Ormanlar akciğerlerimizdir! Çocuğunuzun yüreğinde ağaç & orman sevgisi yeşertmek için ne yapacaksınız?Ağaç kadar güzel bir şey var mı yahu? Güneşten piştiğin bir anda karşına çıkan bir ağaçla şükür nidaları atabiliyorsun, gölgesine geçip keyifle kitap okuyabiliyorsun, kuytusunda uyumanın hazzını yaşıyorsun, dalına hamak kurup sallanabiliyorsun, altın değerindeki kağıtlarımız defter ve kitaplarımız da onların ellerinden öpüyor. Yeşili seven doğayı koruyan çocuk yetiştirmek önemli. 🌲🌴🌳🌷👼
Ormanlar akciğerlerimizdir! Çocukların yüreğinde ağaç & orman sevgisi yeşertmek için ne yapılabilir?
Selamlar, bu konuda düşüncelerinize sonuna kadar katılıyorum. Gerçekten çok güzel ifade etmişsiniz. Ağaç ile insanın etkileşimi çok eskilere dayanır. İnsanın ağaç ile inanılmaz bir bağı vardır. Aydın Gün’ün “Telli Kavak” şiiri bunu çok güzel anlatır. Bu bağ eskiden çok daha kuvvetliydi. Ne yazık ki artık giderek zayıflamaya başladı.
“Tohumlar Fidana, Fidanlar Ağaca” diye bildiğimiz “Yurdumda” şarkısı da özelikle bizim kuşağı ağaç sevgisi konusunda oldukça etkilemiştir. Bununla birlikte TEMA’nın çok düzenli bir şekilde uzun yıllar topluma ağaç sevgisi aşılaması toplum genelinde müthiş bir farkındalık sağlamıştır.
Tüm bunların yanında toplumda ağaç algısı giderek yanlış bir tarafa doğru evrildiğini üzülerek belirtmek durumundayım. Bunun temelinde bizlerin dünyaya sayısal değerler üzerinden bakış açısı yer alıyor. Örneğin bir ormanı yok ederek 10 bin ağaç kestiğinde karşılığında 20 bin ağaç dikilmesinin doğaya faydalı bir durum olduğu algısı var. Halbuki o 10 bin ağaçlık orman kesildiğinde yok olan çok daha fazlasıdır. Ağaçlar muhteşem bir ekosistemin sadece görünen yüzüdür. Aslında orada yok olan yüzlerce canlı türüdür. Ayrıca o ormanın ortadan kalkması bölge ekosistemine hatta bölgenin yağış rejimine nasıl etkisi olduğunu daha bilmiyoruz bile. Dahası da var. Sonradan dikilecek olan 20 bin ağaç nereye dikilecek? Dikildiği yerde büyüyecek mi? Nasıl bir ekosistem kuracak ve en önemlisi dikildiği yerin doğasına zarar verecek mi? Zarar verir mi, elbette verebilir. Eğer o ağaçlar çok güzel bir bozkır ekosistemine dikildiyse sadece o bozkırda yaşayabilen canlıların sonu gelebilir.
Sonuç olarak ağaç sevgisi çok önemlidir. Gerçekten ağacı sevmekle başlar ilk adım. Ama ağacın anlamını, dünya kültürlerindeki ve doğal yaşamdaki yerini bütünüyle görerek öğrenmeliyiz. Bu konuda ağaç hikayelerini, yakın çevremizdeki anıt ağaçları ve mitolojik ağaçları da dikkate almanızı tavsiye edebilirim.
aslında bilimsel olarak doğru değil bu pek.. tüm ağaçlar yokolsa bile , dünyada, binlerce yıl yetecek kadar oksijen var şu an.. bilimadamları söylüyor.. ben değil.. sadece gereksiz bir bilgi :) tabi ki ağaçsız olmaz.. okullarda güya böyle şeyler yapıyorlar ama.. ne derece etkili ya da halen tüm okullarda uygulanıyor mu bilemiyorum.. ama okul hayatı boyunca bir fide ekmeyen öğrenci yok gibidir , bildiğim kadarıyla.. aileye düşüyor biraz bu eğitimi vermek.
