Bazı köyler vardır ki, isimleri fısıldanır sadece. Kimse adını yüksek sesle dile getirmek istemez, çünkü o ismi anmak bile laneti çağırmak gibidir. Çağrı, kaybolan kuzenini bulmak için bu lanetli köyün yoluna adım attığında, ne kadar korkunç bir dehşetin içine sürükleneceğinden habersizdi.
Her şey, basit bir kayıp arayışıyla başlamıştı, ancak onu bekleyen karanlık, insan aklının sınırlarını zorlayacak kadar korkunçtu. Yüzsüz portreler, sessiz çığlıklar ve her adımda daha da yaklaşan bir şeytan...
Bu hikaye, sadece kaybolan bir insanın değil, ruhunu sonsuz işkenceye satan bir adamın karanlık kaderini anlatıyor. Cesaretiniz varsa, cehennemin kapılarına bir adım daha yaklaşın...
Yüzsüzlerin Laneti
Çağrı, kayıp kuzeni Burak'ın peşine düştüğünde, ona en son kimsenin gitmeye cesaret edemediği, lanetli olduğu söylenen köyde rastlandığını öğrenmişti. Kimse buraya geri dönmemişti ve köy hakkında dolaşan karanlık söylentiler, Çağrı'nın içini kemiren bir korku yaratmıştı. Ancak kuzenini bulmak zorundaydı. Gözlerini karartarak, terk edilmiş köyün karanlık sokaklarına doğru yürüdü.
Köye vardığında, her şey karanlık ve sessizdi. Sokaklar ölüydü, tek bir ses bile duyulmuyordu. Evlerin harap hali, terk edilmişliğin yıkıcı izlerini taşıyordu. Ancak köy meydanında bir şey gözüne çarptı: Eski bir kuyu. Kuyunun başında, çürümüş bir zincir sallanıyordu ve bu sessizlik içinde metalin ince sürtünme sesi, Çağrı'nın zihninde yankılandı. O anda, kuzeninin o kuyuda olduğunu hissetti.
Bir çığlık yankılandı; kulakları delen, çaresizlik dolu bir çığlık. Sesin geldiği yöne doğru koşmaya başladı. Ancak her adımda, köy daha da karanlık, daha da ürkütücü bir hal alıyordu. Her sokak aynı görünüyordu, sanki köy ona oyun oynuyordu. Panik Çağrı'nın içine işlerken, kapısız, penceresiz bir eve doğru yöneldi. İçeri girdiğinde, dehşet verici bir görüntüyle karşılaştı: Duvarlar, üzerlerinde hiç yüzü olmayan portrelerle kaplıydı. Her birinde insan silüetleri vardı, ama yüzleri yoktu. Yalnızca pürüzsüz, boş bir yüz.
Boğazına bir yumru oturdu. Portrelerden birinin önünde durduğunda, dehşet verici bir şey fark etti. Kendi yüzü de onlardan biri olmuştu. Ellerini yüzüne götürdü; ağzı, burnu, gözleri... Hiçbiri yoktu. Panik içinde aynaya bakmak için odayı aradı. Ayna bulduğunda gördüğü şey kâbustu: Kendi yansımasıydı ama yüzü kaybolmuştu. Çığlık atmaya çalıştı, fakat ses çıkmıyordu.
Aniden bir hırıltı duydu. Arkasını döndüğünde, odayı dolduran ağır bir varlığın farkına vardı. Bir şey, karanlık bir gölgenin içinden ona doğru yaklaşıyordu. Varlık, uzun ve zayıftı, derisi kül rengindeydi. Gözleri yoktu, sadece boşluklar... Ama içten içe Çağrı onun onu görebildiğini biliyordu. Ellerini yavaşça ona doğru uzattı. Çağrı geri çekilmek istedi ama ayakları sanki zemine yapışmıştı. Varlık, boğuk bir sesle fısıldadı:
"Yüzünü aldım... Ruhunu da alacağım."
Ellerini uzatarak Çağrı’nın yüzünü sıyırdı. Yüzü tamamen yok oldu, sadece düz bir deri kaldı. O anda Çağrı’nın bilinci yavaşça silinirken, varlık onu yerden kaldırdı ve kuyunun derinliklerine doğru sürüklemeye başladı.
