Apple ile açılan yol

2007 yılında Steve Jobb's dünyada geleceğin tasarımlarından birini piyasaya sürdü. O zamana kadar dokunmatik ekranlı başka telefonlar da vardı ama akıllı telefon dediğimiz işletim sistemi iOS'u geliştirdi. Adına iPhone denilen bu ürün hem telefon hem de bilgisayar vazifesi gören, üzerinde tuş olmayıp dokunmatik ekranla çalışan bir ürün sürüldü piyasaya. O dönemde diğer telefon üreticileri bunu kim neden alsın ki diye fikir beyan etmişlerdi.

Ama iPhone piyasada öyle ilgi gördü ki 1-2 yıl içinde neredeyse dünyanın bütün telefon üreticileri Android denilen sistem altyapısını kullanan akıllı telefonlar geliştirerek piyasaya sürdü. Bunu beceremeyip Windows tabanlı bir akıllı telefon yapmaya çalışan Nokia gibi dünya devleri de rekabette geri düştü ve piyasalarını hızla kaybettiler.
E-posta atılan ve izlenen telefonlar

Akıllı telefon uygulamasına geçiş aşamasında e posta alıp gönderebilen internet bağlantılı telefonlar da yapılmıştı. Bu konuda ilk örnek BlackBerry telefonlardı. Bu telefonlar üzerinden atılan e postaların bir kopyasının da Blackberry firmasına sunucu bilgisayarlarına kayıt altına alındığı ortaya çıktı.

Bunun açığa çıkmasının hemen ardından Birleşik krallık ve İngiliz uluslar topluluğu üyesi bütün ülkelerde milletvekilleri, bakanlar ve bürokratların Blackberry telefon kullanmaları yasaklandı. Diğer e posta gönderimi yapılan telefonları üreten firmalar böyle bir uygulama yapıyor muydu derseniz yapıyorsa da Blackberry gibi ifşa olmadılar.
Veri transferi ve izlenebilirlik

Öncelikle veri transferi konusunu anlatmak gerekiyor. Şöyle bir örnekle anlatabiliriz bu konuyu. Bir arkadaşınız size bir e-posta gönderdi ve gönderdiği e postayı sildi. O e posta sizin e posta hesabınıza düştü. Okudunuz veya okumadan siz de sildiniz. Bu durumda o veri tamamen kaybolmuş olmuyor. Sadece ekranlarda görünmez hale geliyor ve size e posta alışverişini sağlayan servis sağlayıcı firmanın (Hotmail, Gmail, Yandex, Yahoo vs.) ana sunucularında o veri tutulmaya devam ediliyor. Hem de süre sınırı olmaksızın.

Eğer bugün dünyada internet kullanan bir bilgisayar veya telefona sahipseniz şunu bilmelisiniz ki her türlü yazılı, görsel ve sesli iletişim verileriniz WhatsApp, Skype, Telegram, Instagram, Facebook, KS, c2, ve aklınıza gelebilecek her türlü chat veya iletişim platformunun ana sunucularından geçip öyle karşı tarafa iletilmektedir. Yani siz isteseniz de istemeseniz de her türlü veriniz o firmaların elinde, elektronik ortamda mevcut artık.
Bulut uygulamaları ve yedeklemeler

Örneğin yeni bir telefon aldınız ve eski telefonunuzdaki veriyi yeni telefona aktaracaksınız. Ne yapıyorsunuz? Verilerinizi Bulut denilen platforma atıyorsunuz. Bütün telefon rehberiniz, fotoğraflarınız, telefonda kayıtlı ne varsa hepsini oraya yazıyorsunuz. Bulut dediğimiz de olay da aslında bir ana sunucu ve size yedekleme hizmeti veriyor. Yani bütün verinizi bir elektronik ortama yüklüyorsunuz. Siz onu telefonunuza tekrar yüklediğinizde o veriler oradan silinmiyor. WhatsApp gibi uygulamalar da size yeni telefonunuzda bütün ileti geçmişinizi tekrar yüklüyor. Nasıl oluyor bu? Çünkü her şey kayıt altında. Ayrıca firmalar size verileriniz uçtan uca şifreli, izlenemez dediğinde aslında şunu söylüyorlar: Sizi sadece ben ve benim izin verdiğim yerler izleyip dinleyebilir.
Neden bu uygulamalar ücretsiz?
Piyasada bir kural vardır. Bir ürün size ücretsiz veriliyorsa asıl ticari ürün sizsinizdir. Dünyada bugün en değerli şey bilgidir. Bu firmalar bize ücretsiz uygulamalar verip yüz milyarlarca dolar para harcıyorlarsa aptallıklarından değildir.

