Her anne-baba, çocuğunun öz güven sahibi olmasını ister. Hayatlarının her alanlarında yanlarında olamayacaklarını bilirler ve bu yüzden çocuklarının, onlar olmadan da başarılı, öz güvenli bir birey olarak büyüyebilmelerini ve kendi sıkıntılarını çözebilmelerini isterler. Çocuklarının daha mutlu olabilmesi için de bunu isterler.
Hiçbir anne-baba çocuklarının ezildiğini, dışlandığını, toplum içerisinden soyutlandığını görmek istemez. Çocukları olduğu andan itibaren, daha sağlıklı ve mutlu çocuklar yetiştirebilmek için de belli başlı yollar ararlar.
Anne-babaların akıllarındaki bu sorunlara biraz da olsa yardımcı olabilmek istedim ve bunun için yapmanız gereken ve dikkat etmeniz gereken birkaç öneriyi sizlerle paylaşmak istedim. Yalnız, daha iyi anlayabilmeniz için biraz açıklamaya özen gösterdim ve bunun için de içerikler biraz uzun oldu.
Dilerseniz, okumaya başlayabilirsiniz.
1- Öz güven duygusunun ne zaman gelişmeye başladığını öğrenerek işe başlayın

Evet, anne-babalar, çocuklarınızın daha sağlıklı, daha mutlu ve daha öz güvenli bireyler olarak yetişmesini istiyorsanız, işe öz güven duygusunun ne zaman gelişmeye başladığını ve bu dönemlerde ne yapmanız gerektiğini öğrenerek başlayabilirsiniz. Ben size kısa bir bilgi verip, örneklendireyim.
Öz güven duygusunun gelişimi, ilk iki yılı kapsamaktadır. (Temellerinin atıldığı zaman ilk iki yıldır. Normalde, öz güven gelişimi ergenliğe kadar devam etmektedir.) Yani çocuğunuzun doğumundan itibaren bunu geliştirmeye çalışmalısınız ama ilk iki yılın çok önemli olduğunu bilmenizi isterim.
Bu iki yıl içerisinde anneye fazlasıyla görev düştüğünü de söyleyebilirim çünkü öz güven duygusunun temeli, anne ve bebek arasında atılmaya başlanıyor.
O yüzden, bu dönemlerde çocuğunuzla aranızdaki iletişime daha fazla özen göstermelisiniz. Mesela, bu dönemlerde çocuğunuzun ihtiyaçlarına karşı duyarlı davranın. "Aman şu an işim var, 5-10 dakika sonra ilgilenirim, hallederim" gibi cümleler kurmayın ve düşünmeyin. Yani çocuğunuzu, 5-10 dakika bile olsa ihmal etmeyin.
2- Çocuğunuzu "gerçekten" tanıyın

Çoğu anne-babanın yaptığı hatalarından birisi budur. Yani, "o benim çocuğum. Elbette çok iyi tanıyorum. Kendi çocuğumu bana öğretmeye çalışmayın" gibi tutumlar sergileyip, kendilerini dış görüşlere kapatırlar ama çocuklarını "gerçekten" tanımazlar. İyi tanımaktan bahsetmiyorum. Gerçekten tanıyıp, tanımamaktan bahsediyorum anne-babalar...
Mesela, çocuğunuzun sizden ne istediğini öğrenin. Gerçekten ihtiyacı olan şeyler nelerdir onları da öğrenin. Yani çocuğunuza baskı kurmayın.
Mesela, anne-babalar kendi sevdikleri alanlara (spor, müzik, giyim ve daha da fazlası) çocuklarını yönlendirmeye çalışıyorlar.
"Ben şu sporu seviyorum, çocuğum da onu yapacak. Ben şu müziği seviyorum, o da onu dinleyecek" şeklinde yaklaşımlar gösteriyorlar ve bunun doğru olduğunu sanıyorlar ama bu hiç doğru bir durum değildir çünkü siz bu şekilde yaparak çocuğunuzu kısıtlıyor, tanımamak için direniyorsunuz.
Kısaca, çocuğunuzun ilgi ve isteklerini görmezden geliyorsunuz.
İşte, bunu yapmayın anne-babalar... En büyük yanlışınız budur. Çocuğunuzu gerçekten tanıyın. İlgi ve isteklerini keşfedin. Keşfettikten sonra da çocuğunuzun ilgisi ve isteklerine göre "beraber" seçimler yapın. Bu onun öz güven duygusunu ciddi anlamda geliştirecektir.
Bunu yaparken de siz ona öneri sunmayın. Sadece sorun. Yani, "şu spora yazılmak ister misin?" demeyin. "Hangi sporu seviyorsun? Ne yapmak istersin?" şeklinde sorular sorun.
Bu durum kendisini ifade etmesini de sağlayacaktır ve öz güveninin ekstra gelişmesine sebep olacaktır. Benden, size söylemesi...
3- Sorumluluk bilincini aşılamayı unutmayın

