Ölmeden önce "izlememeniz" gereken 8 büyülü bunalım filmi

HegelinÇorabı


Bu filmlerin izlenmemesi varoluşsal sağlımız bakımından önemlidir zira izlendikten sonra bu filmlerin hayatımızda tuhaf bir kara delik yaratm ihtimalleri vardır


Aslında büyülü bunalım diye bir kavramı az önce bir tarafımdan uydurdum yoksa daha adam gibi bir isim bulunabilirdi.


Efendim bu filmlerin en önemli özelliği sıradan ve bayağı bir anlatıma sahip olmalarıdır, zira kahramanları sıradan, bayağı insanlardır. Bazen bir fahişe, bazen bir p**evenk , bir tecavüzcü başroldedir. Velhasıl güzel kardeşim, umutsuzdur. Gerçi bir umutsuzluktan bahsedilmesi için önceden bir umuda bağlanmış olmak gerek de bu filmlerde acıyı kabullenme yoktur, acı sıradan bir yaşam biçimidir ve doğal karşılanır. Ölüm karşısında karakterler şaşırmazlar, intihardan ise doğal bir seçim yoktur.


Kaldırımda kanlı cesedi gazetelerle kaplanmış bir serserinin yanından umarsızca yürüyüp geçen film karakterleri vardır ya da kimi zaman ucuz bir otel odasında demin doğurduğu bebeği klozete atıp üzerine sifonu çeken ucuz kadınlar. Sokaklar pistir, esrar sıradan bir içim aracıdır, filmi izlerken o köhnemiş sokakların pis kokusu gelir, hatta izlerken midenizde gelgitler olur ve kusmanız içten değildir. Yanlış anlaşılmasın zat-ı alim, sizi kusturan filmdeki iğrenç şeyler değil, filmin büyülü iğrençliğidir. Peki neden büyü diyoruz? Çünkü filmde bambaşka bir dünya vardır ve filmde kötülükler olağandır, karaktere acı çektirmek yoktur,. Acı, filmde eşit bölünmüştür, mümkün olan ve amaçlanan izleyicinin acı çekmesidir. Ölümler nedensizdir, intihar olağandır. İşerken annesinin ölüm haberini alan serseri karakterimizin işemeye olağan bir şekilde devam etmesi gibi. Genel anlamda bir mutluluk hissiyatı yoktur sadece gündelik acı gülümsemeler ve en fazla hayvansı kahkahalar vardır. Yani Aristotales yaşasaydı ''insan filme alınabilen bir hayvandır'' diye bir tanım yapardı zira büyülü bunalımda karakterler aslında birer hayvandırlar, o yüzden acı, ölüm, intihar, zarar verme güdüleri tamamen sıradan olaylardır ve kahramanlar bunlar üzerine oturup düşünmez, sadece hayvani tepkiler verir.


Bu çok uzun bir yazıdır sevgili kardeşim, eminim henüz bu satıra gelmeden a ve q harflerinden oluşan küfrünü edip sayfayı kapattın. Önemli değil senin sayfayı kapatmanı da olağan karşılıyoruz.


Şimdi izlememen gereken yedi filmin listesini veriyorum ve lütfen ne yap ne et bu filmlerden uzak dur, izleme.


Filmlerin insanın varoluşuna tecavüz etme derecesine göre sıralanmıştır;


1. 2046




Yönetmeni Kar Wai Wong'tur. Aslında büyülü bunalımdan en uzak filmdir. Bu filmi zaten bahsettiğim tanıma uyan pek film bulamadığımdan ekledim ve nedense sayının sekiz olması için. Filmi isminden ve trailerinden bilim kurgu filmi gibi düşünmeyin. Yüksek dozda şiirsel havası vardır. Karşılıksız aşkı konu edinmesine rağmen temel anlamda ele aldığı konu duyguların içe atımı ve boşluk duygusudur. Filmde sürekli çalan violensel müzik güzeldir, yukarıdaki videoda paylaştım ama yine de sakın izlemeyin.



