Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden (USC) araştırmacı Jeffrey Phelan şöyle diyor: "Yaşamın gündelik akışında seslerin ara sıra yükselmesi sorun oluşturmayabilir ancak konser, gece kulübü, sinema, stadyum, hava limanı gibi gürültülü ortamlarda sık bulunmak sakıncalı olabilir. Aşırı gürültü fetüsün dinlenme ve uyku ritmini bozarak, işitme kaybıyla erken doğum gibi riskler getirebilir. Sesin 90-100 desibeli geçtiği ortamlardan kaçınmakta yarar var."

Buna göre annenin bulunduğu yerde 50 ile 60 desibel arasında bir ses düzeyinde dinlendirici müzikler çalınması, fetüs açısından sakıncalı bir durum yaratmaz. Ancak, kalabalık, gürültülü ortamların ve aniden yükselen seslerin fetüs için stres kaynağı olabileceği bildiriliyor.
Fetüse heavy metal türü müzikler dinleten bazı anneler "bebeğim galiba dans ediyor" diye yanılabilir. Kulak kanallarında artan basınçtan rahatsız olan bebek, "anne, kıs şunun sesini" mesajını iletmek için tekmeliyor olabilir.
ABD'deli sağlık kuruluşu Sanford Health'in 2018 Ağustos bülteninde şöyle yazıyor: "Kapsamlı araştırmalar klasik müzik dinletmek ile beyin gelişimi arasında doğrudan bir bağlantı olmadığını gösterdi. 90'larda popüler olan "Mozart Efekti" yaratılamadığı anlaşıldı. Klasik müzik bebeğin IQ'sunda bir fark yaratıyorsa bile, ölçülemeyecek kadar küçük bir fark olmalı".
Müzik, beyindeki ses, duyum, odaklanma ve devinimle ilgili alanlarda sinaptik bağlantılar kurma yeteneği (nöroplastisite) geliştirebilir. Müziğin dilsel deneyimi de zenginleştireceğine kuşku yok. Bununla birlikte, ikinci trimesterin sonunda işitme duyusu gelişmiş olduğundan, hangi ses düzeyinde ne tür müzik dinletileceği önemlidir.
Ne tür müzikler dinletmeli?
Bebekler müziği ortam seslerinin dengeli bir parçası olarak algılamalı. Bebeğe müzik dinletmek amacıyla kulaklığı ya da hoparlörü anne karnına yaklaştırmaya kesinlikle gerek yoktur. Bu kadar yakından dinletmek fetüste gerilim ve kaygıya yol açabilir.

Anne adayının rahatlatıcı bulduğu müzikler, bebek üzerinde olumlu etkiye sahip olacaktır. Bebeği düşünerek müzik çalmaya başlamadan önce annenin huzurlu bir ortam yaratması önerilir. Önce meditasyon (ve belki hamile yogası) yaparak sakinleşmek, ortam gürültüsünü en aza indirmek ve aydınlatmayı azaltmak önemlidir.
Bebekler öğrenme sürecinde diller arasında ayrım yapamadıkları gibi, müzik türleri arasında da seçim yapamaz. Anne, kendisinin de keyif alacağı, dinlendiren, kalp ritmine uygun, heyecan yaratmayan melodiler seçebilir ve eşlik edebilir.
Kanımca bu tanıma uyan en ideal müzik OM" veya "AUM" Mantra'dır. En efektif Mantra örnekleri için YouTube'da "Gaiea Sanskrit" kanalına bakabilirsiniz. Ona Om Mantra dinletirken karnınızı okşamak, bebeğinizle daha doğmadan bağ kurmanın harika bir yoludur.
İsveç Linköping Üniversitesi'nden araştırmacılar (Joh. Pih & Ulr. Ber), Mantraların vücuda çeşitli sakinleştirici kimyasallar salgılatarak, gevşemeyi kolaylaştırdığı bulgusuna ulaştıklarını yayınladılar. Araştırmada, doğumdan önce Mantra duymaya alışan bebeğin doğumdan sonra da Mantra dinlemeye bayıldığı, anında sakinleştiği aktarılıyor.
İşte olağanüstü bir Om Mantra'nın sakinleştirme deneyimi:
https://www.youtube.com/watch?v=tyYQKhexOp0&feature=emb_title
Bi’Bot Seçimi
Çok Süper Görüş