Zehirli Bir Ebeveyn Olduğunuzu Nasıl Anlarsınız?

EskiyeByeYeniyeHi

Öncelikle konuya kendi ailemden başlamak istiyorum. Şu yaşıma kadar annem beni hep korkuyla küçümseyerek büyüttü. Hep insanların yanında aşağıladı. "O beceremez, o yapamaz, o çok yaramaz, o sözden anlamaz, sana aldıklarım bunun için miydi, bir şey yaparsan babana söylerim..." bunlar gibi bir çok kötü cümleyle büyüttü. Ama işin kötü yanı babam pamuk gibi adamdır, annemse bir o kadar cadı.

Mesela sizin 3-4 yaşında bir çocuğunuz var diyelim ki, o yaşta bir çocuğu evde tek bırakıp, üstüne üstlük kapıyı üstüne kilitleyip 1-2 saat evden uzaklaşır mıydınız? (Her olasılığı düşünün çocuk evde tek ve kapı kilitli, kötü bir durumda evden kaçacak anahtarda yok)

Çocuklarınıza bağırmayın, sakin kalıp o anki durum iyi ve kötü yönlerini açıklamaya çalışın.
Çocuklarınıza bağırmayın, sakin kalıp o anki durum iyi ve kötü yönlerini açıklamaya çalışın.

Şimdi gelelim asıl konuya, zehirli bir ebeveyn olduğunuzu nasıl anlarsınız?

1. Çocuğunuza kendini güvende hissettirmezsiniz

Ne kadar ailesi, evi siz olsanız da çocuk kendini güvende hissetmeyebilir. Bu gerek ona karşı davranışlarınızdan gerekse ona karşı söylemlerinizden kaynaklı olabilir.

2. Çok sık eleştiride bulunursunuz

Çocuğunuzun yaptığı davranışın olumlu ve olumsuz yönlerini açıklamak yerine "çok yaramazsın", "söz dinlemiyorsun", "beceriksizsin" gibi eleştirilerde bulunuyor olabilirsiniz. Yaptığı olumlu şeyleri takdir etmek yerine, her yaptığı şeyde hata arayıp eleştiri yapıyor olabilirsiniz. Çocuğunuza bu gibi olumsuz duyguları yansıtmayın. Çocuğunuz yetersizlik duygusu ile büyüyebilir. İlerde özgüveni düşük, asosyal veya agresif, isyankar kişiler olabilir.

3. Çocuğunuzu hep suçlu hissettirirsiniz

Çocuğunuzun olumsuz davranışlarından sonra ona suç yüklemeyin, sakince durumu açıklayıp çocuğunuz durumu anlamasını sağlayın. "senin yüzünden, beni hasta ediyorsun, beni üzüyorsun..." vb tabirler çocuğunuz o an durumu anlayamamışken daha ağır bir yük olur. Örneğin; çocuğunuz oynarken düştü kolunu kırdı veya kafasında küçük bir yarık oldu, çocuk daha durumun getirisini kavramamışken sizin "ay vay" deyip bayılmanız veya fenalaşmanız, o an çocuğun sizi teselli etme çabasına düşmesine neden olur. Bu durum çocuğunuzu erken yaşta olgunlaşmasına yönlendirir. Annesi veya babası olarak sizi o hale soktuğu için çocuk yoğun bir suçluluk duyar. Bu nedenle ileride başka bir olay yaşadığında size söylemez ve kendi başına çözmeye çalışır.

4. Negatif duygular, yıkıcı sonuçlar getirebilir

Negatif bir olay, problem olduğunda bu durumu sakince çözmeye çalışmalısınız. Öfkelendiğinizde davranışlarını kontrol etmekte zorlanabilirsiniz. Çocuğunuz daha fazla problem çıkarmasını istemediniz anlar gelebilir, ama onlara bağırmanız veya şiddet uygulamanız bir çözüm getirmez. Aksine yıkıcı sonuçlara neden olur.

5. Hep bir korku duygusuyla yetiştirirsiniz

Çocuğunuzu korkutarak bir şeyleri doğru yoluna soktuğunuzu sanabilirsiniz. Ama çocuğunuzu korkutup, tehdit ederek kontrol altında tutamazsınız. "Bunu yaparsan babana söylerim, Gürültü yaparsan bak üst kattaki amca gelir kızar, yaramazlık yaparsan bak teyze sana iğne yapacakmış, söylediklerimi yapmazsan sana istediğini almam..." vb birçok örnek var. Bu tarz söylemlerle yetiştirdiğiniz çocuklarda kaygı sorunu görülebilir. Korku ve tehditle çocuk yetiştirmek en çok yapılan hatalardan biridir.

