20. Yüzyılın En Büyük Gizemi: Dyatlov Geçidi Vakası

bunalımadam

Tarihte gizemi çözülemeyen pek çok vaka var hepimizin bildiği gibi. Gerek teknolojik imkansızlıklar, gerek devletlerin şimdiye göre çok daha tutucu olmaları gerekse de insanların dini veya batıl inançları sebebiyle pek çok gizem çözülemeden kalmıştır. Fakat günümüzden çok da uzakta olmayan bir zaman diliminde yani, tarihler tam olarak 1959 yılını gösterdiğinde bu gizemlere bir yenisi ve belki de en çok merak edileni eklendi: Dyatlov Geçidi Vakası. Aslında sitede bununla ilgili Benceler mevcut ancak son zamanlarda elde edilen bulgularla beraber hafızamızı tazelemek, bilmeyenler varsa böyle bir olaydan haberdar olmasını sağlamak iyi olur diye düşündüm.

Igor Dyatlov ve ekibi
Igor Dyatlov ve ekibi

Olayın gelişimi

20. Yüzyılın En Büyük Gizemi: Dyatlov Geçidi Vakası

Görselde görülen tam 10 kişi, bu insanlardan biri dışında hepsi üniversiteden arkadaş, Ural Dağlarına tırmanış için plan yapıyorlar. Nihayet uygulama vakti geldiğinde tüm hazırlıklar tamamlanıyor ve grup yolculuğuna başlıyor. Ancak yolculuğa başlamadan önce, Yuri Yudin ( görselde sağ alt köşede) rahatsızlanıyor ve ayağını burkup gelemiyor böylece grup, 9 kişi olarak yolculuğuna başlıyor.

Grup normal şartlarda, belirli bir tarihte bir istasyondan merkeze telgraf çekmesi gerekiyordu. Fakat belirtilen tarihte telgraf gelmedi. 8 günlük bekleyişin ardından arama kurtarma çalışmaları başladı. İşte işin esas sıkıntılı kısmı burada başlıyor çünkü bulunanlar son derece rahatsız ediciydi.

İlk kayıpların bulunması ve rahatsız edici detaylar

6 gün sonra bulunan ilk şey, grubun kamp yaptığı çadırıydı. Fakat çadır tamamen harap olmuş ve tespit edilen bulgulara göre içeriden kesici bir aletle yırtılarak açılmıştı.

Sibirya'da, Ural Dağlarındaki havanın ne kadar soğuk olduğunu ve

sizin olabileceğiniz tek sıcak yeri, içeriden yırtarak dışarı çıktığınızı düşünün. Acaba sizi böyle yapmaya iten ne olabilirdi?

Çadırın bulunmasından kısa bir süre sonra izleri takip eden araştırmacılar, ormanlık alanda sedir ağacının altında, çoktan sönmüş bir ateşin yanında 2 kişinin ( Rusça isimler ve çok fazla kişi olmasından dolayı isimlere fazla değinmiyorum.) cesedini buldular. Daha sonra bu kişiler ve çadır arasında belirli aralıklarla grup lideri Igor Dyatlov dahil 3 kişinin daha cesedine ulaşıldı. Bu kişilerin de çadıra tekrar dönmeye çalışırken donduklarını gösteriyor. Şimdi bu cesetlerdeki ilginçliklere bakalım.

1- Ateş yakmak için alınan dallar, sedir ağacının tepesinden alınmıştı. Peki ağacın tepesine neden çıktılar ve oradaki dalların ıslak olduğu belliydi, neden oradaki dalları kullanmak istediler?

2- Ateş başında bulunan cesetlerin yalnızca iç çamaşırları ve çorapları vardı üstlerinde. O soğukta yalnızca iç çamaşırlarıyla çıkmak da ne demek?

Grubun çekilmiş son fotoğraflarından biri
Grubun çekilmiş son fotoğraflarından biri

Bu iki soruya verilen bazı mantıklı cevaplar var. İlk soruya verilen kısmi cevap, ağaca bir şeyleri gözetlemek için çıktıkları ama elbette bu ıslak dallar konusunu açıklamıyor. İkinci soruya verilen cevap ise, uyku anında ya da uyumak üzereyken, başlarına bir şey gelip çadırdan kaçtıklarını gösteriyor. Çünkü uyku tulumunun içinde sıcaklık sebebiyle böyle yatılması, sıcaklığı korumak için önemliymiş.

Geri kalanların bulunması ve şok edici detaylar

Grubun son kamp yaparken kullandığı çadır
Grubun son kamp yaparken kullandığı çadır

Diğer cesetler ilk bulunanlardan 2 ay sonra daha farklı bir yerde bulundu. İlk grupta ölenlerin ölüm sebepleri hipotermi yani soğuktan donarak ölmeydi ki bu da o soğukta normal bir sonuçtu bir anormallik yoktu. Diğer 4 kişi daha iyi giyimliydiler fakat ölüm şekilleri çok korkunçtu. Kaburga kemiklerinde olan kırıklar ve çatlaklar, kafatası kırıkları (uzmanlara göre bunlar ancak bir araba kazasına eşdeğer nitelikte şiddetle olabilecek şeyler), hatta ve hatta bir cesedin dili, gözleri ve dudakları (Ben bunu vahşi bir hayvanın yemesine bağlıyorum) yok olmuştu. Cesetlerin kıyafetlerindeki yapılan araştırmalarda ise yoğun miktarda radyoaktif madde tespit edildi.

