İnsanlar, Kadınlar, Doğrular...

WitchOfSoul

Karanlığın erken geldiği zamanlar daha farklı dönüyor dünya.


Daha bir asil... Daha bir pervasız... Ve karanlık üzerimize arsızaca çökünce daha bir temiz gözüküyor insanlar. "Haydi gel de günahlarımı karanlığınla ört gece! " demiş Macbeth. Hangimizin sırlarını örtecek kadar karanlık bu gece? Siz ne kadar masumsunuz sevgili varolmayan okurlarım...



Ya da ben? Günahkar olan bedenim mi yoksa ruhum mu emin değilim.



Bir çok sır sakladım ruhumda, ve bir çok yabancının dokunuşunu gizledim bedenim de... Peki hangisi beni arsız ve ahlaksız yapar? Masum ve tutkulu dokunuşları barındırdığım bedenim mi yoksa kilise de bile açıklayamayacağım sırları saklayan ruhum mu?


Kimi zaman aynanın karşısında çıplaklığımı inceliyorum.
İnsanlar, Kadınlar, Doğrular...


Ademi olmayan bir Havva oluyorum. Acaba o elmadan önce nasıl görürdüm bu bedeni diye... Çıplak geldiğimiz bu dünyada neden bir şeyleri ayıp diye nitelendiriyoruz ki?


Şu bencil dünyada kötülükten daha ayıp mıdır çıplaklığımız?


Söylediğim yalanlardan daha mı yanlıştır sunduğum haz? İşte bunu anlayamıyorum. İnsanların koyduğu ayıp, yanlış, ahlaksızlık ve namus kavramlarını anlayamıyorum.


Tüm bu kavramları dünyanın en önemli şeyi yapıp iki bacak arasına sıkıştırılan bir balon yapmalarını anlamıyorum. O elmanın etkisi buydu sanırım. İnsani sayılan değeri ruhtan koparıp bedene yüklemek.


İnsanlar, Kadınlar, Doğrular...


Size ayıp nedir söyleyim mi? Ayıp aç ve yoksul bir insanın görmezden gelip rahat rahat yaşamaya devam ederken, yanı başındaki için hiçbir şey yapmamaktır. Ayıp her gün onlarca insanın ölümünü bilip bunun için hiçbir şey yapmamaktır.


Yanlış nedir biliyor musunuz?


Yanlış birinin canını acıtmayı isteme arzusudur. Birinin kalbini kırmayı... Yanlış, yemek seçemeyen insanlar olduğunu bile bile önüne gelen yemeği beğenmeyip harcanmasına neden olmaktır.


İnsanlar, Kadınlar, Doğrular...


Peki ya ahlaksızlık?


Ahlaksızlık birinin gözüne baka baka tutamayacağını bildiğin vaatlerde bulunmaktır. Ahlaksızlık, birini aldatmaktır. Yalan söylemek, ihanet etmektir.


Ve namus...


Namus iki bacak arasına sıkıştırılan bir zar değildir. Namus, karakterdir. Namussuzluk biriyle yatmak değildir. Namussuzluk zevkle ve isteyerek birinin canını acıtmaktır. Birine zarar vermektir.


İnsanlar, Kadınlar, Doğrular...


Tüm bu kavramları bedene değil ruha yükleyebilseydik bir şeyler daha düzgün giderdi belki. Ama biz sadece bir şeylerin ters gittiğini söyleyen ama çözümü asla aramayan insanlarız. Ya da arayıp çözümü bulsak bile onu kabullenmeyen.


Mesela bu yazıyı okuyup beni damgalayacak olanlar da vardır. Ahlaksız s.rtük... İşte konu tam olarak da bu... Ama çoğu bunu anlamayacak kadar hasta...


İnsanlar, Kadınlar, Doğrular...

İnsanlar, Kadınlar, Doğrular...
22 Cevap