Bir insanın soruya soruyla karşılık vermesinin sebepleri neler olabilir?

Mersinli "Cihangir" geldi aklıma soruyu hazırlarken. Ters psikoloji yapıp olayı kendi lehine çeviriyordu sonra da istediği cevapları alıyordu. Kişisel bir taktik geliştirmiş anlaşılan; hayatın içerisinde de var bu insanlar. Birçok kişi muhabbetin gidişatında tıkandığı yerde "soruya soruyla karşılık vererek" kendine o anlık zaman kazandırıyor gibime geliyor. Savaş alanlarında "en iyi savunma saldırıdır" taktiği vardır bilirsiniz ki, işte belki de bazılarına göre bu da iletişimin münazarasındaki taktiktir.

Sokrates vakti zamanında yapmış bunu; mantalitesine göre tüm bilgilerin doğuştan insanın kendi benliğinde bulunduğuna inanırmış. Öğrencilerine de bu metodu uygularken hedeflediği "kişileri kendi içlerine yönlendirerek kendi sorduğu sorunun cevabının farkında olmadan yine kendinin bulmasını ispatlayabilmekmiş. Soru sormak özüne indirgendiğinde bir yanıt talebi olarak karşımıza çıkıyor. Biraz daha açarsam "esasen sizden istenilen her talebi kati olarak yerine getirme zorunluluğunuz yoktur, bunun yanında talebi yerine getirmeden evvel başka talepte bulunma hakkınız vardır." Siz "karşı tarafın sizden istediği yanıt talebine cevap vermeden evvelinde başka bir yanıt talebini ön şart gibi düşünüp yaptırımların arasına alabilirsiniz. İşte bu aşamada soruya soruyla karşılık verme detayı çıkar ortaya."

Sorun şu ki "hiçbirimiz Sokrates değiliz" önce bi' bu konuda anlaşalım. Bir kısım soruya soruyla karşılık verirken bir kısım da bir alt kümeden "soruya aynı soruyla karşılık vermeyi" yaptırımları arasına iliştirmiş oluyor. Hani olası sebepleri sıralamaya çalışsak "süper zeki insanların köşeye sıkışmamak adına durumu kurtarma çabasıdır veya taktiktir, öz güven problemlerine işarettir, gizliden gizliye cevabı bilmediğini kamufle etmektir, zaman kazanmaya yeltenmektir" falan fişman diyebiliriz. Onu bunu bilmem de tek emin olduğum nokta şu ki "soruya soruyla karşılık vermek" hareketinin "diyaloğun gidişatını ve insanın iletişim (konuşma) isteğini sekteye uğrattığıdır." Ufak bir mantıkla "sorunun sorulma amacı bir şeyi öğrenmektir." Karşınızda muhatap olarak duran kişiyi belli düşüncelere sevk etmek veyahut bazen sadece meraktan ya da bir olaydan emin olmak adına" sorarsınız sorularınızı. Cevap vermek bir insan için neden bu denli zordur peki? Yine mantığın gerçekçi irdelemesine sığınıp soruların iki türlü şekliyle cevaplanabileceğini düşünüyorum. "Sorunun cevabının bilinmediği söylenebilir (bilmemek değil öğrenmemek ayıptır) genelde bilmiyorum demeyiz de uydur uydur söyleyeyim deriz. Ya da "sorunun cevabını biliyorum lakin söylemeyeceğim/söylemek istemiyorum" da denilebilir (kimse kişisel hak ve hürriyetinize baskı yapamaz seçim sizindir).
Bir insanın soruya soruyla karşılık vermesinin sebepleri neler olabilir?
Bilmiyorum kelimesini kullanabiliyor musunuz; sorulan her soruya cevap vermek yerine soruyla karşılık verdiğiniz vakitler oluyor mu?
Bir insanın soruya soruyla karşılık vermesinin sebepleri neler olabilir?
Cevapla