Teoriler

Bu olayla ilgili birçok teori ortaya atıldı. Uzaylılardan tutun da bölgede yaşayan Mansi yerlilerine kadar onlarca tahmin var. Ama içlerinde en makul olan 2 tanesi benim dikkatimi çekti.

Sovyet füzeleri
Sovyet füzeleri

Bunlardan ilki, o zamanlar Sovyetler Birliği'nin bir nükleer araştırma bölgesine, bu gençlerin tesadüfen girmesi veya özellikle sokulmasıdır. Sovyetlerin o yıllarda sık sık füze denemeleri yaptığı biliniyor bu bölgelerde ve görgü tanıklarına göre o gecelerde bu durum sıklıkla tekrarlanıyor, gökyüzünde anlamsız cisimler görülebiliyormuş. Ortaya çıkması istenmeyen bir gerçeğe tanık olmuş veya kasıtlı olarak bir deneye alet edilmiş olabilirler.

Bu kadar büyük olmasa da daha ufak bir çığ paniğe sebep olmuş olabilir
Bu kadar büyük olmasa da daha ufak bir çığ paniğe sebep olmuş olabilir

İkinci teori ise, çığ düşmesi. Her ne kadar çığ için çok uygun bir yerde olmasalar da eğer üstlerine bir çığ düşmüşse, bu durum çadırdaki bazı kişilerin kırıklarını açıklayabilir. O anki panikle çadırı kaçarcasına terk etmiş olabilirler. Radyoaktif madde miktarının ise makul düzeyde olduğu, bu teoriyi destekleyenlerce iddia ediliyor. Ama karanlıkta kalan noktalar var bu teoride. Grupta 2 fotoğraf makinesi bulundu oysaki gruptaki 4 kişinin fotoğraf makinesine sahip olduğu biliniyordu, onlar asla açığa çıkmadı.

En yeni bulgular

Semyon Alexandrovich Zolotaryov
Semyon Alexandrovich Zolotaryov

Hatırlarsanız yazımın en başında grupta bir kişi hariç herkesin aynı yaş grubunda arkadaş olduğunu söylemiştim. İşte son bulgular o diğer kişi ile ilgili. Bu adam gruba en son dahil olmuş ve adını da gruptakilere yalan söylemiş. Hatta ek bilgi vereyim; bu adam, aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı gazisi ve kendi biyografisinde de adı dahil birçok şeyi resmi belgelere göre yalan yanlış yazmış. Adamın mezarı da gruptakilerden çok bambaşka bir yere gömülmüş. Hatta bu adamın nereye gömüldüğü ile ilgili resmi bir belge de yok. Sadece mezarında oraya gömülü olduğu biliniyor o kadar.

Bu adam acaba Rus Gizli Servisi'nin bir elemanı mıydı? Yoksa aslında bahsettiği kişi değil miydi?

20. Yüzyılın En Büyük Gizemi: Dyatlov Geçidi Vakası

Bu gibi soruların merak edilmesi üzerine fotoğraftaki bu kişinin mezarı açıldı geçtiğimiz aylarda ve akrabalarından da DNA örnekleri alındı. İlk olarak özel bir laboratuvar testleri yaptı ve sonuçlara göre gömülen kişi ile akrabalarının arasında herhangi bir akrabalık ilişkisi tespit edilemedi! Sonuçların çok kısa sürede çıkması ve bu merkezin bu tip bir testi yapmaya yetkin olmadığı söylentileri üzerine, Rus Adli Tıp İncelemeleri Merkezi tekrar bir test uyguladı ve bu sefer yüzde 99 oranında akrabalık bağı tespit edildi.

Zolotaryov'un oğlunun tek fotoğrafı
Zolotaryov'un oğlunun tek fotoğrafı

Ancak, esas ilginç kısım şimdi geliyor, bu adamın bir çocuğu ve bir erkek kardeşi var. Çocuk olaydan sonra birileri tarafından Almanya'ya gönderiliyor ve kesinlikle izine ulaşılamıyor. Erkek kardeşi ise İkinci Dünya Savaşı'na katılan ve kaybolan biri. Yatan cesedin erkek kardeşine mi yoksa kendine mi ait olduğu belirlenemedi çünkü DNA örnekleri bu iki kişinin yeğenlerinden alınmıştı. Eğer çocuk bulunursa belki de soruşturma çok bambaşka yönlere gidecek, bunu da ilerleyen zamanlarda göreceğiz.

Biraz uzun bir Bence oldu farkındayım ama umarım ilginizi çekmiştir, okuduğunuz için teşekkür ederim.

20. Yüzyılın En Büyük Gizemi: Dyatlov Geçidi Vakası
42 Cevap