Düzenli Bir İlişki Yürütebilmenin 5 Altın Kuralı!

Pek çok insanın hayalleri arasında düzenli ve sağlıklı bir ilişkiye sahip olmak var. Bu duygular lise çağlarında başlayıp, bize zaman geçtikçe tecrübe edinerek olgunlaşmak açısından oldukça güç katar. Evet, herkesin "lise aşkım, ilk göz ağrım" diye bahsettiği birileri mutlaka olmuştur. Bu yıllar duygularımızın daha masum, mantıktan uzak geçirdiğimiz ve sorumluluklarımızın olmadığı güzel yıllarımızdı. Her sevgili gibi ben de derdim "hiç ayrılmayalım, sonum sen ol" gibi klişe kelimeler. Çünkü tecrübe ve mantık denilen şey benden uzaktı. Katı duygularım ile aşkın bu olduğuna kendimi inandırmıştım. Zaman geçtikçe tecrübe edinip, üzerime biraz sorumluluk eklenince açılmaya başlamıştı gözlerim. Her şeyin duygu olmadığını, mantığın önemini kavradığım yıllara adım atıyordum. Bütün toz pembe hayallerimi bir kenara bırakıp, sırtıma koca bir yük yüklemiştim. Ya sonrası mı? İşte şimdi bu detaylara hep beraber göz atalım!

1. İletişim

Öncelikle karşınızdaki insana verdiğiniz değer, ayırdığınız vakit ile eş değerdir. İlk adım olarak karşınızdaki insanı ne kadar tanıyabildiniz? Fikirleri fikirleriniz ile uyuşuyor mu? Sizi maddi ve manevi mutlu edebilir mi? Bazı sorunları tartışarak değil, konuşarak çözebilir misiniz? Ne kadar sonuç odaklı? gibi klişe görülen sorular olsa da, bunlar ilişkinin devamını sağlayacak en önemli unsurlardır. Herhangi bir sorun karşısında sizi dinleyerek, size destek mi olacak? Yoksa o katı ve olgunlaşmamış duyguları ile sizi köreltecek mi? Unutmayın ki tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır diye boşuna dememiş atalarımız. Saygı, sevgi, hoş görünün olduğu bir ortamda aksi bir duruma rastlanamaz. Ve karşınız da ki insan iyi izlenimler yaparak analiz yapınız. Çünkü insanlar kendilerini tanıtmak istediği gibi tanıtıp, kendilerini hayali bir kalıba sokarak sizlere beğendirmeye çalışabilir. Bu tamamen bir hastalık. Bir insan bir insanı sevmeyebilir, fikirleri uyuşmayabilir, konuşmak istemiyor olabilir. Öncelikle kabullenmeyi ve saygılı olmayı öğreneceğiz!

2. Dürüstlük

Karşınızdaki insanda bir yer edinebilmek için ona verdiğiniz güven, huzur size her daima ayna olacaktır. Çoğu kişinin başvurduğu pembe yalanlar dediğimiz, pek önemsenmeyen detaylar gibi görünse de, tam tersine başlı başına bir problemdir. Benim en önem verdiğim şey, karşımdaki insanın bana olan saygısı ve dürüstlüğüdür. İnsan, karşısındaki insana ayna olabilmelidir. Sahtelikle, yalanlar ile yüzünüz güleceğine, bırakın gerçekler canınızı acıtsın.

