Yazılım zor mu, nereden öğrenmeye başlanmalı?

İşsiz kalan herkes yazılımcı olmaya çalışıyor. Ben derim ki ya uzak durun.
Evet zor ama zevkli. Gerçekten sabırlı ve çalışkan olman gerekiyor. Mesai bitince iş yakanı bırakmıyor. Gün içinde yapamadığın bir şey gece uyutmuyor. İnsanı gecenin bir yarısı kaldırıp bilgisayar başına oturtturuyor. Debug yapmak tam bir işkence. hata düzeltmek için bazen müşterideki hatanın tekrarlanması için uğraşıyorsun fakat olmuyor. Bazen müşteri ne istediğini anlatamıyor veya bilmiyor. Yazılımı yazdığın platform üzerinde son anda değişiklik yapılıyor ve müşterinin elinde patlıyor, sonra sorun senden olmasa bile düzeltmeye çabalıyor veya derdini platforma veya servis yöneticilerine bildirip oyalamaya çalışıyorsun.
Bunlar da insanı geriyor.

Çok farklı ihtiyaçlar için çok fazla teknoloji var. Türkiye ve yurt dışı trendleri hep farklı. Her teknolojiye gerçekten ayak uydurma süresi gerçekten fazla. Üstüne sürekli yeni teknoloji ve her teknolojinin uzantıları çıkıyor. Hem yazılımcılar hem yöneticiler için İnanılmaz bir kafa karışıklığı söz konusu. O yüzden çok kullanılan stacklar tercih edilmeye çalışılsa da bazı yeni gelişmeler (Rust, . net-6 veya deno gibi) göz ardı edilemeyecek kadar değerli.

- Fullstack olmanı bekliyorlar yani hem web ön yüzü (görünen web sayfası) hem de arka yüzü (asp. net ve veritabanı (sql)). Aslında ikisi çok farklı uzmanlık alanları. Her birinde uzmanlaşmak uzun zaman alıyor. Daha veri tabanı prosedürlerinden bahsetmiyorum bile.
Bir de bu işi yapanlara mobil programlamayı da kitlemeye çalışıyorlar hepten çıldırıyor insan. Mobil apayrı uzmanlık alanı.
- En çok yapılan iş kurumlar için CRM, ERP ve muhasebe yazılımları yapmak. Yapımı çok bilinen stacklarla yapılabiliyor. Piyasada o kadar çok var ki. Birçoğu da yazılım hatalarıyla dolu. Düzelteni de yok.
-*** Oyun ayrı mesele. Oyun yapacaksan sanatçı olmalısın. Bir şeyleri eğlenceli yapmakta ne kadar iyisin? Hikaye, oyunlaştırma, çizim, fotoğrafçılık ve müzik yeteneklerin olması gerekiyor. 2d, 3d, shader, texture, map tasarımları daha çok önem taşıyor. Programlama daha sonra geliyor. Eskiden olsa asm/c/c++ ile "game engine" yapmak gerekirdi. Şimdi çok iyi oyun motorları olsa da yine, Türkiye haricindeki, bazı şirketler kendi oyun motorlarını geliştiriyorlar. Bu yüzden dünyanın en zor programlama dillerinden biri olan C++ dilini öğrenmek şart. C++ ne kadar önemli olduğunu anlatmaya kelimeler yetmez. Yanında C#, Java, Javascript, cmake, glsl, hlsl, unreal-blueprint gibi diğer araçları da eklemelisin.
Eğer oyun konuda ciddiysen. Programlama dili bilmenin yanında ciddi matematik, fizik bilgisi gerekir. Akademik yazıları rahatlıkla okuyabilmelisin. Uzay oyunu yapacaksan gezegene girerken atmosferdeki renk değişimini shader üzerine yazabilmek için oturup fizik çalışmalarını incelemen gerekir (ben yapıyorum).
Tabi psikoloji, müzik, hikaye, film, dizi, edebiyat vb. kültürü olmadan olmaz. Oyuncu senin arkada yaptığın çalışmalara beş para vermez. Oyuncu senin ona ne sunabildiğine bakar, eğlenmek için gelmiştir oraya ve hata istemez. Anlık FPS düşüşü görmek istemez. Bazen kandırılmak da ister. Ödüllendirilip beynindeki dopamininin fırlamasını ister. Aksiyon ve şaşırmak ister.
- IT uzmanlığını dene derim. Ben bir ara yaptım. Ulan ne anı biriktirdim be. Pentest, networking vb. işler yapılıyor. Bash, batch ve powershell ile script yazmak zorunda kalabiliyorsun. Hatta bir keresinde c#-winform ile yetkilendirme için küçük bir araç geliştirmiştim ve çok işlerine yaradı. Nispeten rahat bir iş. Sadece her gün kontrollerini yap ve çalışanlara karşı katı ol. Kötü adam olsan da şirket içinde nerelere erişilmeye çalışıldığını bilsen şaşarsın. Sonra kabahat senin başına patlar.
Şahsen IT de benim yaptığım işler kadınlara göre değildi. Donanımla da çok ilgilendim. Çok pis işlerdi.

