Teknolojinin emekleme sürecinden gelişim sürecine kadar bir çok taşınabilir ya da sabit bir şekilde kalan çok teknolojik cihazlar gördük. "Bu olmaz!" dediğimiz ne kadar teknolojik hayallerimiz varsa birer birer gerçek oldu diyebiliriz.
İlk dokunmatik telefon haberlerini aldığımda bir tuşlu telefon kullanıyordum ve kafamda o an binlerce deli sorularda belirdi. Şu an günümüze baktığımızda ise genç yaşlı demeden %90'lık bir kesim dokunmatik telefon kullanıyoruz ve artık firmalar telefonlarını geliştirdikçe bizimde hayallerimiz ve hayal gücümüz isteklerimize dökülüyor. Ancak son dönemlerde her ne kadar isteklerimiz karşılandığı halde bu istekler satışa yansımasa da değişmeyen bir gerçeğimiz var. Cep telefonlarımız artık vazgeçilmez bir hayatımız, hayatımızın bir parçası adeta.
Bir evcil hayvan gibi besliyoruz, özenerek bakıyoruz!

Her akşam mütemadiyen elimizden bıraktığımız telefonumuza yeri geliyor kendimizden bile çok bakıyoruz. Zira artık bir banka kasası kadar değerli, özel bilgilerimiz bizimle birlikte geziyor. Bu bilgiler gezerken o telefon her zaman açık olmalı ve şarjı dolu olmalı. Bazı insanlar şarjlarının sürekli %100 bile görmek istiyor. O kadar çok istiyor ki telefonu boştayken bile şarjda bırakmaktan geri kalmıyor.
Telefonunda en ufak bir aksilik yaşasalar bile heyecana kapılan telefon düşkünü insanlar bilgi sahibi olmadıkları gibi kulaktan dolma bilgilerle de telefonuna fayda yerine zarar bile sağlayabiliyorlar.
"Ben seninle buluşmuyorum, telefonumla daha iyi vakit geçirmek için mekana geliyorum!"

Gün boyunca telefonunuzla en az ne kadar vakit geçiriyorsunuz?
Buluşunca arkadaşımızla kurduğumuz tek iletişim bir fotoğraf gösterirken öneri almaktan öteye geçemiyor. Tabii ki sözüm meclisten dışarı buluşunca telefonu kenara koyup koyu bir sohbete giren insanlar en samimi dost ve arkadaştır. Çevrenizde böyle insanlar varsa değer vermekten kaçınmayın ve mümkünse ilk buluşmanızda sıkıca sarılmanızı öneririm. Tabi elleri kolonyalayalım, hijyen şart!
Buluşmak yerine bir WhatsApp grubu açın, birde görüntülü sohbet açın tamamdır. Buluşmak kenara dursun, safi masraf diyoruz biz ona. Hem korona var hiç almayayım canım.

Bence vakit geçirmediğiniz tek süre uyurken diyebiliriz, kimisi gözleri yatağa düşene kadar bile telefona rahat vermiyor diyebiliriz. Bu kadar telefon bağımlılığı insanda birazda öz güvensizlik yaratabilir. Telefonunuzla-hayatınızı biraz eşitlemenizde fayda var.
Acaba tek dostunuz telefonunuz mu?

Evde kaldığımız bu günlerde kendinize kilonuza dikkat ettiğiniz kadar iletişiminizde de dikkat etmenizi ve kafayı yemeden bu karantinanın bitmesini dileyin. İyi günleriniz olsun efendim, gelecekte yazmayı düşündüğüm bencelerde görüşmek üzere, sağlıcakla kalınız.
Çevresinde pek arkadaşı olmayan ve öz güven düşüklüğü nedeniyle arkadaş edinemeyen bir kesim kendini sanal alemin yalan kucaklarına atar ve gerçekte yüzünü görmediği insanlarla kırk yıllık arkadaşmışçasına sohbetler kurar. Dışarıya yabani bakan bu kesim yüz yüze iletişim kurmakta da bir takım sıkıntılar çeker ve sohbetler standart olan selamlaşma dışında ileriye gidemez. Eğer yalnız biriyseniz bu sizin kaderiniz değil, kendi dünyasında kurduğunuz çaresizliğinizdir.
Kızlar & Erkekler Ne Diyor?
Cevap
2Cevap
İkinci dünya mı? Asıl dünyamız oldu resmen. Oksijen ve su gibi olmadan yaşayamıyoruz resmen
Gerçek hayatımızında önüne geçti artık
6. Duyu organımız