“Seven hissettirir” sözü hepimizin kulağına tanıdık gelir. Ama gerçekten seven herkes sevgisini hissettirebilir mi?

Öncelikle şunu belirtmek isterim; bu soruyu sadece “aşk ilişkileri” üzerinden düşünmeyelim. Sevgi eksikliği sadece romantik ilişkilerde değil, ailede, arkadaşlıklarda hatta sosyal çevremizde bile karşımıza çıkabilir. Sevgi, hayatın her alanında ihtiyaç duyduğumuz bir şeydir. Bence bu, sevgi eksikliği kadar sevgi gösterme biçimiyle de ilgili. Bazı insanlar sevgiyi kelimelerle ifade eder, bazıları dokunuşla, bazıları ise fedakarlık yaparak ya da küçük jestlerle… Kimisi içinde sevgi taşısa da bunu ifade etmekte zorlanır. Belki çocukluğunda sevgiyi hiç doğru düzgün görmemiştir, belki de duygularını dışa vurmayı zayıflık sanıyordur.
Peki sizce, sevdiği halde sevgisini gösteremeyen biri gerçekten seviyor mudur? Yoksa sevgi, ifade edilmediğinde anlamını yitirir mi?

Hayatta herkes sevgiyi aynı şekilde öğrenmez. Bazılarımız sevginin ne olduğunu ailesinden öğrenir, bazıları ise sevgisiz büyür. Mesela ben, babamdan ne sevgi gördüm ne destek ne de sahiplenildiğimi hissettim. Bu eksikliği tarif etmek zor, ama içinde büyüyüp sessizce taşımayı öğreniyorsun. İnsanın içini sızlatıyor elbette. Bir kız için babasından sevgi ve destek görememek, tarif edilmesi zor bir eksikliktir. Bu duyguyu gerçekten yaşayan bilir. İçten içe bir boşluk bırakır ama bu, sevemeyeceğimiz ya da sevgiyi hak etmediğimiz anlamına gelmez
Çünkü bazen sevgi, yokluğunda öğreniliyor. Sevilmediğinde, nasıl sevilmesi gerektiğini daha iyi anlıyorsun. O yüzden sevgisini gösteremeyen biri illa ki sevmiyor diyemem. Belki de o da bir yerlerde sevgiyi arıyor ama nasıl göstereceğini bilmiyor.
Sevilmeden büyüyen biri gerçek sevgiyi yaşayabilir mi? Yoksa içimizde görmediğimiz bir duyguyu yaşatmak mümkün mü?

Ben kesinlikle sevginin içte kalınca bir anlamı olmadığını düşünüyorum. İnsan sevdiğini göstermeli ki karşısındaki bunu hissedebilsin. Elbette herkesin sevgiyi gösterme şekli farklıdır ama önemli olan, bunun farkında olup çaba göstermektir. Çünkü kimse sadece “içinde sevildiğini” bilerek mutlu olamaz.
Az önce bahsettiğim gibi, ailede yaşanan sevgi eksikliği, ilgi görmeden büyümek ya da duygularını bastırarak yaşamak... Tüm bunlar insanın sevgisini ifade etme becerisini etkileyebilir. Yine de, bu bir bahane olmamalı. Özellikle ilişkilerde bu durum ciddi sorunlara yol açabilir. Çünkü zamanla bir taraf kendini yalnız, değersiz ya da anlaşılmamış hissedebilir.
Bence çözüm, duyguları açıkça konuşabilmekte yatıyor. “Ben böyleyim” diyerek susmak yerine, “Böyleyim ama öğrenmek istiyorum” diyebilmek çok şey değiştirir. Empati kurmak, karşımızdakinin sevgi dilini anlamaya çalışmak, sevginin sadece his değil, eylem olduğunu kabul etmek gerek.
Ve son olarak, ilk bencemle şunu söylemek istiyorum: Sevgiyi yaşamak, göstermek, hissettirmek… Bunlar öğrenilebilen şeyler. Yeter ki gerçekten sevmeyi isteyelim. Çünkü sevgi, tek başına kalpte yaşandığında değil, iki kalp arasında paylaşıldığında büyür.
İlk bencemdi, dilim sürçtüyse kalbime bakın.. Okuyan herkese teşekkür ederim, umarım bir yerlerde birine dokunmuştur.
Aşk İlişkileri
Yeni Yıl
Gündem
Cinsel Yaşam
Güzellik & Bakım
Alışveriş & Hediyeler
Kızlar Bir Adım Öne
Tatil & Seyahat
Arabalar
Astroloji & Burçlar
Eğitim & Kariyer
Gamer
Moda & Stil
Spor
Evcil Hayvanlar
Müzik & Etkinlik
Kültür & Sanat
Para & Ekonomi
Magazin
Diziler & Filmler
Cilt Bakım
Kişilik & Karakter
Saç Bakım
Çocuk & Ebeveyn
Yeme & İçme
İnternet & Teknoloji
Ev & Yaşam
Özel Günler & Hijyen
Kahve & Keyif
Aile & Toplum
Diyet & Beslenme
Sağlık
Diğer