
Merhaba değerli okuyucular, ben Psikolog Umut Çınar.
Bugün, insan ilişkilerindeki en sarsıcı ve kabul edilemez eylemlerden biri olan aldatma konusunu, psikolojik bir bakış açısıyla inceleyeceğiz. Öncelikle altını net bir şekilde çizmek isterim ki, aldatma bir tercihtir ve hiçbir gerekçe bu eylemi haklı çıkaramaz. Bu davranışın yol açtığı yıkım ve acı tartışılamaz. Amacımız, bu eylemi mazur göstermek değil, bu tercihin ardında yatabilecek bazı psikolojik dinamikleri ve bireysel/ilişkisel etkenleri anlamaya çalışmaktır. Bu anlayış, belki de benzer durumların önlenmesine veya yaşanan travmalarla daha sağlıklı başa çıkılmasına bir nebze katkı sunabilir.
Aldatma Eyleminin Psikolojik Zemininde Neler Yatabilir?
Aldatma, karmaşık bir olgudur ve altında yatan tek bir "neden" yoktur. Ancak, bireyin bu yıkıcı tercihi yapmasına zemin hazırlayabilecek bazı psikolojik faktörlerden bahsedebiliriz. Unutmayalım ki, bu faktörler birer tetikleyici veya kolaylaştırıcı unsur olabilir; ancak nihai karar ve sorumluluk daima eylemi gerçekleştiren kişiye aittir.
İlişkideki Çözülmemiş Sorunlar ve Kaçış Mekanizması:
Dinamik: Bir ilişkide süregelen iletişimsizlik, duygusal kopukluk, karşılanmayan ihtiyaçlar veya çözümlenmemiş çatışmalar birikmiş olabilir.
Psikolojik Yansıma: Kişi, bu sorunlarla yüzleşmek, iletişim kurmak veya ilişkiyi sonlandırmak gibi yapıcı çözümler üretmek yerine, bir "kaçış" olarak aldatma eylemine yönelebilir. Burada aldatma, sorunların üstesinden gelmek yerine, onlardan geçici bir uzaklaşma ve farklı bir alanda anlık bir "iyi hissetme" arayışıdır. Bu, sorunların varlığının aldatmayı meşrulaştırdığı anlamına gelmez; kişinin sorunlarla başa çıkma becerisindeki bir eksikliği ve sorumsuz bir tercihi gösterir.
Bireysel Patolojiler ve Kişilik Özellikleri:
Dinamik: Narsisistik kişilik özellikleri, dürtüsellik, empati eksikliği, bağlanma sorunları veya düşük öz-saygı gibi bireysel psikolojik faktörler rol oynayabilir.
Psikolojik Yansıma: Örneğin, narsisistik bir birey sürekli hayranlık ve onay bekleyebilir, empati kurmakta zorlandığı için partnerinin duygularını önemsemeyebilir. Düşük öz-saygısı olan biri, kendini değerli hissetmek için dışarıdan sürekli bir onay arayışında olabilir. Bu kişilik özellikleri veya patolojiler, davranışın altında yatan etkenler olabilir ancak bireyi eylemlerinin sorumluluğundan muaf tutmaz.
Heyecan Arayışı ve Sorumluluktan Kaçınma:
Dinamik: Monotonluktan sıkılma, risk alma eğilimi, yenilik arayışı veya anlık hazlara odaklanma.
Psikolojik Yansıma: Bazı bireyler, ilişkilerinde veya hayatlarında hissettikleri boşluğu ya da sıkıntıyı, yasak ve gizli bir ilişkinin getireceği geçici heyecanla doldurmaya çalışabilirler. Bu, genellikle eylemin sonuçlarını düşünmeden, anlık dürtülerle hareket etme ve sorumluluk almaktan kaçınma örüntüsüdür. Bu "heyecan arayışı", partnerine ve ilişkisine karşı üstlendiği sorumlulukları hiçe saydığı anlamına gelir.
