Bana bir tavsiye verecek olsan, ne olurdu?

Kendinizi bir sonuç değil, bir süreç olarak görün. Hayatın size yaşattıkları, elinizden aldıkları, sundukları ya da eksik bıraktıkları; bunların tamamı sizi şekillendirmiş olabilir. Fakat siz, yaşadıklarınızdan ibaret değilsiniz. Geçmişinizi omzunuzda bir yük gibi taşımak zorunda değilsiniz. Ancak onu tamamen silerek, görmezden gelerek de ilerleyemezsiniz. İnsan, geçmişiyle barışmadan geleceğe adım atamaz.

Kimsenin sizin adınıza kim olduğunuzu tanımlamasına müsaade etmeyin. Başkalarının kanaatleri yalnızca onların sınırlı bakış açısını yansıtır. Bugünkü hâliniz, nihai biçiminiz değildir. Her insan değişebilir. Bazen düşer, bazen kalkar, bazen durur ve bazen yürür. Ancak bu iniş çıkışların içinde hiç kaybetmemeniz gereken bir şey vardır: Kendinize olan inancınız.

Sizi anlamayanların çokluğu, sesinizin kıymetsiz olduğu anlamına gelmez. Bazen hayat öylesine gürültülü hâle gelir ki, insan kendi sesini bile duyamaz olur. O yüzden size düşen, o sesi yeniden bulmak ve ona sadık kalmaktır. Başkalarının onayına değil, kendi vicdanınıza ve iç huzurunuza ihtiyacınız vardır.

İçinizdeki sesi bastırmayın. O ses, her şey sustuğunda dahi size doğruyu söylemeye devam eder. Ve siz bir gün, dış dünyanın suskunluğuna değil, kendi varlığınıza yaslandığınızda göreceksiniz ki, yolun en güvenli haritası tam da içinizde saklıdır. Yeter ki o sesi duymaktan korkmayın.