2. Anayurt Oteli


Ölmeden önce ''izlememeniz'' gereken 8 büyülü bunalım filmi


Yusuf Atılgan'ın romanından uyarlama bir Ömer Kavur filmi. Zebercet'in yalnızlığı, içindeki tecavüz etme hissi, rontçuluğu, fordçuluğu ile başkahraman bayağılaştırılarak o büyülü bunalım hissettirilmektedir. Sakın izlemeyin.



3. Fallen Angels




Yine bir Kar Wai Wong filmi. Bir kiralık katil ve hiç görmediği işvereni olan bir kadın vardır başrolde. Kadının akşam rezil odasına geçip sigara içerek mastürbasyon yapması, erkeğin ise tasmalı bir köpek gibi adam öldürmesi onları bayağılaştıran yönler.



4. Ag-o




Güney Koreli Kim Ki Duk'un bir filmi. Filmin en önemli sekansı birbirine aşık kız ve erkeğin ortada hiçbir neden yokken ağızlarına olta çengeli geçirip denize atlamaları ve çırpınıp yüzeye çıkmamak için denizin dibinde bileklerini kesmeleri. Bu yönüyle büyülü bunalıma en yakın film, zira burada intihar nedensizcedir ve gayet sıradandır.



5. Ağır Roman



Birkaç yıl önce intihar eden yazar Metin Kaçan'ın romanından uyarlama bir Mustafa Altıoklar filmi.Esrar, içki, intiharlar, katiller, travestiler, fahişeler, ibneler, pezevenklerle dolu bir dünya. Başarılı bir İstanbul argosu, büyülü havası ile iğrençliklerle izleyicinin umut dünyası tarumardır. Sakın izlemeyin.



6. Vahşi Hayvanlar



Bir Kim Ki Duk filmi. İsmi gibi filmdeki karakterler bir insandan çok vahşi hayvanlara benzemektedir. Paris'te bir Güney ve bir de Kuzay Koreli iki arkadaşın hayvani hırsları, ucuz sevişmeler, otel odaları ve fahişelerle geçen hayvani mücadeleleri anlatılmakta. Sakın izlemeyin.



7. Kötü Adam




Yine bir Kim Ki Duk filmi. Baş karakter bir pezevengtir, fuhuşa sürüklediği kız aşık olduğu kızdır. En vurucu yanı pezevengin acıyı sıradanlaştırması, doğal karşılaması, ölüme karşı kabullenmekten öte ölümü işemek gibi sıradan bir ''eylem'' olarak görmesi ve sonunda sevdiği kadını bir kamyon arkasında erkeklere pazarlamasıdır. Daha filmin başında zorla öptüğü kadın tarafından duyduğu ''piç'' sözcüğü ve kendisini döven askerlerin arasında sadece bir kerecik olsa da öptüğü kızın arkasından usul usul bakıp ekranda seyirciyle göz gözgöze gelmek üzereyken ekranda beliren Kötü Adam yazısı ile seyirciye büyülü bunalımın işretini vermiştir. Skın izlemeyin.



8. Taksi Sürücüsü




76 yapımı bir Martin Scorsese filmi. Pis sokaklar, fahişeler, pezevengler, kötü yemekler, ucuz seks filmleri, çöplükler, içki şişeleri, şehrin gürültüsü ve film boyunca çalan rahatsız edici bir müzikle dünyanızı karartmaktadır. Filmi izlerken filmde bahsedilen şehrin o pis kokusunu bizzat duyarsınız. O yüzden sakın ama sakın izlemeyin.


Gece gece bunları neden yazdım bilmiyorum, neyse beni sizi uyarmaya gelmiş bir havari olarak düşünün. Lütfen sözümü dinleyip sakın izlemeyin.



Ölmeden önce "izlememeniz" gereken 8 büyülü bunalım filmi
47 Cevap