Öğrenilmiş Davranış Kalıpları ve Çevresel Etkiler:
Dinamik: Bireyin geçmiş deneyimleri, aile içinde veya yakın çevresinde aldatmaya şahit olması, bu davranışı normalleştirmesine veya bir başa çıkma mekanizması olarak öğrenmesine neden olabilir.
Psikolojik Yansıma: Eğer birey, aldatmanın "kabul edilebilir" veya "kaçınılmaz" olduğu bir ortamda büyümüşse, bu davranışı sergileme olasılığı artabilir. Ancak, geçmiş deneyimler bir eğilim yaratabilirse de, yetişkin bir birey olarak kendi ahlaki değerlerini ve seçimlerini yapma sorumluluğuna sahiptir.
Tekrar vurgulamak gerekirse, bu psikolojik dinamikleri anlamaya çalışmak, aldatma eylemini onaylamak veya hafifletmek anlamına gelmez. Aldatma, güveni temelinden sarsan, derin duygusal yaralar açan ve ilişkilerde onarılması zor hasarlara yol açan bir ihanettir.
Sonuçları: Bir İhanetin Yıkıcı Etkileri
Aldatmanın sonuçları, özellikle aldatılan taraf için travmatiktir:
Güvenin Tamamen Yitirilmesi: En temel duygusal bağ olan güvenin yok olması.
Öz-Değerin Zedelenmesi: Kişinin kendini sorgulaması, değersiz hissetmesi.
Yoğun Duygusal Çalkantı: Öfke, keder, ihanete uğramışlık hissi, kaygı ve depresif belirtiler.
İlişkinin Geleceğinin Belirsizleşmesi: İlişkinin onarılması mümkün olsa bile, bu çok zorlu ve uzun bir süreçtir.
Başa Çıkma ve İyileşme
Aldatılma travmasıyla başa çıkmak için:
Duygularınızı Yaşayın: Acınızı, öfkenizi bastırmayın.
Kendinizi Suçlamayın: Aldatma, aldatanın seçimi ve sorumluluğudur.
Profesyonel Destek Alın: Bir terapist, bu süreci sağlıklı yönetmenize yardımcı olabilir.
Kendinize Zaman Tanıyın ve Şefkat Gösterin.
Sınırlarınızı Koruyun.
Değerli okuyucular, aldatma karmaşık bir konu olsa da, ahlaki ve duygusal boyutu nettir. Bu eylemin altında yatan psikolojik faktörleri anlamak, bireylerin neden bu kadar yıkıcı bir tercihte bulunabildiklerine dair bir içgörü sunar; ancak bu içgörü, eylemin kendisini asla meşrulaştırmaz.
Bu konudaki düşüncelerinizi ve deneyimlerinizi (saygı çerçevesinde) paylaşmanız, hepimiz için öğretici olabilir.
Sağlıklı ve güven dolu ilişkiler dileğiyle,
Sevgiyle kalın ama kölesi olmayın
Psikolog Umut Çınar
Kızlar & Erkekler Ne Diyor?
Cevap
2Cevap
Aldatmak, insanların kendilerini tatmin etme ya da eksikliklerini giderme arayışlarının bir sonucu olabilir. Psikolojik olarak, aldatma çoğu zaman daha derin bir boşluk ya da tatminsizlikten kaynaklanır. Bunu yapmak, anlık bir rahatlama sağlayabilir ama sonunda duyulan suçluluk ve vicdan azabı, kişinin içsel dünyasında daha büyük bir çöküşe yol açabilir. Aldatmanın iç yüzünde, çoğu zaman iletişim eksiklikleri, duygusal ihtiyaçlar ya da basitçe kişinin kendisiyle ilgili çözülmemiş meseleler bulunur. Aslında, bu eylem bir çözüm değil, geçici bir kaçıştır.
Faydalı bilgiler için teşekkürler
Aldatmanın kılıfı yoktur karaktersizliktir
Teşekkür ederiz paylaşımınız için🙏🏻👏🏻
Flörtöz insanların kılıf uydurma sanatı
Çirkin şeyler ya
Evet doğru