3. Sadakat

Aranızda oluşan duygu bağlarındaki sorunlar, sizi her zaman şüpheci olmaya teşvik edecektir. Ve karşınızdaki insanı tanımaya çalışırken sadece kör duygularınız değil, biraz mantığınızı kullanın. "Seviyorum ya!" gibi klişeleşmiş kelimeler sizi bir noktada yanıltacaktır. Çünkü maddiyat denilen o gerçek sizleri en acımasız yerinizden vurup, hayatın gerekçelerini göz önünde bulundurmanıza yardımcı olacaktır. Önemli olan karşınızdaki insanın size kelimeler ile değil, gözle görülen ne gibi somut fedakarlıklar yaptığıdır. Çünkü bazı şeyler laf ile, sözler ile gerçeklik kazanmıyor. Söz ile herkes sever, herkes yapar. Evliliğe adım atmadan önce onun en azından düzenli bir işinin olması, hayatın gerçeklerinde ne gibi zorluklardan geçeceğinizi düşünerek hareket etmenizi öneririm. Unutmayın ki içinde mantık bulundurmayan duygular kaybetmeye her zaman mahkumdur!

4. Şefkat

Cinsiyet fark etmeksizin bir erkeğin ya da kadının sevgi ve şefkat ile ruhunun okşanması, ona içten tavırlar ile atacağınız her adım onu size doğru çekecektir. Bazen bir içten bir gülümseme, bazen ise eşsiz bir bakış. Gözleri ayna olurmuşçasına, bırakın sevdiğiniz kadını üzmeyi, saç teline bile zarar vermekten çekinin. Kadına verdiğiniz değer kadar, güven kadar adamsınız. Ve onlar kullanılmak için değil, sevilmek için varlar. Bazen abisi gibi, dostu, sırdaşı, babası gibi öğütleyip arkasında durmayı bilmeli, yeri geldiği zaman ile ona eş olmayı bilmelisiniz. Nasıl bir çiçek güneş olmadan, su olmadan yeşermiyor ise bir kadında sevgisiz, ilgisiz, şefkatsiz bırakılamaz. Lafta sevmek kelimelerini bir kenara bırakıp, onlara varlığınızı hissettirin. Bakınız sahte olun demiyorum, sadece içten olun!

5. Romantizm

Sevdiğiniz kadını içten ve güzel iltifatlarınız ile ruhunu okşamayı bilmeli, ona samimi olmalısınız. Bir kadını parayla, pahallı hediyeler ile, maddiyat içeren şeyler ile etki altına alabileceğinizi sanıyor iseniz yanılıyorsunuz. Elbette aralarında paraya tapan kısım mevcut. Fakat o ilişki sadece çıkar sonuç ilişkisidir. Sevdiğiniz kadının gözlerinin içine bakın, gözlerinin içine gülümseyin. Ben bunları yazarken bile yüzümde oluşan o ufak ve masum tebessümleri görmenizi çok isterdim. Bazen bir çikolata ile, bazen bir demet çiçek ile onu dünyalar mutlusu yapabilirsiniz. Ona ufak sürprizler hazırlayın. Dışarıda yenilecek bir yemek yerine kendinizden bir şeyler katın. Maddiyatı bir kenara bırakıp manevi değerlerinize önem verin. Çünkü sevgi, aşk, bu manevi duyguları para ile satın alamazsınız. Çünkü bir kadın seviyorsa seni, korkarak yaklaşır sana, korkarak öper seni. Onu yanıltma!

Ağladığında silemiyor isen avuç içlerin ile gözyaşlarını, öpemiyorsan avuç içlerinden, sevda değildir bu! Yanındayken bile özleyebilir misin? Her telefon çaldığında diye irkilir misin?

İşte tam olarak kendimi sevdanın üzerine basmış hissediyorum.. Size bir adım atana, siz bin adım atın. Size değer veren insanlara açın yüreğinizi. Sizi gerçekten seven insan bahanelere sığınmaz, şartlar ne olursa olsun yanınızda bulunur. Sizi istemeyen insanlar için asla kendinizi üzmeyin! Herkes herkesi istemek zorunda değil, konuşmak zorunda değil, aynı fikirde olmak zorunda asla değil. Kabullenmeyi öğrenmeli, saygı duymalı. Sizi istemeyen padişah torunu da olsa eyvallah demeyin!

İçimden geçenleri sizlere aktardım.. Okuduğunuz için teşekkür ediyorum.

#cgrrcsknn'den sevgiler ile..