İnsan Olmaya Dair Bir Kaç Şey

Sürsil

Gerek örf ve adetlerimiz, gerekse inançlarımızın kadına biçtiği değerler, onları toplum içerisinde hem sıkışmalarına hemde işkenceye varan muamelelerle karşı karşıya kalmalarına sebep oluyor.

Bana göre kadına şiddet erkeğin sünnet olması ile başlıyor. Çeşitli hastalıklar bahane edilerek ve sağlık açısından yararının herhangi bir testi ve deneyi yapılmaksızın iddia edilen sünnet; artık yıkılmaz bir tabu haline gelmiş durumda. Çoğu kişi penis başını koruyan bu parçanın kesilmesinin inançlardaki karşılığını bilmeden uygulamaktadır.

İnsan Olmaya Dair Bir Kaç Şey

Kadına şiddetle ne alakası var derseniz;

Bu koruyucu başlığın olmaması erkeğin sürekli yerli yersiz uyarılmasına sebep olacaktır. Beyin bu düşünceler içerisinde sürekli aktif bir yaşantı ve ergenlik geçirecektir. Hal böyle iken kadınların ise erkeklerden uzak bırakılması, erkekte çeşitli seksopat duygu ve düşüncelerin beslenmesine neden olacaktır. Kadınlarla konuşturulmayan erkek onların değişik bir canlı olduklarını içlerinde kurgulayarak insanı vasıflardan ayıklayacaklardır.

Nitekim bir çok toplumda kadınlar insan olarak görülmez. Nüfuslarda bile sayılmazlar.

Aşağıdaki videoyu belki hemen hemen hepimiz izlemişizdir;


Çocukken bu düşüncelere sahip olmayan erkek; yetiştirilme tarzı ve inançları silsileleri ile kadına karşı vahşi bir tutum sergilemesi için yetiştiriliyor.

Birçok toplumda olduğu gibi bizim toplumumuzda da kadının yeri bellidir

Ulu önder Atatürk'ün kadına kazandırdığı hak ve hürriyetler sayesinde kendini ifade edebilme özgürlüğüne sahip bazı kadınlar; başka bir rejimi isteyecek kadar küstah davranabiliyorlar. Onlara vaad edilen şey ahlak olmamasına rağmen, ahlakmış gibi medeni kanunu red edip gayri meşru ilişkileri kendisine hor görebiliyor.

Eski inanışlarımızda kadının yerinin çok iyi olmasına rağmen, taş devrinde yaşayan toplumların kadına verdiği değeri bizdenmiş gibi kabullenmek, yozlaşmanın en büyük kanıtlarından birisidir. Bir toplum kadını devlet başkanı yaparken, aynı dönemdeki başka bir toplum diri diri gömüyordu. Ne hikmetse bu iki toplumun torunları dedelerinin kadınları göndüğüne inanıyor.

Olaya derinlemesine bakarsak; evrimsel sürecin 1.8 milyar yıl önce ki ökaryot hücre aşamasında olan atalarımızın, bölünerek çoğalmayı bırakıp, yeni bir mekanizma geliştirerek çiftleşmeyi denemesi ile başlamıştır.

Fakat burada işin garip olan yanı ise, dişi olarak tabir ettiğimiz canlının hep var olmuş olması. Yani cinsiyetsizde diyebiliriz. Bir kaç tane cinsiyetsiz (dişi) olan hücre koplaladıkları yeni DNA proteinleri ile, değişime uyrayarak erkeklik cinsiyeti kazanır. Bu şu demek oluyor Dişi kendisini çoğaltmak için yine kendi bünyesinde erkeklik şifreleri oluşturuyor. Bu bilgiler günümüzde "Y" kromozomunda bulunan DNA şifrelerinde kadlanmıştır. Ni'tekim tüm insanlar anne karnında ilk 5 hafta hep dişidir.

Bu aynı zaman da şu demek oluyor; kadın erkeğin kaburga kemiğinden yaratılmadı. Kadın; erkeği kadınları çoğaltması için yarattı.


Kadınlar ile erkekler eşit değildir! Evet. Onlar bizden çok daha üstün varlıklardır. Yoksa bu adamın dediği gibi Akıl sahibi insanlara gönderilen inançlar silsilesi ne hikmetse beden sikletlerinin farklılıkları ile değerlendiriyor olayı. "Hiç kadın ile erkeğin aynı siklette yarıştığı bir yarışma gördünüz mü?" diye soran bu din adamına; "Akıl sahibi bireyler olarak bilgi yarışmalarında kadın ve erkekler birlikte yarışırlar" diye cevap veremeyen uyuşmuş beyinler.

Bu ve bunun gibi düşünceler yaşadıkça kadın hak etttiği değeri asla bulamayacak

Bizi mağara ve ormanlardan rezidanslara taşıyan şey merak etme, sorgulama ve öğrenme dürtüsüdür

Animalia'dan Homo Sapien'e giden yolculuğumuz bu dürtüler sayesindedir. Hayat felsefemizi inançlar yerine, bilim üzerine inşaa etmeliyiz.

İnanmak istemiyorum, bilmek istiyorum. - Carl Sagan

Lütfen kız çocuklarımıza, kadınlarımıza değer verelim

Onları cinsel bir met'a yerine insan olarak görelim. Bunun savunucusu olalım. Senin yaşantında özgürce yaptığın şeyler onunda en tabi hakkı. Etik kuralların belirlediği, gözleme ve deneye dayalı hukuk anlayışı ile steyen istediğini yapmakta özgürdür. Sen tek başına bir birey isen kız kardeşin, eşin, kızın ve annen gibi dünyadaki tüm kadınlar da birer bireydir. Senin hak ve hürriyetlerine onlar da eşit ölçüde sahiptirler. Lütfen bu özgürlüğe engel olma.

Irkçılığın, cinsiyetçiliğin, mezhepçiliğin olmadığı bir dünya oluşturmak için değişime önce kendimizden başlamalıyız

Aynanın karşısına geçin ve "Ben neyim?" sorusunu sorun kendinize.


Ve son olarak sizleri geleceğin bilimine emanet ediyorum;


İnsan Olmaya Dair Bir Kaç Şey
5 Cevap