Davada ses kayıtları önemli rol oynar mı?

İzinsiz ses ve görüntü kayıtları delil olarak kullanılabilir mi?” sorusu, sıklıkla karşımıza çıkan bir sorudur. Mağdurların, kendilerine yönelik suçlara karşı çaresiz hissettikleri durumlarda başvurdukları bir yöntemdir. Ancak, bu kayıtların hukuka uygun delil olarak kullanılıp kullanılamayacağına dair belirli şartlar bulunmaktadır.


Öncelikle, CMK madde 217/2’ye göre yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir. Yani, hukuka uygun delil, suçun işlendiğini kanıtlamak için kullanılabilir. Ancak, CMK madde 206/2-a’ya göre hukuka aykırı deliller reddedilir ve esasa dair kararda dikkate alınmaz.


Yargıtay kararlarına göre, izinsiz ses ve görüntü kayıtlarının hukuka uygun delil olarak kullanılabilmesi için belirli şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartlar şunlardır:

• Kişinin kendisine ya da bir yakınına karşı işlenmekte olan hakaret, tehdit, şantaj, cinsel istismar, taciz gibi bir suçun olması.
• Kişinin kendisine ya da yakınına karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, yetkili makamlara başvurma ve bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmaması.
• Suçun ani gelişmiş olması.
• Kaydın, suç soruşturmasında kullanılmak ve yetkili makamlara teslim edilmek üzere yapılmış olması.

Bu şartlar gerçekleştiği takdirde, izinsiz ses ve görüntü kayıtları hukuka uygun delil olarak kabul edilebilir. Ancak, bu durumda kayıtların yetkili makamlara teslim edilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Zira sosyal medyada paylaşılmasının hukuka aykırı olduğu ve suç oluşturacağı unutulmamalıdır.


Sonuç olarak, izinsiz ses ve görüntü kayıtları hukuka uygun delil olarak kullanılabilmesi için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Suç mağduru kişilerin bu konuda bilinçli olması ve kayıtların hukuka uygun şekilde kullanılması önemlidir. Aksi takdirde, hukuki ve cezai sorunlarla karşı karşıya kalabilirler.