29 Yaşında Hobi Olarak Başladığı Artistik Buz Pateninde Dünya Şampiyonu Olan Altın Kuğu Lakaplı Sporcumuz Naz Arıcı Kariyerini Anlattı!

Bugün #İlhamVerenKadınlar serimizde azmi, çalışkanlığı ve yetenekleriyle hepimizin örnek alacağı Altın Kuğu lakaplı milli sporcumuz Artistik Buz Patencisi Naz Arıcı'yı konuk ediyoruz! ✨

Naz Arıcı, çok farklı bir kariyere sahipken 29 yaşında hobi olarak başladığı artistik buz pateni branşında 32 yaşında dünya şampiyonu olarak göğsümüzü kabarttı. Çok zor şartlarda çalıştığını ve asla vazgeçmediğini belirten Arıcı'nın hayat hikayesi birçok insana ilham olacak detayla dolu. 💪🏻

Hikayesini bize anlattığı ve özellikle genç kızların yoluna ışık tutarak projemize destek verdiği için kendisine çok teşekkür ederiz. 💜

Röportajın tamamını okuduktan sonra cevaplarda Naz Arıcı'ya mesajını bırakmayı unutma. 👇🏻

Naz Hanım, öncelikle sizi biraz tanıyalım. Ne zaman, nerede doğdunuz? Eğitim hayatınız nerelerde geçti, başka neler yaptınız? Bize Naz Arıcı’yı kendi cümlelerinizle anlatır mısınız?

Merhabalar, ben Naz Arıcı. 29 Temmuz 1982 yılında Ankara’da doğdum. İlkokuldan üniversiteye eğitimimi Ankara’da tamamladım. Eğitim hayatım sıkı çalışmayla ve başarılarla geçti. Derecelerle okullar bitirdim. Küçükken kendime ideal belirlemiştim. Ya inşaat mühendisi olacaktım ya elektrik-elektronik mühendisi olacaktım. Kendime bir ideal belirleyip sonuna kadar götüren bir yapıya sahibim.

29 yaşında hobi olarak başladığınız artistik buz pateninde 32 yaşında dünya şampiyonu olmuş ve daha birçok şampiyonluklar elde etmişsiniz. İlham veren kariyer serüveniniz nasıl başladı, buz patencisi olmaya nasıl karar verdiniz?

İkiz gibi büyüdüğüm en yakın arkadaşımı kaybettim. Beklenmeyen bir ölümdü. Büyük bir depresyon döneminden sonra 29 yaşında hayata tutunmak için hobi olarak başladım. Aslında sevdiğim şeylerin bir listesini yaptım, psikolojik olarak kötüyken de bir şeyi sevmek ve böyle bir liste yapmak kolay olmadı. Ankara’da Belpa diye olimpik bir buz pistimiz vardı. Oraya gittim tribünlere oturdum kayanları izledim ve orada karar verdim ben bunu denemeliyim diye. Başladığımda benim için bir tutku değildi sadece bir etkinlikti.

Kariyerinizi inşa ederken ya da kariyeriniz boyunca siz kimlerden ilham aldınız? Kimleri ilham verici buluyorsunuz?

Kariyerim derken buz pateni kariyerimse kendime antrenörümü örnek aldım. Kendisi Timuçin Özbükücü ve Türkiye’nin ilk milli buz patencisi. Türkiye’ye buz patenini getiren kişilerden. Onun kayışını seyretmek bambaşka. Kendisinin kayarken aldığı zevki görmelisiniz. Hayata başka türlü bakıyor o zamanlar, yaşamın da ötesine geçiyor sanki. Onu o şekilde ki görse büyük ilham alacağından eminim.

Milli sporcu olmak birçok fedakarlıkları, zorlukları ve sıkı disiplinle çalışmayı da beraberinde getiriyor. Siz ne gibi zorluklar yaşadınız ve bu zorlukların üstesinden nasıl geldiniz?

