Çiftimizin flörtüydü, nişanıydı, kınasıydı derken sıra düğüne gelir... Düğün günü konuklar düğün salonunun kapısında tek tek ağırlanıp, şap şup öpülme faslından sonra konuklar sıra sıra yerleşirler.
Oğluna kız arayan teyzeler akıllılık edip dans pistine en yakın alana otururlar ki; biraz sonra oynayacak kızları iyi dikizleyebilsinler. Zaten düğüne gelme amaçları da budur. :)
Daha sonra ufaktan müzik çalmaya başlar. Kızlarımız da ortamı hareketlendirmek için yavaş yavaş dans ederler. O esnada çocuklar da ellerinde balonla aylak aylak etrafta dolaşırlar.
Müzik hareketlenir, gençler piste akın eder. Tam dansa odaklanmışlarken oradan bir dayının "yaew aç bir halay havası bu gavurları mı dinleyecez?!!" haykırışıyla müzik değişir. Ve pistte gençlerin yerini dayılar alır.
Bir de düğünlerde kendilerini göstermek isteyen kızlarımız vardır, hiç pistten inmez hatta dayılara bile eşlik ederler...
Millet tam Angara'nın Bağları'na ısınmışken onun yerini İrem Derici'nin Kalbimin Tek Sahibine şarkısı alır ve çiftimiz bu şarkı eşliğinde dans etmeye başlar. Dans esnasında birşeyler fısıldaşırlar fakat ne fısıldaşırlar orası meçhul.
Sıra gelir düğün pastasına... Konuklara dev gibi bir pasta gösterilir ama önlerine gelen pasta bit kadardır. Çiftimiz pastayı keser, birbirlerine yedirir içirirler. İçiremeye de bilirler;
Pastalar yenir ve sıra takı merasimine gelir... Konuklar sırayla para takarken bir yandan da görümce kim ne takmış, ne kadar takmış tek tek inceler...
Sonra gelin piste çıkarılır, bu gelin için düğünün en zor kısmıdır. Az oynasa olmaz, çok oynasa olmaz. Neyse ki gelinin arkadaşları devreye girer ve geline eşlik ederler...
Vee bir düğün macerası da böyle sona ermiş olur, konuklar evlerine gider, çiftimiz de bir yastıkta kocarlar :)
-Teşekkürler :)
En İyi Cevaplar