Fırça Darbeleriyle Sanatı Şahlandıran Kadın Ressamlar!

Maidetta

Özellikle Rönesans akımı ile başlayan sanatsal reformlaşmada; kadın ressamlar, erkek ressamların gölgesinde kalmışlardır. O dönemin ve yakın dönemin ileri gelen aileleri, her ne kadar kızlarının sanatsal yeteneklerini göstermelerinde eğitim almalarını sağlasalar da. Gerek toplumun sanata sadece erkekler üstünden bakmasından, gerekse kadınlar başaramaz inancından dolayı adları o dönemlerde çok duyulmamıştır.

1) Suzanne Valadon

Fırça Darbeleriyle Sanatı Şahlandıran Kadın Ressamlar!

Asıl adı Marie-Clémentine Valadon'dur. Suzanne adı kendisine Henri de Toulouse-Lautrec tarafından, eski Ahit'te Daniel'in kitabında geçen bir hikayeye, suzanne ve ihtiyarlar hikayesine, referans olarak verilmiştir. Kendisi gençken yaşlı erkeklere modellik yaptığı için takmıştır bu adı Toulouse-Autrec, babasız bir kız çocuğu olarak çamaşırcılık yapan bir annenin kızıdır. Hayatı Montmartre'ın ve la belle époque'un hikayesiyle özdeştir. yaşadığı daire ve atölyesini görebileceğiniz Musée de Montmartre'ı gezmek ilginç olacaktır. müzedeki gezinin basında hikayesini anlattıkları animasyonda çalan ilk parça, kendisine derin bir aşkla bağlı olup, ayrılıklarında her yerde sadece senin gözlerini görüyorum diyen Erik Satie'nin Gnossienne'iyle başlar. Çapkın ve büyüleyici bir kadın olan Suzanne, 13 yıllık eşini oğlunun arkadaşı ve kendisinden epey genç olan André Utter için terk etmiş, Utter'le evlenmiştir. Bu evlilik 30 sene sürmüş Utter ona hayatına giren her erkek gibi delicesine aşık olmuştur. Eserlerinde genellikle erkek ve kadın vücudunu konu almıştır.

2) Mary Cassatt

Fırça Darbeleriyle Sanatı Şahlandıran Kadın Ressamlar!

Erkek sanatçıların yoğunlukta olduğu Paris'te bende varım diyen kadın sanatçılardandır. Empresyonizmin başarılı isimlerinden olmuştur; resimlerinde sergilediği figürler güçlü ve ortamı domine eden kişiliklerdir, toplumdan kolayca sıyrılabilen tiplerdir.. Yani çoğu ressamın yapmaya çalıştığı gibi, resimlerine bol bol kendi kişiliğini katmıştır.

3) Frida Kahlo

Fırça Darbeleriyle Sanatı Şahlandıran Kadın Ressamlar!

Ünlü Meksikalı ressam Frida Kahlo 1907 yılında dünyaya gelmiştir. 6 yaşında geçirdiği felç sebebiyle bir bacağı sakat kalan Frida'ya “Tahta bacak Frida” lakabı takılmıştır, 18 yaşında okuldan dönerken bindiği otobüsün çarpıştığı tramvayın demir çubuklarından birisi Frida’nın sol kalçasından girip leğen kemiğinden çıkmıştır. O dönemden sonra hayatı hastanelerde geçen sanatçı 32 kez bıçak altına yatmıştır. Omurgası ve sağ bacağındaki ağrılar dayanılamayacak derece fazla olan Frida'nın bir sözü vardı. "Acılarımı boğmak için içiyorum, onlarda yüzmeyi öğrendiler". Çocuk felci sonucu sakat olan bacağı 1954 yılında kangren sebebiyle kesildi. 1929 yılında ünlü bir ressam olan Diego Rivera ile evlendi. Sağlığındaki bozukluklar nedeniyle bir çocuğunu aldıran Kahlo, daha sonra arka arkaya iki düşük yapmıştır. Hayatının neredeyse her döneminde sağlığı bozuk olan Frida, acılarla başa çıkma yöntemi olarak kendini hep resim yapmaya adamıştır 1950 yılında omurgasındaki rahatsızlığı sebebiyle 9 ay boyunca hastanede yatan Frida, 1953 yılında da sağ bacağını kaybetmiştir. Ve 1954 yılında akciğer embolisi sebebiyle hayata gözlerini yummuştur ünlü ressam. Hayatı acılarla dolu olan ressamın eserleri de o acılarını yansıtır, bunu kendisi de bizzat söylemiştir. "Acılarımı resmediyorum" diyerek. Frida'nın eserlerinde sürekli kendisini portrelemesinin nedeni ayağa kalkamadığı dönemlerde annesi sıkılmasın diye tavana ayna yerleştirmesiyle başlamıştır.