Bununla ilgili ben de değişik bir bilgi paylaşımı Ağaçlar her salandiginda Allah i zikreder Ve bu yüzden de dikene sevap yazılır Dusununsenize her rüzgar estiğinde sevap kazanmak ne kadar güzel
Benim bu konudaki düşüncem çocukların yaşam amacının ve yaşam psikolojisinin düzenlenmesi ve bu konudaki düşünce geliştirmesine küçük yaşlarda başlanılması gerekiyor. İlkokulda alınacak eğitimle çok çok fark edeceğini düşünüyorum
En önemlisi toprak topragı sevdireceksin ve bize verdigi nimetleri ve güzeligi göstereceksin ki cocuk sevmeyi ögrensin güzelikleri ve ben bayılıyorum cicek ya da bahceyle ugraşmayı cünkü babam topragı sevdirdi 🙏
0
0 Yorumla
Gizli Üye
(36-45)
+1 yıl
dikildide ne oldu geziciler hepsini söktüler güya doga koruyanlardi
Selamlar, bu konuda düşüncelerinize sonuna kadar katılıyorum. Gerçekten çok güzel ifade etmişsiniz. Ağaç ile insanın etkileşimi çok eskilere dayanır. İnsanın ağaç ile inanılmaz bir bağı vardır. Aydın Gün’ün “Telli Kavak” şiiri bunu çok güzel anlatır. Bu bağ eskiden çok daha kuvvetliydi. Ne yazık ki artık giderek zayıflamaya başladı.
“Tohumlar Fidana, Fidanlar Ağaca” diye bildiğimiz “Yurdumda” şarkısı da özelikle bizim kuşağı ağaç sevgisi konusunda oldukça etkilemiştir. Bununla birlikte TEMA’nın çok düzenli bir şekilde uzun yıllar topluma ağaç sevgisi aşılaması toplum genelinde müthiş bir farkındalık sağlamıştır.
Tüm bunların yanında toplumda ağaç algısı giderek yanlış bir tarafa doğru evrildiğini üzülerek belirtmek durumundayım. Bunun temelinde bizlerin dünyaya sayısal değerler üzerinden bakış açısı yer alıyor. Örneğin bir ormanı yok ederek 10 bin ağaç kestiğinde karşılığında 20 bin ağaç dikilmesinin doğaya faydalı bir durum olduğu algısı var. Halbuki o 10 bin ağaçlık orman kesildiğinde yok olan çok daha fazlasıdır. Ağaçlar muhteşem bir ekosistemin sadece görünen yüzüdür. Aslında orada yok olan yüzlerce canlı türüdür. Ayrıca o ormanın ortadan kalkması bölge ekosistemine hatta bölgenin yağış rejimine nasıl etkisi olduğunu daha bilmiyoruz bile. Dahası da var. Sonradan dikilecek olan 20 bin ağaç nereye dikilecek? Dikildiği yerde büyüyecek mi? Nasıl bir ekosistem kuracak ve en önemlisi dikildiği yerin doğasına zarar verecek mi? Zarar verir mi, elbette verebilir. Eğer o ağaçlar çok güzel bir bozkır ekosistemine dikildiyse sadece o bozkırda yaşayabilen canlıların sonu gelebilir.
Sonuç olarak ağaç sevgisi çok önemlidir. Gerçekten ağacı sevmekle başlar ilk adım. Ama ağacın anlamını, dünya kültürlerindeki ve doğal yaşamdaki yerini bütünüyle görerek öğrenmeliyiz. Bu konuda ağaç hikayelerini, yakın çevremizdeki anıt ağaçları ve mitolojik ağaçları da dikkate almanızı tavsiye edebilirim.