6. Çocuğunuza karşı yaptınız maddi hediyelerle suçluluk hissettirirsiniz

Çocuğunuzla olumsuz bir durum içinde kaldığınızda, ebeveyn olarak yapılan ilk davranış "ben sana o kadar abur cubur aldım, ben sana o kadar oyuncak aldım, ben sana o kadar istediklerini aldım..." vb başlayan cümlelerin devamında "böylemi davranacaktın, bunu mu yapacaktın, bunları hak etmiyorsun..." vb gelen suçluluk cümleleridir. Çocuklar sizin istediklerinizi yapmadığında tüm bu maddi hediyeleri çöpe atmakla ya da elinden almakla tehdit edemezsiniz. Bunu yaparak çocuğun size bağımlı olmasını isteyebilirsiniz ancak sizden daha çok uzaklaşırlar. Bu olumsuz davranış anlarında yoğun bir suçluluk hissiyle ağır bir yük altında bırakırsınız çocuklarınızı.

7. Çocuğunuza sağlıklı bir yaşam sınırı tanımazsınız

Çocuğunuza sağlıklı özgür bir yaşama sınırını tanımalısınız. Her şeye müdahale etmemelisiniz. Mesela alışverişe çıktığınızda çocuk bir şey gördüğünde bunun fiyatını kendi başına sorabilmeli. Kıyafetlerini dolabından kendi seçip, kendi kararlarını verip giyebilmeli. Bir odası varsa kapı çalınıp girilmeli, kendi kişisel alanını bilmeli. Kendi sınırlarını bilmeden yetişen bir çocuk ileride sosyal açıdan çok fazla sıkıntı çekebilmekte.

8. Çocuğunuzu durmadan bir kıyaslama içinde olursunuz

Çocuğunuzu durmadan başka çocuklarla ve kişilerle kıyaslamayın. "komşunun oğlu matematikte çok başarılı bak nasıl da 100 almış, sen bir takdir belgesi bile alamadın, bak arkadaşın kızı takdir alıyor kaç yıldır üstün başarı belgesi de vermişler, resimde neymiş bırak bu kötü çizimleri sen bebek misin boyama yapıyorsun, müziği hobi olarak yaparsın yine bak arkadaşın fen liseye geçiş sınavında fen lisesini kazanmış..." vb olumsuz kıyaslama cümleleri ile büyüyen çocuk kendini hep yetersiz görür. Kendi benliğini ortaya koyamaz. Kendi gibi olmak yerine hep onlar gibi olmak için çabalar. Ebeveynlerinden hep bir onay, takdir almak için kendini yıpratır. Bu yüzden kendi çocuğunuzun yeteneklerini veya güçlü yönlerini keşfetmeye çalışın. Matematikte kötü olabilir ama müziğe yeteneği vardır o yönde ilerlemek belki onun için daha iyidir. Fen lisesi kazanamamış olabilir ama resme yeteneği vardır görsel sanatlarda okuyabilir.

9. Çocuğunuza yakıştırmalarda bulunursunuz

Çocuğunuzu olumsuz özelliklerle etiketlemeyin. Onları alay konusu haline getirmeyin. "benim çocuğum yapamaz, o beceremez bu işi, akılsız, işe yaramaz, senden adam olmaz..." vb yakıştırmalar çocuğu olumsuz etkiler, sanki hep öyleymiş hiç olumlu bir özelliği yokmuş gibi hisseder çocuk. Bu gibi yakıştırmalarla büyüyen, başkaları varken de ailesinden bu gibi söylemlerle büyüyen çocuklar kendileri yetersiz, vasıfsız kişiler olarak görür. Ailem beni böyle görüyor, başkalarının yanında da böyle aşağılıyor neden başkaları da beni öyle görmesin ki diye düşünür.

10. Çocuğunuza asla söz hakkı tanımazsınız

Çocuğunuz için çok konuşup her şeye siz karar veremezsiniz. Çocuğa söz hakkı tanımalısınız. Onların düşünce ve duygularına değer vermelisiniz. Kendilerini ifade etmelerine olanak sağlamalısınız. Aksi bir durumda büyüyen çocuklar sessiz, içine kapanık, asosyal, kendi başına karar veremeyen hep bir yönlendirme etki altında kalan, kendi hakkını savunamayan bireyler haline gelir.

Bu yazıyı yazarken öncelikle kendi ailem aklıma geldi, yetiştirilmem ve maruz kaldığım durumlar. Tabii ki ben psikolog falan değilim ama bu yazıyı yazarken de bir makaleyi baz alarak, kendi cümlelerimi de katarak yazmış bulunmaktayım. Bu benim ilk bencem umarım beğenirsiniz. Yararlandığım makalenin orijinaline bakmak isteyenler "zehirleyici ebeveynliğin 10 işareti" yazarsanız Google'a karşınıza çıkar.

Zehirli Bir Ebeveyn Olduğunuzu Nasıl Anlarsınız?
13 Cevap