İlk milli olduğum zamanlarda milli sporculara özel buz pisti seansı yoktu. Bir kulüp saatinde kayıyordun ve o kulübün de fazla sporcusu varsa koreografine uzun uzun çalışman çok zor oluyordu. Ve ilk yarışmalarıma o şekilde çalıştım. Hatta girdiğim kulübün seansları hafta içi sabah 6’da başlıyordu ben 5.30’da gelip boş sahada koreografi kayıyordum. Sonra 8’e kadar çalışıp giyinip işe gidiyordum.

Bunun dışında hafta sonları halkla birlikte halk seansında kaymaya çalışıyordum. Bu zamanlar dışında piste girme şansım yoktu. Dolayısıyla elimde olan seansları son derece sıkı çalışarak değerlendirmeye çalışıyordum. İş hayatıyla buz pateni öğrenme ve sonrasında yarışmaya hazırlanma sürecim kısıtlı çalışma imkanlarıyla geçmişti.

Altın Kuğu lakabıyla ülkemizi çok başarılı bir şekilde temsil ediyorsunuz. Ülkemize böylesi değerli katkılarda bulunmak size neler hissettiriyor?

Anlatılmaz yaşanır diyeceğim. Bu benim için olması gereken bir şeymiş gibi hissediyorum. Ben bunun, ülkemi dünyada en iyi şekilde temsil etmek için bu spora başlamışım gibi hissediyorum. Türkiye’nin ilk yetişkin milli buz patencisiyim. Dünya buz pateni tarihinde namımız çok da iyi değildi.

Benim ilk yarışmam olan 2015 yılında antrenörüm ve ben Türkiye’nin ismini en üst sıraya yazdırdık ve 5 sene de taçlandırdık. Hatta 2017’de aldığımız yüksek puanla kırılan rekor bana dolayısıyla Türkiye’ye ait, hala kırılamadı ve uzun süre de kırılacağa benzemiyor. Artık biz de varız demiyoruz, “biz burdayız!” diyoruz. Milliyetçi duygularım kabarıyor ve Mustafa Kemal Atatürk’e layık bir Türk Sporcusu olmaya çalışıyorum.

Sporculuk kariyerinize geç yaşta başlamanıza rağmen başarılı işlere imza atan biri olarak hiçbir şey için aslında geç olmadığını gösteren birisiniz. Genç kadınlara içlerindeki gücü fark edip kariyer yolculuğunda durmadan ilerlemesi için ne tavsiye eder, hayallerinin peşinden giden genç kadınlara ilham olmak için ne söylemek istersiniz?

Çok teşekkür ederim. Eğer bunu gösterebildiysem ne mutlu bana. Çünkü bizim, Türk milleti olarak ihtiyaç duyduğumuz kuvvet damarlarımızdaki asil kanda mevcut. Ben yaptıysam herkes yapar. Benim üstün bir gücüm yok. Sıkı ve disiplinli çalışma azmim var. Çocuk veya yetişkin herkes bu sporu yapabilir. Sadece kendilerine sınırlar koymasınlar. Bunu kariyerini hangi yolda planlamak isterlerse o yol için tavsiye ediyorum.

Başkalarının sizin hayatınıza, değerlerinize, hedeflerinize, planlarınıza yorum yapmalarına izin vermeyin. Bu aileniz bile olsa böyle. Daha siz sizin ne kadar ilerleyeceğinizi bilmezken bir başkası bunu hiç bilemez. Eğer ben böyle yapmasaydım şu an sizinle tanışıyor olmayacaktık. Hepinize çok sevgilerimi gönderiyorum. Dişil enerjinizin farkına varın.

Hayatta hiçbir şey için geç olmadığını ve hayallerimizi gerçekleştirmekten asla vazgeçmememiz gerektiğini gösteren bir hakiyeydi. Naz Arıcı'ya bu harika röportaj için tekrar çok teşekkür ederiz. 💜

Sen hiç hayata geç kaldığını hissettin mi? Başarmak istediğin neler var ve gerçekleştirmek için ne gibi adımlar atıyorsun?

Bir önceki içeriğimiz olan Film Yönetmeni ve Yazar Dilara Aslantaş röportajını kaçırdıysan buraya tıkla!