Hepinize merhaba! Hepimiz hayatımızın büyük bir bölümünü eğitimle geçiririz. Fakat bu süreçte kimimizin neşeli kimimizin kötü anıları olmuştur. Ama asosyal ya da içine kapanık kişiler eğitim hayatları boyunca bazı can sıkıcı durumlarla çok daha fazla karşı karşıya kalmıştır. Birazdan aşağıda okuyacağınız 5 durum içine kapanık bir öğrenciye adeta “Freddy’nin Kabusları” niteliğinde gelecektir.
1-) Öğretmenin “Listeden seçiyorum” dediği an
Bütün sınıf amansız bir sessizliğe bürünür. O kudretli korku sınıftaki her öğrenciye buz gibi soğukluğunu hissettirir. Tıpkı bir rus ruleti gibidir. Herkes kurtulamayacaktır... Listenin en başı ve sonundaki öğrenci için durum biraz parlaktır, sınıfın çalışkan öğrencileri içinse her şey yolundadır. Ama geriye kalanlar kaderin seçimine boyun eğmek zorunda kalmışlardır.
2-) Tahtaya çıkmak zorunda kaldığın an
Liste seçiminde kader sizi affetmediyse sırada ki evre tahtaya çıkmak ve öğretmenin size söylediği soruyu ya da tahtada yazan soruyu cevaplamaktır. Tahtaya çıkıp sınıf arkadaşlarınıza ve öğretmeninize bakarsınız. Sınıf, bir kişinin daha potaya girmesi ve seçilecek öğrenci kotasının dolmasıyla bir nebze rahatlamıştır. Saniyeler içinde ağzınız kurur, nefes alışverişiniz hızlanır. Sorunun cevabını biliyor dahi olsanızda o anki heyecandan saçmalayabilir ve başarısızlıkla yerinize oturabilirsiniz. Burada sizi kurtaracak şey kriz yönetiminizdir.
3-) Okulun ilk günü olmazsa olmaz tanışma anı
Bu öğretmenin listeden seçmesi gibi şans işi değildir, bunu istisnasız her öğrenci tadacaktır. Öğretmen tek tek en ön sıradan sorular sormaya başlar ve öğrencilerden kendilerini tanıtmasını ister. Sıra sana gelene kadar kafanda kuracağın cümleleri hazırlamaya başlarsın. Derin nefes alır ve bunu sorunsuz yapabileceğine kendini inandırırsın. Tabi annen baban ne iş yapıyor tarzı sorular soran bir öğretmen varsa bu gerilim iki kat artar. Birde tahtaya çıkıp kendini tanıtmanı istiyorsa Tanrı yardımcın olsun...
4-) Ve meşhur sözlüler
Bu sefer işin ucunda alacağınız bir not vardır. Öğretmenin sizi seçmemesini, seçerse de sorunun çalıştığınız yerden gelmesi için dua edersiniz. Sizden önce seçilenlere bakarsınız. Çalışkanlar rahatlıkla soruları cevaplamış ve 100 alarak yerlerine oturmuşlar ama bilemeyenler hem düşük almış gelde fırça yemiştir. İkisinden birini yaşayacaksınızdır, ortası yoktur. Özellikle sözlüyü yapan öğretmen Hababam Sınıfı’ndaki “Külyutmaz” gibi bir karaktere sahipse işiniz epey zor...
5-) Bölüm sonu canavarı: Sunum
En büyük kabusu en sona koydum. İşte bu diğer dört durumun verdiği stres ve endişenin toplamına eşit, belki de daha fazla... Öğretmen iki hafta belki bir ay sonrasına bir sunum ödevi vermiştir. Başlarda çok üzerinde durmazsın, nasıl olsa zaman vardır. Ama son 3-4 gün kala o stres bir anda tavan yapar. “Ya kekelersem, ya sunumu unutursam?” diye düşünmeye başlarsın. Sunumu evde günler boyu tekrar edersin, karşında birileri varmış gibi bir ciddiyetle yaparsın. Ama sınıf ortamında işler farklı olabilir diye de düşünmeye başlarsın. Netice de beyaz yakalılar bile sunum yaparken zaman zaman geriliyorsa seninde gerilmen çok doğaldır.