinden bir hazırlık içinde olduğunu hiçbir zaman unutmayalım. En doğru zamanda, en doğru şekilde bizler için hazırlık yapıldığını bilirsek şayet, o zorlu süreci çok daha kolay atlatabiliriz aslında.

Şu AN'da bu satırları okuyan arkadaşlarım hepiniz kocaman tebessüm etme zamanınız çoktan geldi de geçiyor bile. Yaşama dört elle sarılın, her güçlüğü sabır ile yenmeye çalışın, ama minicik molalar da bile etrafına, doğaya, yaşamın o albenili dünyasına göz kırpanlardan olun.

Yazımı tavşan ile kaplumbağanın hikâyesini bilirsiniz :

Kaplumbağa tavşana : «Benimle yarışır mısın?» demiş. Tavşan gülmüş. «Sen benimle nasıl yarışa çıkabilirsin ki!» demiş. Bilirsiniz ya, tavşan çok hızlı koşar. Öyleyken, yarışı kaplumbağa kazanmış. Çünkü tavşan hızla koşmuş, koşmuş, yorulmuş. «Kaplumbağa nasıl olsa bana yetişemez!» demiş. Yatmış. Uyuyuvermiş. Kaplumbağa, o kadar yavaş yürüdüğü halde, kararlaştırdıkları yere tavşandan önce varmış.

Dostça ve sağlıcakla kalın...

Caretta Carettaların Gizem Dolu Hayatları!
20 Cevap