4) Sofonisba Anguissola

Fırça Darbeleriyle Sanatı Şahlandıran Kadın Ressamlar!

Sanata katkılarıyla dünya çapında tanınan az sayıda kadın Rönesans sanatçısından birisidir Anguissola; Giorgio Vasari.. Sofonisba Anguissola'nın eserlerine övgüler yağdırmıştır. Cremona'da asil bir aileden gelen sanatçıydı. İlginç bir şekilde, Sofonisba bir seferde en az on iki portre boyardı. Rönesans'da, kadınlar genellikle usta sanatçılara çırak olarak gitmezlerdi. böylece eğitim alabilir ve çıraklık sistemini atlayabilirlerdi. Sofonisba bu konuda atipiktir -babası bir sanatçı değildir-. bunun yerine, diğer sanatçılarla birlikte çalışmıştır. Eserlerinde, bakireliğini ve mağrurluğunu vurgulaması. Kendisini Meryem ana ile ilişkilendirmesinin bir sonucudur. Yaşamının ilerleyen saatlerinde, barok ressam Anthony Van Dyck, Sicilya'da onu ziyaret etmiş hatta portresini çizmiştir. Yüzyıllar sonra, 1970'lerin feminist hareketi ile Sofonisba'nın şöhreti ve önemi bir kez daha "yeniden keşfedilmiştir"..

5) Artemisia Gentileschi

Fırça Darbeleriyle Sanatı Şahlandıran Kadın Ressamlar!

Artemisia Gençntileschi tarihte acı çekmiş binlerce kadından sadece biridir. Tecavüze uğradığı zaman 20 yaşında olan Artemisia tecavüzcüsünü öldürmeye kalkmış, ancak sadece adamın göğsüne bir çizik atabilmiştir. Ardından olay mahkemeye yansır ancak tecavüzcü ufak bir ceza alarak olaydan sıyrılınca Artemisia hıncını başka bir yolla almaya karar verir. Hemen Roma'dan ayrılıp Napoli'ye gider. Roma'da muhtemelen Caravaggio'nun Judith Beheading Holofernes tablosunu görmüştür, Artemisia ancak o kendi tablosunu yapmaya hazırlanır. Tablosunda Judith'i birebir şekilde kendisi olarak, Holofernesi de tecavüzcüsü Agostino Tassi olarak çizer; tabloda büyük bir soğuk kanlılıkla ve hatta hafiften zevk alan bir şekilde Judith Holofernesin boğazını kesmektedir. Böylece ibreti alemlik bu tabloda Judith olarak görünen Artemisia'nın acısı, bu resme her bakan tarafından hissedilecek ve bu hisle holofernesin o pörtleyen gözlerine acımayacaktı. çünkü herkes hikayeyi biliyordu.kimse kimseyi bu şekilde öldürmek istemezdi. mutlaka bir neden olmalıydı. neden de zaten belliydi. tablonun yapılmasından kısa bir süre sonra agostino tassi artık onursuz bir adam olarak anılacaktı. adalet onu aklamıştı ama etrafındakiler bu konuda pek emin değildi. Onurunu kaybeden bir kadına karşılık onurunu kaybeden bir adam eşit mi oldu dersiniz?

Fırça Darbeleriyle Sanatı Şahlandıran Kadın Ressamlar!
29 Cevap