Karşılığını Türkiye'de alamazsın. Maalesef yeterli para vermiyorlar. Bu kadar uğraşa rağmen alacağın maaş asgari ücretten hallice oluyor. Yazılımın belli bir kolunda uzmanlaşmak diye bir şey yok. Seni işe aldıklarında HTML/CSS/Javascript ile web sayfası yapmanı beklerken bir yandan da mikroişlemcilerde firmware geliştirmeni bekliyorlar.
Yurt dışında da Hintliler ve Çinliler bu işte çok sayıda olduklarından ücretlerin düşmesine sebep oldular. Avrupa'da yazılımcı hayalleri bu dönemde biraz söndü. Amerika iliğini sömürür diyorlar o yüzden düşünmedim bile.

KPSS hazırlığına başladım. Herhangi bir memuriyet, ne olursa... Önceden kendim yazılımdan para kazanabilmiştim. Sonra kendim ekstra iş olarak yaparım. Tasarım yapmayı seviyorum, stresi de alıyor.

Uzun senelerdir yazılım geliştiriciliği yapıyorum. Matematik ve fizik bilinmeli deniliyor, hayır efendim yazılımcı olmak için matematik ve fiziği bilmek gerekmiyor. İnsanlar sanıyor ki yazılımcı olunca matematik soruları çözeceğiz, fizik deneyleri yapacağız. Yok böyle bir şey. Kod yazıyorsun, ne matematiği, ne fiziği. Pratik zeka gerekiyor, bu da algoritmalara yansıyor. Şu denilirse eğer, matematikçi ve fizikçi zekası lazım denilirse buna kabulüm ama bunları bilmek gerekmiyor. Demem o ki yazılımcıların normal insanlardan bir tık farklı düşünmesi gerekiyor.

En önemlisi İngilizce, çünkü yazılım dediğimiz yani yazılım dillerinin hepsi istisnasız bir şekilde İngilizce üzerine programlanmıştır, yani matematiksel operatörler haricinde her şey İngilizce kelimelerdir çünkü İngilizce dünya dilidr. Matematiksel operatör derken de matematik bilmek değil, sonuçları toplamak için artı işareti, bölmek işareti koda bölme işareti koymak gibi.

Udemy üzerinden uygun fiyata kurslar alıp kendini geliştirebilirsin (30 TL gibi) ve gerek kurs olsun, gerekse de ders olsun işlenilen tüm kodları kendin geliştirmen lazım. Sana biri basit bir stok işlemi öğrettiyse sen onu geliştirip depolar arası rezervasyonlu stok işlemi haline geliştirmen lazım, yani sen kendi zihninden ne kadar kod yazarsan o kadar yazılımcı olursun. Hocan sana basit bir hesap makinesi mi yapmayı öğretti, sen onu sonradan daha komplike işlemler yapan bir hesap makinesi haline getirmen gibi.

Ve Google'ı iyi kullanmayı da öğrenmek lazım. Hiçbir zaman her şeyi bilemeyiz ama her şeyin cevabı internette, özellikle de yabancı kaynaklarda mevcut.

Sayısal derslere biraz yatkınsan gerisi kendini geliştirmene bakıyor. Ben çalışkan bir öğrenci değildim. Bilgisayar mühendisliğine kıyasla yarı puanlı bir bölüme girdim. Yarı puanla girdim dediğime bakma ders içeriği aynı. Zaten üni iyi kötü bitiyor asıl olay sonrası. Bölümün sana öğrettiklerinden daha fazlasını istiyor sektör senden. Ben biraz kendimi geliştirdim. Biraz bu işe yatkınlığımın da olduğunu düşünüyorum. İstediğim şirkette 1 yıldır çalışıyorum. Kendini geliştirmedeki kilit nokta biraz keyif alabilmen ve emek vermende yatıyor, gerisi kolay. İlla kamuda çalışacağım dersen bölüm adı önem kazanabilir. Özel sektör dersen ki asıl iş imkanları burada, şirketler mülakat yapar, teknik ve şahsi yetkinliklerine bakar. Çalışma alanı olarak bankacılık, savunma sanayi ve telekominikasyon sektöründe bol bol iş imkanı bulabilirsin. Bölüm arkadaşlarımın çoğu da bilinen firmalarda işe girdiler. İş imkanı diğer sektörlere göre daha iyimser diyebilirim. Aklıma gelenler bunlar, sormak istediğin bir şey olursa cevaplamaya çalışırım.

hevesin varsa git peşini bırakma ama benim gibi dışlanırsan herşeyden kendini soyutlarsın ya da benim mallığımdı bilmiyorum hşfklşhgf sınıf çevren iyi değilse çekilmiyor

Bende istiyorum 😊👍 ama iyi bir üni olması lazım zor değil her türlü alanda bilgi sahibi olursun hem