Ülkemizde afet yönetimi yeterli mi ve afetlere karşı hazırlıklı mıyız?

Merhaba.

Öncelikle tüm ulusumuza geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. 06 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen iki büyük depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, yaralananlara sağlık, hâlen kurtarılmayı bekleyenlere ise en kısa zamanda selamet diliyorum.

Kağıt üzerinde ülkemiz sadece doğal afetlere değil, her türlü müsibete ve belaya hazır. Mevzuta bakıldığında ciddi olarak çok güzel kanun, yönetmelik ve yönergelere sahibiz. Ancak bu mevzuatın yürütülmesini sağlamakla yükümlü olan üst yönetici kademesindeki görevliler ve kilit rollerde bulunan daha alt seviyedeki yöneticilerin, liyakat yerine siyaset ve yakınlık anlayışına göre seçilmesi, seçilenlerin de hizmetlerini görev anlayışından ziyade siyasete göre yapmaları nedeniyle planlama ve uygulamada çok büyük sıkıntılarımız var. Bu görüşte söylediğim ve söyleyeceğim şeyler sadece yaşadığımız deprem konusunda değil, maden kazaları dâhil pek çok konu için geçerli.

Her türlü musibet durumunda, çeşit çeşit senaryolara göre hazırlanması gereken planlarda aslında kimin ve hangi kurumun ne yapacağı, nasıl yapacağı, hangi vasıtaları kullanacağı, hangi yolları kullanacağı, nerede bulunacağı, kime nasıl destek vereceği, ek görevleri, komşu illere nasıl destek olunacağı vb her şey belli olmalı ve bu planlar her zaman güncel bulundurulmalı. Planlamalarda, görevli olan kurumların yapacağı işlerle ilgili olarak kimlerin hangi görevi icra edecekleri yedekleri ile birlikte personel isimleri belirtilerek yapılmalı.

Ancak planlara yeterli önem verilmemesi, yeterli zaman ve çaba harcanmayarak yasak savmak ve sırf yapmış olmak amacıyla üstünkörü hazırlanması, her türlü olumsuzluk senaryosunun öngörülememesi, esneklik ve inisiyatif içermeyen planlar yapılması, planlamadan anlamayan niteliksiz personele hazırlatılması, planları hazırlatması ve kontrol etmesi gereken liyakatsiz yöneticilerin işi bilmemesi gibi yüzlerce sebeple kâğıt üzerinde mükemmel olan mevzuatımız, uygulamaya geçildiğinde işe yaramıyor.

Bu söylediklerimi ezberden söylemiyor, yaşadıklarıma göre aktarıyorum. 2020 yılında, İçişleri Bakanlığına bağlı bir kurumun, bulunduğum ildeki en yetkili ikinci personeli iken emekliliğimi istedim. Yani kendi kurumumun ve diğer kurumların planlarını gördüm, planlamalarında sıkıntı olan diğer kurumlara müdahale edememenin çaresizliğini yaşadım.

Bu kafa ile gidersek, amiyane tabiriyle burnumuz b o k tan kurtulmayacak maalesef. Allah tekrarından ve beterinden korusun.

Esenlikler diliyorum.

maalesef değiliz. Depremden sonra ne yapacağımızı tartışıyor siyasetçiler. Bu saçmalıktır. Depremden sonra değil, depremden önce ne yapacağımız önemli. Binaların sağlam olması, güçlü olması yeni sistemlerle donatılmış ve 9 şiddettindeki bir depremde dahi yıkılmayacak güçte evlerin inşa edilmesi gerekiyor. Türkiyede bu söylediğimi düşünen tek kişi Celal Şengör. Bir kişiyle mi yapıcaz bütün bunları?