Kuyu, sadece bir kuyudan ibaret değildi. Çağrı’nın gözleri karardığında, bir anda kendini cehennemin derinliklerinde buldu. Yer siyah, gökyüzü ise kan kırmızıydı. Etrafta sonsuz ıstırap çeken ruhlar vardı, her biri acı içinde kıvranıyordu. Onlar, bu dünyanın parçası olmuşlardı. Çağrı da onların arasında sürükleniyordu. Bağırmak, kaçmak istiyordu ama hiçbir şey yapamıyordu. Varlık, onun üzerinde eğildi ve kısık, boğuk bir sesle fısıldadı:
“Hoş geldin... Ben, Şeytan’ın ta kendisiyim.”
Cehennemin derinliklerinde, varlık artık gerçek formunu aldı. Kırmızı, yanan gözler, dişleri sivri bir ağız ve her an kana bulanmış elleriyle şeytan, ona sadist bir zevkle bakıyordu. Çağrı'nın bedeni sonsuz acı içinde kasıldı. Varlık, Çağrı'nın bedenine kazıklar saplamaya başladı; her kazık onun ruhuna işliyordu. Çığlıklar kulakları sağır ediyordu, ama bu cehennemde kimse onun çığlıklarını duymuyordu. Yüzü ve ruhu, Şeytan’ın koleksiyonuna katılmıştı.
Şeytan onun yanına eğilip kulağına son bir şey fısıldadı:
“Buradan çıkış yok. Sonsuza kadar burada acı çekeceksin. Bu senin cezan.”
Ve o anda, Çağrı’nın gözleri bir daha açılmamak üzere kapandı. Ama bilinci cehennemin derinliklerinde, sonsuz işkenceye mahkum edilmiş olarak kalmıştı. Orada ne bir umut, ne bir son, ne de bir kurtuluş vardı. Sadece acı, ölümden bile daha kötüydü.
Kızlar & Erkekler Ne Diyor?
Cevap
10Cevap
Emeğine sağlık yine korku hikayesi tadında bir bence olmuş şeytan kısımları ilgimi çekmiyor o sebeple emeğinin güzelliği için beğendim 😋😘
Teşekkürler bebeğim 😘😘
Teşekkürler güzel bir bence paylaşımı olmuş. emeğine sağlık 🙏 başlık tanıdık geliyor bir yerden :D
Okuduğun için teşekkürler 😊🙏
Nereden?
Sitede de çok yüzsüz var ondan :D
🤣🤣🤣🤣🤣
😂😂😂
Gerçekten de tam benlik ve dikkat çekici bir paylaşım olmuş
Okuduğun için teşekkürler 😊🙏
Aaa kızlarsoruyor ahalisinin filmini çekmişler shahs emeğine sağlık 😅
Ahahahaha 🤣🤣🤣
😂😂
Emeğinize yüreğinize sağlık çok güzel bir paylaşım olmuş
Okuduğun için teşekkürler 😊🙏
Güzel ve yararlı bir paylaşım olmuş emeğinize sağlık çok teşekkür ederim
Okuduğun için teşekkürler 😊🙏
Güzel bir yazı teşekkürler
Okuduğun için teşekkürler 😊🙏
euzubillahimineşşeytanirracim
Okuduğun için teşekkürler 😊🙏
gerekliydi yani:)
Çok güzel olmuş emeğinize sağlık.
Okuduğun için teşekkürler 😊🙏
Emeğine sağlık
Okuduğun için teşekkürler 😊🙏
Rica ediyorum
Emeğine sağlık teşekkürler
Okuduğun için teşekkürler 😊🙏
Güzel bir yazı
Okuduğun için teşekkürler 😊🙏
Güzel film teşekkürler
Okuduğun için teşekkürler 😊🙏
İzleyelim
Okuduğun için teşekkürler 😊🙏
Korkunç 😱
Okuduğun için teşekkürler 😊🙏
Rica ederim çok keyif aldım 🌸
🙏🙏
Korkunç..
Okuduğun için teşekkürler 😊🙏
Emeğine sağlık
Cesaretim var