Günaydınlar, güzel Türkiye'mizin güzel bir sabahına uyandık. Yaşamak kolay olduğu kadar insani ilişkilerdeki ufak tefek hatalar hayatımızı zorlaştırabiliyor, güldürebiliyor veya ağlatabiliyor. Bu konularda eni çok öfkelendiren bir konuyu esprili bir dille paylaşmak için karşınızdayım. Bakalım bu konuda duygularımız aynı mı?
Sizlerin de yorumlarınızla katkılarınızı bekliyorum.

Neden beklediğimizi biliyor muyuz?

En kolay görünen ama cevabı hep verilemeyen soru şu; neden beklediğimizi biliyor muyuz?
Eşimizi, arkadaşımızı, sevgilimizi, ailemizin bir ferdini veya çevremizde olan bir insanı. Beklerken o andaki hislerinizi gözden geçirdiniz mi?
Kimine göre bekletilmek değersizlik hissini beslerken, kimine göre gelecek olanla yapılacak sohbet veya geçirilecek zamanın keyifli hayalleri bekletilmeyi güzelleştirebiliyor.
Bu noktada şundan emin olmalıyız. Bizi bekleten kişi isteyerek mi bekletir yoksa elinde olmayan sebepleri, açıklayacağı mevzular var mıdır?
Peki sizler beklerken hangi hisse kapılıyorsunuz? Bence’mi okuduktan sora yorumlarınızı buna göre yaparsanız sevinirim.
Bilerek bekletenler

Bu kişiler içinde oldukları ruh halinin ve kendilerine verdikleri vazgeçilmezlik düşüncesinin etkisiyle kimseyi umursamazlar, bir yerlerde bir bekleyen olduğunu bilmek onların gururunu okşar ve kendilerince yüceldiklerini zannederler. Çünkü hayatları boyunca hiç kimse onlara değer vererek yaklaşmamış ve hiç kimse onları severek, isteyerek bir yerlerde yollarını gözlememiştir. Bu ezikliğin göstergesini ve o açık yaralarını bu şekilde kapatmak isterler.
Elinde olmayan sebeplerle bekletenler

Bu kişiler bekleyen kişinin yanına vardıklarında gözlerinde ve yüzlerinde size karşı duydukları üzüntü ve mahcubiyeti hemen görebilirsiniz. Size bin bir dille neden geciktiklerini, neler yapmak zorunda olduklarını ve spontane gelişen durumları anlatırlar. Her kelime ve cümlelerinde bunu okursunuz. Artık içinizden “tamam bitsin bu konuda buluşma amacımıza dönelim diye feryat edersiniz.
Beklemeyi sevmedikleri halde bekletmeyi sevenler
İşte bu tipler en sinir bozucu olanlardır. Kendileri bekletirler ama siz bir defa bile bekletseniz kıyamet kopar. Bu tiplerden en çok duyacağınız cümleleri sıralayalım.
- Yok efendim bir haber etseydin, bir haber vermek bu kadar zor olamaz.
- Neredeydin, nasıl oldu da gelebildiniz kralım/kraliçem?
- Mehter takımı ve Belediye Başkanını selamlamaz mısınız efendim?
- Millet beni anıt sanıp yanımda fotoğraf çektirdi
- Aman beni kımıldatma üstüme yuva yapan kuşun yuvası bozulur, yuva bozmak günahtır.
- Guinnes rekorlar kitabında en çok bekleyen yaz ben çıkıyorum.
Yukarıda yazdıklarıma benzer daha nice şeyler duymuşsunuzdur. Neden böyle yaparlar çünkü onlar sizi bekletirken içlerindeki gururu siz onları bekletirken ezikliğe dönüştürmüş olurlar. Onlar beklenen ve siz hep bekleyen olmalısınız.
Buluşma noktasına karşılıklı olarak geç kalanlar

En sevdiğim tipler bu modellerdir. Buluşma yerini ve saatini genellikle unuturlar.
Acaba Taksim miydi, yok yok Bakırköy demiştik. Allah Telegram'ın, Whatsapp'ın vs belasını versin yine silmiş mesajları. Kendileri siler ama suçlu başkasıdır. Ve kafada geçmişin hayali canlanır.
Biz en son kafede oturduk, ben Taksim dedim o Bakırköy dedi. Eee yoksa iki yer arasında bir noktamı belirledik? Mesaj atsam olmaz, arasam canım nasıl unuttu der mi acaba?
Diğeri şunu düşünüyor; Sahil dedik evet evet sahil. Sahildeki kafede buluşacaktık. Eee İstanbul'da her yerde sahil var, o zaman Kartal dedik. Evet evet hem daha sakin diye orayı seçtik. Sorsam mı, yok be Kartal demiştik, ona sorup kendime güldüremem.

Aynı anda iki arkadaşımızda düşüncelerini okuduk. Halbuki durum basit, insanız ve gün içinde sayısız gelişen olayla bunları yaşamamız doğal. Eğer bu tiplerden biri cesaretini toplayıp diğeriyle iletişime geçmezse ne mi oluyor?

Birisi Bakırköy sahilde beklerken diğeri Kartal’a gidiyor ve ikisi de bekliyor. Yine iletişim olmazsa ikisi de diğeri için “işi çıkmıştır yoksa muhakkak gelirdi” diyerek evlerine dönüyorlar, bu munis arkadaşlardan herkeste olmalı. Dost sohbetinde espriler ve bekletme muhabbetleri konuşulurken bu ikisinin o kahramanlık hikayesi sohbetin zirvesi oluyor.
(Birebir yaşanmış bir hikayeyi aktardım ve olayın kahramanlarından birer çay içme karşılığında izin alınmıştır.)
Bir bencemin daha sonuna geldik. Umarım keyifle okursunuz ve katılımınızı yorumlarınızla desteklersiniz. Musmutlu günleriniz olsun.
Not: Görseller alıntı olup içerik tamamen tarafıma aittir. Taklit veya kopya diyerek kaldıracak olan moderasyon ekibinden öncelikle bencemin kopyasının DM den bile olsa tarafıma iletilmesini talep ediyorum.
En İyi Erkek Görüşleri