Hepimizin şikayetçi olduğu, paramız yok ki düdüğümüz ötsün dediği devirlerin en parlak dönemini yaşıyoruz şu günlerde. Söz konusu maneviyat olunca mangalda kül bırakmayan biz, söz konusu para olunca tanınamayacak kimliklere bürünebiliyoruz. İlişkilerde "para, nam" derdini/ şansını biraz irdelemek istedim.
Zengin bir eş klas bir insan olma yolunda merdiven değil, hızlı asansördür!

Çalışarak kim hayallerdeki hayata sahip olmuş ki? 2010'lu yıllar için konuşuyorum özellikle. Özellikle özel sektörün herkese benden asgari ücret tavrı, devlette çalışmanın gün geçtikçe zorlaşması, dünyadaki ekonomi, göç ve yönetim dengesinin sürekli değişmesi ister istemez iş hayatına da büyük ölçüde değişime yol açtı. Öyle ki hiçbir mesleği olmayan, çalışmayan insanlar sırf çok popüler oldukları için zengin olabiliyorlar; çok çalışan bir insan en fazla ev ve araba alabiliyorken! Çok çalışan değil, stratejik hareket edenin para kazandığı zamanlar modern zamanlar...
Bu noktada kimse çalışarak hayalindeki hayata kavuşamayacağını biliyor belki de.
Sıradan bir insanın aklına gelebilecek en basit yöntem evlilik yoluyla zengin olmak. Neden olmasın? Sonuçta o da bir strateji değil mi? E gelsin villa partileri, yurt dışı gezileri ve daha birçok olanak.
Kimseyi çekmek zorunda değilsin!

3-5 kuruş fazla para için sohbetini ya da karakterini sevmediğin insanların yanında olmak kadar acı bir durum var mıdır bilemiyorum. Ancak para iyi bir çevreyi de beraberinde getirebilir pekala. Öncelikle sana konuşma hakkını verir para. İnsanlara daha eleştirel yaklaşma hakkını da verir. Siz bu hakka sahip olmak istemeseniz de verir! Çünkü insanlar neden sizin gibi bir hayata sahip olamadıklarını sıkça soracaklardır size, bir şekilde eleştirmenizi bekleyeceklerdir. İlginç değil mi? Ama öyle...
Başkasının hayalini yaşıyor olma isteği ne şahanedir!

Son olarak, kimse söylemese de insanlarda başkalarının özendiği hayatı yaşama dürtüsü çok büyüktür. Ancak dil başka söyler ister istemez. Herkes, yakışıklı/güzel, çalışkan, mükemmele yakın bir eş ile rüya bir hayata sahip olmayı, çocuklarını en iyi yabancı okullarda okutmayı ister, en iyi dereceleri kendi çocuklarının almasını diler, arkadaşları bir alıyorsa onlara fark atıp on almak ister. Sorsanız bunları kaç kişi kabul eder? Gülümsediniz, evet çoğu zaman inkar edilir ve daha iyisi senin olsun diye geçiştirilir. Yoksa intagram, facebook gibi pek çok sosyal medya hesabına bin bir özenle koyduğumuz aşmış hayatlar temalı bol fotoshoplu resimler niyetimiz hakkında bir ipucu değil mi? Ya da padişah, prenses temalı düğünlerimiz... Herkes akşam sofraya oturulduğunda hakkında imrenilerek konuşulan kişi olmak istiyor, özetle herkes özne olmak istiyor, kimse nesne olmak istemiyor.
Sevgilerimle
Aşk İlişkileri
Yeni Yıl
Gündem
Cinsel Yaşam
Güzellik & Bakım
Alışveriş & Hediyeler
Kızlar Bir Adım Öne
Tatil & Seyahat
Arabalar
Astroloji & Burçlar
Eğitim & Kariyer
Gamer
Moda & Stil
Spor
Evcil Hayvanlar
Müzik & Etkinlik
Kültür & Sanat
Para & Ekonomi
Magazin
Diziler & Filmler
Cilt Bakım
Kişilik & Karakter
Saç Bakım
Çocuk & Ebeveyn
Yeme & İçme
İnternet & Teknoloji
Ev & Yaşam
Özel Günler & Hijyen
Kahve & Keyif
Aile & Toplum
Diyet & Beslenme
Sağlık
Diğer
En İyi Cevaplar