Ne zaman bir umuda sarılsam, her şeyi kökünden değiştirebilecekmişim gibi bir güç bulurum kendimde. Umut etmekten yorgun düşmeyişim bu yüzden belki de. Düzelemeyecek, üstesinden gelinemeyecek, yoluna giremeyecek hiçbir şey yokmuş gibi gelir çoğu zaman. Oysa bilirim. Gerçeği görürüm de, görmezden gelirim.
Hani, çalışmayan kumandanın pillerini çıkarıp yeniden taktığında birkaç kanal daha değiştirebilirsin ya. Ya da birkaç kez daha kısıp açabilirsin televizyonun sesini. Sonra kumanda veryansın etmeye başlar. "Değiştir ulan artık şu pilleri".
Mucize Yaratmaya Çalışmak
Dünyanın en zor işini yaparak, bir mucizeyi gerçekleştirmeye çalışıyoruz aslında. Tanımlaması her ne olursa olsun, o anki yoğun duygular ile sonu belli olmayan bir birlikteliğe soyunuyoruz. Kimine göre aşk oluyor bunun adı, kimine göre sevgi. Kimi tutku diyor adına, kimisi heyecan.
Düşünsenize. Hayatınıza çat kapı biri giriyor. Ne olduğunu nasıl olduğunu anlamadığınız bir şekilde. Zaman sonra birlikte olmaya karar veriyorsunuz. Hayatın kalanını bir arada geçirmek, yaşamın her anını paylaşmak adına. Oysa her şeyiniz birbirinden farklı.
Bir kadın ve bir erkek? Bir arada sonsuz mutlulukla? Sorunsuz? Kavgasız gürültüsüz? Darılıp gücenmeden? Beklemeden, bekletilmeden?
İyi de nasıl yürüyecek bu ilişki? Farklı yapılarda iki insan aynı çatı altında nasıl? Zevkleriniz, renkleriniz, beklentileriniz, bakış açılarınız, kültürleriniz, olurlarınız, olmazsa olmazlarınız, oluruna bıraktıklarınız, susamanız acıkmanız, gülmeniz ağlamanız, sevdikleriniz sevmedikleriniz, kızdıklarınız güldükleriniz, giyiminiz kuşamınız, tatlarınız damak zevkleriniz, idealleriniz. Farklısınız işte. Her şeyinizle farklısınız. Öyleyse gerçekleşmesi mucizelere bağlı bir birliktelik değil mi bu?
Bazen Ektiğini Biçemezsin
Bir tohum ekiyorsun toprağa. Can suyunu veriyorsun sonra. Gübresini, ilacını da ihmal etmiyorsun elbette. Yemesin börtü böcek. Tohum filizleniyor zaman sonra. Yağmurla ıslanıp rüzgarla sallanıp güneşle kurulanıyor zaman zaman. Keyifle izliyorsun büyüyüp gelişmesini. Ayrık otlarından kurtarıyorsun çapalayarak. Köklerinin hava almasını da sağlıyorsun böylece. Yağmur olmadığı zamanlarda ellerinle suluyorsun. Çiçeklendikçe, çiçek gibi açıyor yüzündeki gülümseme. Hatta konuşuyorsun onunla. Çoğu zaman da kendinle. "Tamam" diyorsun. "Oldu bu iş. Becerdim". Minnettar bir ifadeyle kaldırıyorsun başını göğe. Şükrediyorsun yaratana.
Haftalar sonra o çiçekler meyve olmaya başlıyor. İlk meyveyi gördüğün an önce şaşkın bir ifade kaplıyor yüzünü. Yemyeşil sivri biberlere bakarken düşüyor suratın. Ve ilk soruyu soruyorsun kendine. "Nasıl olur? Ne ekersem onu biçerdim hani? Domates ektim ben.
Hayır. Biber tohumuydu ektiğin. Yanılgın, o tohumun domates olduğunu düşünmen.
Ne Yaparsan Yap Olmuyorsa Zorlamamak Gerek
Çok geçmeden. Gecikmeden. Yıllar sonra "artık çok geç" dememek adına. Kaybolan zamanın, kayıplarına dahasını eklememek adına. Geri dönüşün imkansızlığı sarmadan hayatını. Sevginden ve O'nun sevgisinden ne denli emin olursan ol, sen de çok iyi biliyorsun ki, sadece sevgi yetmiyor mutlu olmaya. Ne denli çaba gösterirseniz gösterin, mutlu olmak adına ne yaparsanız yapın, ortak bir yaşam çıkarmayı beceremediğiniz sürece yürümeyecek. Çünkü hiçbir zaman birbiriniz için doğru eş değildiniz. Olamayacaksınız. Girdiğiniz yol, her ne kadar aksini savunursanız savunun, sizin yolunuz değil. Olmadı.
Evet. Olması için zorlayacak, hatta seni sen yapan çoğu özelliklerinden tavizler veriyor bir halde bulacaksın kendini. Olmazsa olmazlarının, olabilir hale geldiğini göreceksin hayretler içinde. Ne ve kim uğruna fedakarlıklar yaptığını düşündüğünde, rahatlatacaksın vicdanını. Kendinden emin bir şekilde konuşacaksın yine kendinle. "Aşkım için yapıyorum. Buna değer" diyeceksin koskocaman bir sahnenin loş ışıkları altında, şimdiye dek olmadığın bir sen olarak, baş rolü üstlenmiş bulduğunda kendini.
Oynadığın bu role öyle bir kaptıracaksın ki kendini, bir an gelip de avuçlarını açarak baktığında ellerine, koca bir hiç ile göz göze geleceksin. Ve diyeceksin ki;
Ya bir gün "neden ağlıyorsun" diye sorarsa kızım.
En İyi Cevaplar