Öz güven gelişimini sağlayan önemli durumlardan bir tanesi de, çocuklarınıza sorumluluk duygusunu aşılamak, yani yerleştirmek olmalıdır. Bunun için yapmanız gerekenleri ayrıntılı olarak, önceki paylaşımlarımdan bir tanesinde anlatmıştım. Dilerseniz o paylaşımı linke tıklayarak, okuyabilirsiniz.
4- Çocuğunuza fırsat tanıyın

Tamam, o bir çocuk ve sizin gözünüzde asla büyümeyecek. Bunu biliyoruz anne-babalar ama siz bu şekilde bir tutum sergileyerek, çocuğunuzun öz güven eksikliğine yol açtığınızı bilmiyorsunuz. Yani her zor anında, her yardıma ihtiyacı olduğu anda yanında olmamalısınız. Kendisi bir şey yapmak istiyorken ona engel olup, "sen daha küçüksün, yapamazsın. Bırak ben yedireyim/ben giydireyim (daha başka şeyler de olabilir)" şeklinde söylemlerde bulunmamalısınız. Bu durum çocuğunuzda, "annem-babam bana güvenmiyor. Ben yapamam" hissini uyandırıyor ve öz güvenini yükseltmek yerine, düşürüyor. Haberiniz olsun...
Anne-babalar, sevginin dozunu da kaçırmayın. Çocuğunuzu büyütmenin, geliştirmenin, yani her yolun sevgi olduğunu düşünmeyin. Elbette, sevgi önemlidir ama dozunu kaçırmak onun gelişimi için engeldir.
Ebeveynlik, sadece sevgiyle olan bir durum değildir. Öncelikle bunu bilmelisiniz, daha sonra ise çocuğunuzun, tabiri caizse eli ve ayağı olmaktan vazgeçmelisiniz. Çocuğunuzun kendi kendine bir şeyler yapabilmesine fırsat tanımalısınız. Bırakın yemeğini kendisi yesin, üstünü kendisi giysin, sizden bir şey istediğinde, gidip kendisi alsın, yere düşüp canını acıttığında, kendi kalkmaya çalışsın.
Bu anlarda, koşup, "ay çocuğum düştü, ay şöyle oldu, böyle oldu..." şeklinde söylemeyin ya da hemen koşup, kaldırmaya çalışmayın. Kendisinin kalkmasına fırsat tanıyın.
Bunu yapmanızın çocuğunuza zararı değil, yararı olacaktır. Bunu da belirtiyorum ve üçüncü kez fırsat tanıyın deyip, diğer maddeye geçiyorum.
5- Çocuğunuza örnek olun

Öz güven geliştirmenin bir diğer yolu da, çocuğunuza örnek olmanızdır. Yani siz, çocuğunuzun öz güvenini geliştirmeye çalışıyorsunuz diyelim ama sizin öz güveniniz yok. Bu durumda çocuğunuza örnek olamazsınız çünkü çocuklar, anne-babalarını örnek alırlar ve onları taklit ederler.
O yüzden anne-babalar, çocuğunuza örnek olun. Mesela, çocuğunuzu bir konuda cesaretlendirmeye ve kendisine güvenmesini sağlamaya çalışıyorsunuz diyelim ama çocuğunuz için ağzınızdan çıkan cümlelerle, sizin davranışlarınız hiç uyum sağlamıyor. Yani çocuğunuza, "hayır, pes etmemelisin, devam etmelisin. Sen güçlü bir çocuksun" gibi şeyler söylediniz ama siz, bu söylediklerinizle uyum sağlamıyor ve karşılaştığınız en ufacık zorlukta pes etme, vazgeçme eğilimini gösteriyorsunuz diyelim. Bu durumda kesinlikle çocuğunuza örnek olmuyorsunuz.
Çocuğunuz, "annem-babam, bana pes etme diyor ama kendisi pes ediyor. O zaman bana söyledikleri yalan, kendi yaptıkları doğru. O zaman ben de onlar gibi yapayım" şeklinde değerlendirecek ve zorluklarla karşı karşıya geldiğinde pes edecektir. E hâliyle de öz güveni gelişmeyecektir.
O yüzden ağzınızdan çıkan cümlelerle, yaptıklarınızın aynı olmasına ve çocuğunuza doğru bir örnek olmaya özen göstermenizi tavsiye ederim.
6- Kıyaslama yapmayın, ona güvendiğinizi belli edin, dinleyin, seçim yapmasına izin verin ve evde huzurlu bir ortam yaratın

