Aşk, her ne kadar kitaplarda "bir kimseye ya da bir şeye karşı duyulan aşırı sevgi ve bağlılık duygusu" olarak tanımlansa da, her bedende her insanda aşkın tanımı ve yaşantısı farklılaşmaktadır bu bir gerçek. Bu yazdıklarımı okuyan kişi, yani sen... Kaç yaşında olduğun önemli değil, eğer 'aşk' seni bulmuyorsa, belki de sen onun seni bulmasına izin vermiyor olabilirsin. Nasıl mı?

Yaşadıkların, yaşayış biçimin, düşünce kalıpların, hayal kırıklıkların buna sebep olabilir. İşte kendinden belki de birkaç sebep bulabileceğin o ihtimaller zinciri:
Geçmiş tozdur, üfle gitsin. Geçmişe takılı kalıyorsan, bir geleceğe sahip olamazsın.

Aylar belki de yıllar önce yaşadığın bir ilişkiye dair kafanda hala düşünceler dönüyorsa, aşk seni bulmak bir yana dursun, senden daima kaçar. Geçmiş tozdur, üfle ki gitsin. Eskilerle uğraşmaktan, yenileri keşfetmeye fırsatın olmadığından, hep mutsuz, hem depresif hemde yalnız kalacaksın. Geçmişe takılı kalıp sürekli oraya bakmak, boyun ağrısından başka bir şey kazandırmaz.
Aşk, hayallerindeki gibi kusursuz değildir. Biraz alçaktan uçmayı dene.

Hayatında biri yok, belki de bunun sebebi sensindir, hiç düşündün mü? Kafanda kurduğun kusursuz, çekici, ultra yakışıklı/güzel insan figürünü şöyle bir köşeye bırak. Hep fiziki takıntıların, seni bu hale getirmedi mi? Kusursuz insan yok, fiziğe biraz daha az önem verirsen, belki aradığın aşkı bulabilirsin. Yükseklerden uçma ki, alçaklarda ki insanları görebilesin.
Yaşanmışlıkların seni güvenmek konusunda zorlayabilir. Bunda haklısın elbette ama bu da senin önünü kapayan bir engeldir. Yeniden güvenmeyi denemelisin.

Kalbe alınan darbelerin sızısı uzun süre dinmez. Yaşanmışlıkların seni yormuş, yıpratmış ve bu sebeple artık erkeklere/kadınlara güvenilmez birer canlı olarak bakıyor olabilirsin. Eğer yeniden aşık olmak, o duyguları tatmak ve yaşamak istiyorsan yeniden güvenmeyi denemelisin.
Aşk yerine gecelik arzular peşinde koşuyor isen, üzgünüm. Aşkın yolu buradan geçmez!

Aşk, tene dokunmak değil, kalbe dokunmaktır. Arzularına, nefsine hakim olamıyorsan ve her gün farklı erkekleri/kadınları arzuluyor ve arzularını gerçekleştiriyor isen aşk sana kilometrelerce uzak demektir. Böyle yaşamak mutlu ediyorsa, aşkı araman çok yersiz olacaktır.
Aşk ciddiyet gerektirir. 2. adım evliliktir. Evlilikten korkuyorsanız, aşık olmaktan çekiniyor olabilirsin.

Aşk, iki günlük heveslerimizi tatmin edeceğimiz bir şey değildir. Aşk, ciddiyet gerektirir. Belki de sonu evliliğe gidecek diye aşktan kaçıyor olabilirsin. Evliliğe hazır hissetmiyor olman seni aşktan uzak durmana sebep oluyor olabilir. Hayatı korkarak yaşarsan, daima kaybedersin.
Aşkı basitleştiren insanlar, sizi aşktan soğutmuş olabilir.

Çevrende gördüğün insanlar, yaşanan cıvık cıvık aşklar, özensiz, değersiz gördüğün o sıcaklıktan uzak ilişkiler seni aşktan soğutmuş olabilir. Kendin gibi birisini bulamayacağını düşünmen ve "iyi birisi yok" düşüncelerin seni bu noktaya getirmiş olabilir.
Her sakallıyı dedeniz sanmayın. Her sevgi, aşk değildir.

Hayatınıza giren her kadını/erkeği hemen sahiplenmekle, onu tanımadan hayatınızın merkezi yapmakla en büyük hatayı yapıyorsun, farkında değilsin. Her ilgiyi aşk sanmaların, seni aşksız bırakıyor. Aşk kazanmak uğruna, her gördüğün sakallıyı dedeniz sanmayın :)
Gerçek aşk, mükemmel olan birisini bulmakla ilgili değildir, fakat sıradan olanı mükemmel olarak görebilmeyi öğrenmekle ilgilidir. (J.Jordan)
Bir gün herkesin, aradığı adresi bulması dileğiyle...
Sürç-i Lisan Ettiysek Affola
Emeğe saygı.
teşekkür ederim :)