Belli anahtar kelimelerle trilyonlarca ileti içinden bilgi süzer ve istihbarat paylaşımı yaparlar. Kiminle derseniz, Google CIA ile, Yandex KGB ile, Hotmail Bundesnachrichtendienst ile ve diğer firmalar da hangi ülke merkezliyse o ülkenin istihbarat örgütüyle bir şekilde bağlantılıdır. Huawei ve Xaomi firmalarının arkasında Çin istihbaratı MSS ile doğrudan bağlantısı olan firmalardır. Her büyük güç dünyadan haber almak için bunları kullanır. Uygulama bedava, bilgi edinmek için size değil ama teknolojiye para harcıyorlar.
Ortam dinlemesi ve görüntülemesi

Telefonlarınıza, bilgisayar ve tabletlerinize indirdiğiniz hemen her uygulama sizden onay istiyor. Kameraya, rehberinize ve mikrofona erişim izni istiyorum diyor. Açık edilmeyen ama realitede olan ortam izlemesi, ortam dinlemesi işleri bu uygulamalarla yapılır. Daha 2 hafta önce bir arkadaşımla saç bakımıyla ilgili konuşurken ben Bıttım sabunu kullanıyorum, şampuan kullanmıyorum dedim. Arkadaşın bana da alamım dedi. N11 uygulamasını açtım ve daha arama yaptırmadan karşıma çıkan ilk ürün bıttım sabunu oldu.

Ya da geçen yıl kardeşimle telefonda konuşurken evde çamaşır makinasının bozulduğunu söyledi. Hemen aynı gün açtığı her uygulamada çamaşır makinası reklamları önüne çıkmaya başladı. Yani aslında özel hayat diye bir şey yok artık.
Neden korkmalı veya neden korkmamalıyız?
Yukarıda da anlattığım gibi her uygulama, her program bir şekilde sizi dinliyor ve izliyor. Bu uygulamalar sadece istihbarat amaçlı kullanılmıyor. Yukarıda verdiğim örneklerde olduğu gibi pazarlama amaçlı da kullanılıyor. Sizin bu uygulamalarda ve arama motorlarında aradığınız ürün veya kelimeler üzerinden sizinle ilgili kişilik analizi yapılabiliyor ve artık açtığınız her uygulama veya programda bir şekilde sizin ilginizi çeken ürünler sürekli olarak sizin ekranınıza düşmeye başlıyor.

Eğer bir illegal organizasyon içinde değilseniz, yasa dışı eylemler içinde değilseniz, suç teşkil edebilecek işler yapmıyorsanız aslında pek de korkmanızı gerektiren bir durum yoktur. 17-25 aralık olaylarında Milli İstihbarat Teşkilatından TBMM komisyonuna dinleme ve izlemeyle ilgili bilgi vermeye giden istihbarat uzmanı cebindeki Nokia 3310 telefonu çıkarıp göstererek şunu söylemişti: Eğer izlenmek istemiyorsanız bu telefonları kullanın. Bataryasını söktüğünüz anda kimse sizi ne dinleyebilir ne de izleyebilir.
WhatsApp ve Facebook meselesi nedir?
WhatsApp, Insagram ve Facebook aynı grubun firmalarıdır. Ortak noktaları da ücretsiz veri veri transferi sağlayan platformlar. WhatsApp hesabı sadece gerçek ve tek kişiye aittir çünkü gerçek bir telefon numarasıyla kullanabiliyorsunuz. Instagram ve Facebook için ise bir kişi onlarca farklı kimlikte hesap açıp kullanabilir.

Firmanın yapmaya çalıştığı şey aslında sahte hesapları gerçek kişiyle örtüştürmek olduğunu düşünüyorum. Bu da bir kişilik analizi ve pazarlama verisi sağlayacaktır firmaya ve verileri izleyen kurumlara. Uygulamayı değiştirecek misiniz? Şunu bilmeniz gerekiyor: Yeni uygulama hangi ülke veya firmanınsa artık sizi o dinleyip izleyecektir. Asıl sorun şu: Firma WhatsApp bilgilerinizi Facebook'la paylaşacağım diye Türkiye'ye bir dayatma yaparken ABD, Latin Amerika veya diğer Avrupa ülkelerine böyle bir zorunluluk koşmuyor. Neden Türkiye'ye özel bu dayatma yapılıyor tepkisi haksız değildir.

Bir konuya dikkatinizi çekeceğim: Açılım saçılım süreçlerinde feto denilen örgüt ve o zamanki siyasi müttefiki olan parti eliyle bu ülkenin en ayrıntılı savaş planlarının bulunduğu Genel kurmay başkanlığının kozmik odalarına girildi, devletin bütün savaş senaryoları ve uygulayacağı askeri, siyasi, istihbari stratejilerin hepsi binlerce klasör içinde oradan alınıp dışarı çıkarıldığında kimsenin gıkı çıkmadı.

Hatta Türkiye bağırsaklarını temizliyor diye alkış tutuldu. Ya da Binali Yıldırım'ın başbakanlığı döneminde 57 milyon insanın devlet arşivlerindeki her türlü bilgisi çalındı ve bir kısmı da internete atıldı. Başbakan gevrek gevrek gülerek ben baktırdım, benim bilgilerim de çalınmış diye açıklama yaptı. Ama kimse ne oluyoruz demedi. Milli menfaatler noktasında bu kadar tepkisiz bir toplumuz da bir WhatsApp mı mesele oldu?

https://www.sozcu.com.tr/2016/gundem/50-milyon-vatandasin-kimlik-bilgileri-internette-1170573/
En İyi Erkek Görüşleri