Önceki paylaşımlarımı okuduysanız, hemen hemen hepsinde kıyaslama yapmanın zararından ve yanlışlığından bahsettiğimi biliyorsunuzdur. Bu paylaşımda da bahsetmek istedim çünkü öz güveni geliştirmenin en önemli yollarından bir tanesi de, kıyaslama yapmamak, çocuğunuza güvendiğinizi belli etmek, onun kararlarına, seçimlerine saygı duymak ve onu dinlemektir.
Öncelikle kıyaslama kesinlikle yapmayın. Sonra, çocuğunuza güvendiğinizi belli edin. Size bir şeyler anlatmak istediğinde, lafını hiç kesmeden, "göz teması" kurarak ve onun boyuna eğilerek dinleyin ve empati yapıp, o şekilde cevaplar verin.
Daha sonra, onun yaptığı seçimlerde yanına olun. Yani kıyaslama yapıp, "diğer çocuklar böyle mi yapıyor? Sen ise beni dinlemiyorsun, kendi kafana gitmeye çalışıyorsun" gibi şeyler sakın söylemeyin. Bırakın seçim yapsın ve siz de onu onaylayın. Hatta cesaret verin, (çok absürt şeyler olmadığı sürece) yaptığı işler için takdir etmeyi unutmayın ve evinizde huzurlu, mutlu, sakin, rahat ve birbirinize güvenebileceğiniz bir ortam yaratın.
Yani kavgadan, gürültüden, bağırıp, çağırmalardan olabildiğince uzak durun ve onu, ne olursa olsun sevdiğiniz belli edin.
7- Topluluk içerisinde olmaya alıştırın

Evet, anne-babalar, 7. ve son maddemize gelmiş bulunmaktayız. Bu maddeyi okumadan önce, diğer 6 maddeyi tamamlayıp, tamamlamadığınızdan emin olun.
Tamamladıysanız, bu madde pekiştirme yapmanıza ve olumlu sonuçlar almanıza neden olacaktır. Şimdiden söyleyeyim...
Çocuğunuzu farklı topluluklar içine alıştırın. Toplum içerisinde sakın kötü davranıp, azarlamayın. Tam her şey yoluna girdi, öz güvenleri gelişmeye başladı derken, emeklerinizi boşa harcayıp, çocuğunuzu kendine küstürmeyin. Bu konuda ekstra dikkatli olun.
Mesela, kalabalık bir parka gittiniz diyelim. Bu alanda çocuğunuzu cesaretlendirmeye çalışıp, görevler verin. Örneğin, oradaki çocuklarla kaynaşmasını sağlayın. Bunu da, "hadi git, tanış ve oyna" şeklinde söylemeyin. "Hadi bakalım anneciğim-babacığım, çevremizde bir sürü yeni arkadaş var, onlarla tanışıp, oynamaya ne dersin?" şeklinde yaklaşabilirsiniz. Yani onu cesaretlendirin. (İstemiyorsa zorlamayın)
Çocuğunuzun yaşını göz önünde bulundurarak, daha değişik görevler de verebilirsiniz. Yaşı biraz büyükse, yakınlardan tek başına (tabii ki sizin gözetiminiz altında olmalısı gerekiyor) bir şeyler almasını isteyebilirsiniz. Bunlar benim vereceğim örneklerdi. Dediğim gibi siz, çocuğunuzun yaşına göre daha farklı görevler verebilirsiniz. Orası size kalmış bir durum.
Öz güven gelişiminin uzun bir süreç olduğunu, çocuğunuzun tek ve özel olduğunu unutmayın. Onun öz güvenine darbe vurmayın. Cesaretlendirip, kendisine güvenmesi için elinizden gelenin fazlasını yapmaya çalışın.
Çocuklarınızın öz güvenini geliştirebilmeniz için vereceğim tavsiyelerim bu kadardı. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Sürçülisan yaptıysam, kusuruma bakmayın.
Hoşça kalın...
20.02.2018 Salı
07:25
Aşk İlişkileri
Yeni Yıl
Gündem
Ev & Yaşam
Güzellik & Bakım
Alışveriş & Hediyeler
Kızlar Bir Adım Öne
Tatil & Seyahat
Arabalar
Astroloji & Burçlar
Eğitim & Kariyer
Gamer
Moda & Stil
Spor
Evcil Hayvanlar
Müzik & Etkinlik
Kültür & Sanat
Para & Ekonomi
Magazin
Diziler & Filmler
Cilt Bakım
Kişilik & Karakter
Saç Bakım
Çocuk & Ebeveyn
Yeme & İçme
İnternet & Teknoloji
Özel Günler & Hijyen
Cinsel Yaşam
Kahve & Keyif
Aile & Toplum
Diyet & Beslenme
Sağlık
Diğer
En İyi Cevaplar